Tüm
kanserlerin yüzde 43 oranında engellenebileceğine dikkati çeken Tezer,
hastalığın önlenmesi konusunda vatandaşların sahip olduğu bilgileri davranış değişikliğine dönüştürmesi gerektiğini belirtti.
Türkiye'de ciddi bir kanser yükü olduğuna işaret eden Tezer, kanserden korunma çalışmalarının önemine değindi. Tezer, vatandaşların birçoğunun
alkol ve
tütün kullanımının kansere yol açtığını bildiğini ancak tütün kullanımı konusunda davranış değişikliğine gitmediğini söyledi.
Obezite ve
fiziksel aktivite konusunda ise farkındalık düzeyinin oldukça geri olduğunu belirten Tezer, sözlerini şöyle sürdürdü: "Hala kişi başına 18 gram tuz tüketen bir ülkeyiz. Bu da
mide kanserine rastlanma oranını yükseltiyor. Buna rağmen tuzluk sallamaya devam ediyoruz. Tuzluk sallamayın diyoruz. Haftada üç defa fiziksel aktivite yapmak gerek. Fiziksel aktivite yapmanın yolu pahalı
spor salonlarından geçmiyor. Hava kötüyse evde kalmak istiyorsanız, ister yarım saat dans edin, ister folklor oynayın ya da evin camlarını silin."
Tezer, kanserden korunmada gençlerin doğru beslenmeye yönlendirilmesinin ve ürünlerin üzerinde kalori bilgilerinin yer almasının da önemini vurguladı.
Uluslararası Kanser
Savaş Örgütü Başkanı Prof. Dr. David Hill de kanserle mücadelede işbirliğinin şart olduğuna işaret etti. Dünya Kanser Örgü tü'nce (UICC) yapılan araştırma hakkında bilgiler veren Hill, katılımcıların alkol ve sigaranın kansere yol açtığını bildiğini, ancak obezite ile kanser arasındaki ilişki konusunda bilgi sahibi olmadığını söyledi.
Araştırmaya katılanların dörtte birinin kanser konusunda kaderci bir yaklaşım sergilediğini ifade eden Hill, katılımcıların yüzde 25'inin kanser konusunda tam bilgilendirme ve
tedaviye katkı sürecine katılma gibi bir isteğinin olmadığını kaydetti.
Avrupa Kanser Cemiyetleri Direktörü Wendy Yared ise Avrupa'da kanserle mücadele konusunda devlet kurumlarının temsilcilerinin, hasta yakınlarının ve hastaların katılımıyla "Avrupa Kanser İnisiyatifi" oluşturulmasının planlandığını bildirdi.
AB Komisyonu'nun, Avrupa Kanser Ligi'nden "kanserden korunma", "kanser araştırmaları", "sağlık ve
bakım" ile "bilgilendirme" konularından birini yönetmesini istediğini kaydeden Yared, Avrupa Kanser Ligi'nin kanserden korunma programını yürütmeyi
tercih ettiğini söyledi.
Yared, 2011'den itibaren mayıs ayının son haftasının, "Avrupa Kansere Karşı Haftası" olarak kabul edileceğini ve çeşitli etkinlikler yapılacağını açıkladı.
Bir gazetecinin, "morfin kullanım oranları" ile ilgili sorusu üzerine, Prof. Dr. Hill, kanserde ağrının en önemli tedavi ilacı olan narkotik ilaçların değişik nedenlerle kullanılamadığını söyledi. Dünyada afyon ve morfinin kanunsuz kullanımı nedeniyle tıbbi kullanımı konusunda sıkıntılar yaşandığına işaret eden Hill, bunların kanunsuz kullanımının engellenmesi, tıbbi kullanımının ö nünün açılması için uluslararası anlaşmalar yapılması yönünde çabalar olduğunu kaydetti.
UICC, Roy Morgan Research International ve Gallup tarafından Türkiye'nin 18 ilinde
18 yaş üstü 2 bin 19 kişinin katılımıyla yapılan araştırmaya göre, katılımcıların yüzde 85'i hiç alkol almıyor. Tütün kullanım oranı erkeklerde yüzde 54, kadınlarda ise yüzde 20.
"Son bir ayda hiç güneş yanığı oldunuz" sorusuna katılımcıların yüzde 61.6'sı hayır, yüzde 35.3 "
evet" yanıtı veriyor.
Kişilerin fiziksel aktivitelerin yoğunluk gösterdiği yerlerin başında yüzde 8.8 ile işyerleri geliyor, bunu yüzde 7.6 ile ev, yüzde 1.4 ile spor salonları takip ediyor.
Katılımcıların yüzde 52.6'sı kanserin tedavi edilebileceğini, yüzde 24.1'i ise tedavi edilemeyeceğini düşünürken yüzde 23.3'ü bu konuda kararsız kalıyor.
Kanser,
kalp hastalıkları ve AIDS'ten daha önemli bir sağlık sorunu olarak görülüyor. Katılımcıların yüzde 80.5'i kanseri, 60.4'ü kalp hastalıklarını, yüzde 20.1'i AIDS'i önemli bir sağlık sorunu olarak değerlendiriyor.
Kanser risk faktörleri açısından katılımcıların yüzde 92.9'u sigarayı, yüzde 90.4'ü alkolü, yüzde 71.5'i tütünü, yüzde 70.9'u stresi, yü zde 67.8'i yağlı yiyecekleri, yüzde 61.5'i aşırı kiloyu, yüzde 43.6'sı cep telefonunu, yüzde 39.6'sı
sebze tüketilmemesi, yüzde 38.4'ü yetersiz fiziksel aktivite, yüzde 23.6'sı ise musluk suyu kullanımını ilk sıraya koyuyor.
AA