Hava sıcaklıklarının
mevsim normallerinin çok üstünde seyretmesiyle ilişkilendirilen
hastalık günlerce, hattâ haftalarca sürebiliyor. Oldukça ağrılı geçen, batma ve kaşıntı hissinin ön planda olduğu hastalık, özellikle çocuklarda sık görülüyor. Hava yoluyla bulaştığından hızla yayıldığını ve vaka sayısının gün geçtikçe arttığını belirten uzmanlar, özellikle havuzlara dikkat edilmesini öneriyor.
Konu hakkında görüşünü aldığımız
aile hekimi Dr. Funda Müftüoğlu Karamancı, hastalarının ikamet ettiği
Yenişehir bölgesinde bu hastalığın yoğun olarak görüldüğünü, aile fertlerinden birindeki enfeksiyonun süratle ev halkına yayıldığını ifade ediyor. Karamancı, polikliniğe başvuran hastaların,
vakit kaybetmeden bir göz hastalıkları uzmanı tarafından
kontrol edilmesi gerektiğini önemle vurgularken salgından korunma yolu olarak da ayrı havluların kullanımı,
yaşam alanlarının sık havalandırılması, uzmanlarca verilen ilaçların doğru ve düzenli kulllanılmasını sayıyor.
Salgının boyutları ve sebepleri hakkında bir açıklama yapan göz hastalıkları uzmanı Dr. Hidayet Burcu Kurumer ise
İzmir'de salgının varlığını doğruladı: ''Yaz aylarında hava sıcaklığının artması sebebiyle göz iltihaplanmasına sebep olan virüsler, kolaylıkla insandan insana bulaşarak salgınlara yol açabilmektedir. Sulanma, çapaklanma, kızarıklık, kaşıntı, batma, göz içi ve göz kapaklarında şişlikler, sık görülen belirtiler arasındadır. Kliniğimize günde 5 ile 10 arasında bu şikayetlerle başvuran hasta mevcuttur. Rakam, son birkaç haftadır artış göstermektedir. Önlem alınmaması halinde gözde uzun süren ya da kalıcı olabilen hasarlar olusabilmektedir." Dr. Kurumer, bu belirtileri gösteren kişilerin 24 ile 48 saat icinde bir göz hekimine başvurması gerektiğinin altını çizdi.
Hastalık yakın temasla hızla bulaşabildiğinden başta sık
el yıkamak, ortak esyaların ayrılması gibi şahsi tedbirlerin yanısıra çevrenin de dezenfekte edilmesi gerektiğini vurguladı.
İzmir Özel Şifa Hastaneler Grubu göz hastalıkları uzmanı Opr. Dr.
Gönen Başer de "adenovirus konjoktüviti" olarak da bilinen bu hastalığın çok değişken olduğunu ve bazen sıklıkla görülebildiğini ifade etti. Başer, "Bugünlerde artmaya başladı. Aşırı miktarlarda değil ama yine de var. Bulaşıcı, yakın temastan geçebiliyor. Havlu ve çarşafları,
hijyen malzemelerini ayırmak gerekiyor." şeklinde konuştu. Vücut direncin düşük olduğu kişilerde daha ağır seyreden hastalığın gözde yaşarma, sulanma, batma, kapanma hissi, kulakta lenf bezinde şişme, ateş ve falanjist türü bir rahatsızlıkta eşlik edebilen göstergeleri olduğunu anlatan Opr. Dr. Başer, her yaş grubunda görülebilen hastalığın genellikle yazın daha sık ortaya çıktığını belirtti. Aşırı sıcaklarda sık sık elleri yıkamak, şahsi hijyen malzemelerini ayırmak, çok yakın temastan kaçınmak ve
vücut direncini yüksek tutmak gerektiğini kaydeden Başer, şu anda görülen haftada üç dört vakanın çok az olmadığını, aylarca hiç görülmeyebilen bu hastalığın havuzlardan bulaşabildiğini hatırlattı.
Kaşkaloğlu Göz Hastanesi'nin kurucularından göz mütehassısı Prof. Dr. Mahmut Kaşkaloğlu ise yaptığı açıklamada, salgın bulunmadığını ama yazın, kışa göre daha fazla vaka olabildiğini ifade etti. Prof. Dr. Kaşkaloğlu, "Hijyene dikkat edilmediği için yazın birazcık fazla oluyor ama halkı korkutacak, salgın tarzı bir şey yok. Burada dikkat edilmesi gereken hijyendir. Ailede bir kişide varsa, aynı havlu ve yastığı kullanmamaya özen gösterilecek. Sık sık eller yıkanacak. Yüzme havuzlarına de çok sayıda insan girdiği için dikkat edilmesi gerekiyor." dedi.