Erkeklerde, akciğerin ardından ölümlerden en çok sorumlu tutulan
kanser türü sıralamasında ikinciliği, mesane kanserini geride bırakan
prostat kanseri aldı.
"Prostat Kanseri İnsidans Çalışması" adlı araştırmanın ön raporuna göre Türkiye'de
prostat kanserinde belirgin bir artış var.
Ankara Üniversitesi
Tıp Fakültesi Üroloji Ana
Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr.
Önder Yaman, prostat kanserinin gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde, orta yaşı geçmiş erkeklerde en sık görülen tür olduğunu söyledi.
Erken dönemde hiçbir belirti vermeyebileceğini, ancak rutin
kontrollerde yapılan tetkiklerde ortaya çıkabileceğini kaydederek
erken teşhisin önemine değindi.
Birçok kişinin, prostat kanseri olduğunu hastalığın ileri bir döneminde farkettiğini vurulayan Prof. Dr. Yaman, "Erken dönemde hiçbir belirti vermeyebilir ve tanı, ancak rutin kontroller sırasında yapılan tetkiklerle koyulabilir.
İnsanların birçoğu, herhangi bir yakınması olmadığı için kontrol amacıyla doktora başvurmamaktadır.
Amerikan Üroloji Derneği bünyesindeki Amerikan Kanser Topluluğu, ailesinde prostat kanseri öyküsü olan erkeklerde 45, diğerlerinde ise 50 yaşından itibaren yılda bir defa parmakla rektal muayene ve
serum PSA düzeyinin kontrolünü önermektedir." dedi.
Prostat kanserli hastaların
yaşamını sürdürmesinde en önemli unsurun erken teşhis olduğunu aktaran Yaman, "Geçmişte erken teşhis testleri yaygın değilken birçok erkeğe ilerlemiş kanser tanısı koyulmakta ve birkaç sene sonra ölmekteydi. 1975 yılında tanı konulan hastalardan 5 sene yaşam süresi oanların oranı yüzde 67'ydi. Bugün çoğu erkeğe erken teşhis koyuluyor.
Bugün yine
tedavi edilsin ya da edilmesin lokalize prostat kanseri tanısı koyulmuş erkeklerin çoğunun 5 ile 10 yıl yaşama şansları, kansersizlere yakın oranda." şeklinde konuştu.
Gelişmekte olan ülkelerde 65 yaş üstü nüfus 2010 yılında 327 milyonken 2020'de 476 milyon, 2050'de ise 1 milyar 175 milyona çıkmasının öngörüldüğünü hatırlatan Önder Yaman, yaşlanan bu nüfusun en önemli hastalıklarından birinin de prostat büyümesi olacağını belirtti.
Dünya
Sağlık Örgütü verilerine göre 50-60 yaş aralığında yüzde 40'larda olan iyi huylu prostat irileşmesinin, 60'lı yaşlarla beraber yüzde 70'lerin üzerine çıktığına dikkat çekerek, "İyi huylu prostat irileşmesi, ilerleyici bir durumdur.
Çalışmalar, bu hastaların tedavi almamas halinde 5 yıl içinde şikayetlerindeki kötüleşmenin yüzde 17 oranında artacağına işaret ediyor. İyi huylu prostat irileşmesinin ilaçla tedavisinde bugün için tüm dünyada yaygın olarak kullanılan iki ilaç grubu var.
Birinci grup, özellikle prostat içindeki düz kas yapılarını gevşeten ve dolayısıyla
idrar yapılmasını kolaylaştırabilen, 'alfa-blokör' olarak adlandırılan gruptur.
İkinci grup ise büyümüş prostatta bir miktar küçülmeye neden olarak şikayetlerde azalmaya yol açabilen '5-alfa redüktaz inhibitörleri' olarak adlandırılan gruptur." dedi.