Sağlık Bakanı Recep
Akdağ, ''Vatandaşın başımızın üzerinde yeri var. Lakin kim şiddete başvurursa onun bileğini bükecek tedbirleri alıyoruz, alacağız. Buna da asla müsamaha etmeyeceğiz'' dedi.
Sağlıkta Dönüşüm Programı İl Değerlendirme Toplantısı'na katılmak üzere
Balıkesir'e gelen Bakan Akdağ,
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Balıkesir
Milletvekili Ahmet Edip Uğur ile
Vali Yılmaz
Arslan'ı ziyaret etti.
Akdağ,
gazetecilere yaptığı açıklamada, sağlık alanında Balıkesir'deki hizmetler hakkında bilgi verirken, kentte geçmişte yoğun bakımın verilemediğini, MR cihazının olmadığını söyledi.
Balıkesir'de şimdi bütün hizmetleri verir hale geldiklerini ifade eden Akdağ, ''Son 9 yılda ciddi yatırımlar yaptık. Önümüzdeki 3 yıl 500 milyon liraya ulaşan yatırım olacak. Sağlıkta Dönüşüm Programı'nın yatırım kısmını Balıkesir'de 2015 yılı sonunda bitirmiş olacağız. Bu süre sonunda kamuya ait tüm sağlık binalarını ya yenilemiş olacağız ya ihtiyacımız olan yeni bir bina yapmış olacağız'' diye konuştu.
Vatandaşlara evde sağlık hizmeti, randevu
sistemi ve acil
servis konularında uyarılarda bulunan Akdağ, şöyle devam etti:
''Yatalak hastası olanlar mutlaka bu işle ilgili '444 38 33' numaralı telefonu arasın. Aradıklarında ekibimiz gidiyor, bütün sağlık bakımını üstleniyor. Hastaneye gitmesi gerekiyorsa taşıyoruz. Evinde
rapor verilmesi gerekiyorsa doktoru evine gönderiyoruz. Diş hekimini evine gönderiyoruz. Balıkesir'de 3 bin 800 kardeşimizi bu şekilde takip ediyoruz. İstiyoruz ki kimin ihtiyacı varsa, biz bu ihtiyacı evlerinde görelim. Vatandaşlarımız bu meseleyi mutlaka takip etsin. Ayrıca '182' numaralı telefonu arayarak önceden randevu alsınlar. Önceden randevu alırsa vatandaşlarımız, hem kendi hem de
sağlık çalışanlarının işleri kolaylaşır.''
-''Vatandaşlarımızdan istirhamım...''
Akdağ, vatandaşlardan bir de ricasının bulunduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
''Lütfen acil olmayan hastalarınızı acil servislere götürmeyin. Bu,
ülkemizde acil servislerin yükünü çok artırıyor. Aile hekimlerimiz var, randevulu sistemlerimiz var. Hali vakti yerinde olan vatandaşlarımız
küçük katkılarla özel hastanelerden de faydalanabiliyor. Gerçekten acil olan hastayı acile götürmeliyiz. Bunu yapmadığımız zaman başka bir kardeşimizin, ağır bir hastanın zamanından çaldığımızı bilmeliyiz.
Acil başvuruların yüzde 10'u geçmemesi gerekir. Bu rakam bazı hastanelerimizde yüzde 30'u buluyor. Sağlık çalışanları da ağır hastalar da bu yükün altından kalkamıyor. Vatandaşlarımızdan istirhamım; öncelikle
aile hekiminize gidin, bir uzmana gitmeniz gerekiyorsa randevu alarak doktora gidin. Ağır ve acil bir durum varsa acile gidin.''
-Sağlıkta başarının sırrı-
Akdağ, ''Sağlık alanındaki başarının sırrının nereden kaynakladığı''nın sorulması üzerine, şunları söyledi:
''Sağlıkta büyük bir başarımız var. Bunu vatandaşımız da tüm dünya da takdir ediyor. Ancak ekonomi kötüye gitseydi biz sağlıkta hiçbir şey yapamazdık. Harcadığımız parayı normalde 2,5 misline katladık.
Ekonomimiz iyi olmasaydı biz bu parayı nereden harcayacağız? Yunanistan'a bir bakın. Her alanda olduğu gibi sağlık harcamalarını da kısıtlıyorlar. Biz belki bazen ekonomi yönetimiyle harcamaları çok tartıştık, hala da tartışıyoruz. Ben haliyle daha çok para harcamak istiyorum. Onlar da bu iş biraz
kontrollü gitsin istiyorlar. Sonuçta sürdürülebilir bir sistem kurduk. Ülke büyümeseydi bunu yapamazdık. Biz bir
koalisyon hükümeti olsaydık, bu işler asla böyle yürümezdi. Bazen aynı partinin
bakanları olarak bile aramızda tartışıyoruz. Yerine göre o tartışmaların uzadığı dönemler oluyor. Başbakanımız hakemliğimizi yapıyor. Bu, insana önem verme ve
ekip işi. Başarımızın sırrı partimizin 'önce insan' diyen felsefesinde ve ekip çalışmasında yatıyor.''
-
Kırım Kongo hastalığı -
Kırım Kongo hastalığıyla ilgili gazete ve televizyonlarda yapılan haberler üzerine, şehirlerde bazen endişe doğduğuna da değinen Akdağ, şehirlerde görülmeyen bu hastalığa, kırsalda, köylerde, çiftçilikle ve hayvancılıkla uğraşılan yerlerde rastlandığını belirtti.
Akdağ, orada yaşayan insanların da
kene yapışmasına öteden beri alışkın oldukları için olayı önemsiz gördüklerini ifade ederek, şöyle dedi:
''Oysa bu önemli bir iş. Farkındalığı artırmak için biz ciddi çalışmalar yapıyoruz. Erzurum'dan başlayıp
Kelkit Vadisi'nden Çankırı'ya kadar uzanan bir hat var. Bu hat üzerinde, büyük vakaların yüzde 90'ı burada. Bu yıl 10 bin sağlık görevlisi 3 bin köyde vatandaşlarımızı bilgilendirdi.
Hayvancılık ve çiftçilikle uğraşan, köyde yaşayan vatandaşlarımız (Keneden bir şey olmaz. Bu, bizim bildiğimiz kene) falan asla dememeli. Çalıştıktan sonra bir günün sonunda vücudunu kontrol etmeli. Varsa sağlık görevlilerinin
tarif ettiği şekilde bunu çıkarmalı. Çık
aramayacaksa mutlaka bir sağlık kuruluşuna gitmeli. Keneye de asla çıplak elle dokunulmaması için riskli bölgelerde
eldiven dağıtıyoruz. Hastalığa yakalanan vatandaşlarımız için uzman merkezler oluşturduk. Türkiye'de
ölüm oranları yüzde 5-6'yı geçmiyor. Bazı ülkelerde Kırım Kongo'ya yakalananların yüzde 20'ye yakını hayatını kaybediyor. Türkiye'de bu oranlar yüzde 6'yı geçmedi. İnşallah daha da aşağı çekeriz.''
Ayrıca
Erciyes Üniversitesi ile Hıfzı Sıhha'nın birkaç senedir aşı geliştirme konusunda çalışma yaptığını da vurgulayan Akdağ, bu konuda belli bir mesafe alındığını, ancak bir aşının geliştirilmesinin 7-8 seneden önce zor olduğunu bildirdi.
-Sağlık personeline yönelik şiddet-
Akdağ, ''sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olaylarının önlenmesi noktasında ne gibi tedbirler alındığı'' yönündeki bir soruyu ise şöyle yanıtladı:
''Sağlık çalışanlarına şiddet olayı dünyada önemli bir problem. İngiltere'nin nüfusu bizden 10-15 milyon daha az. 2001 yılında yapılan bir araştırmada, bir yılda sağlık çalışanlarına 85 bin kere sözlü ve fiili şiddetin yapıldığı görülmüş. 85 bin kere değil, 85 kere bile olsa biz buna razı değiliz. Vatandaşın başımızın üstünde yeri var. Vatandaşın her türlü ihtiyacını görmeye çalışacağız. Ancak hak arama yeri şiddet olamaz. Maalesef bundan 2 hafta önce bir
köşe yazarı 'bazı durumlar olur ki şiddetten başka çare kalmaz' gibi çok tehlikeli bir cümle yazdı.
Şiddet hiçbir zaman bir hak arama yolu olamaz. Yerine göre hakikaten sağlık kurumunda vatandaşı rahatsız eden bir durum da meydana gelebilir. Bunun için başvuru yollarının hepsini açmış durumdayız. Bu açıklamayı şunun için yapıyorum; vatandaşın başımızın üzerinde yeri var. Lakin kim şiddete başvurursa onun bileğini bükecek tedbirleri alıyoruz, alacağız. Buna da asla müsamaha etmeyeceğiz.''
Balıkesir Valisi Yılmaz Arslan, ziyaretin anısına Bakan Akdağ'a, Sındırgı ilçesine özgü Yağcıbedir
halısı ile Balıkesir kolonyası
hediye etti.