Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Arif Kapuağası, yaptığı açıklamada, organ naklinde Türkiye'nin altyapı açısından Avrupa ve dünya ülkeleri içinde en iyi durumda olan ülkelerden biri olduğunu söyledi.
Yeterli altyapı, organ dağıtımıyla ilgili oluşturdukları çok iyi bir sistem ve yetişmiş personelin bulunduğunu belirten Kapuağası, buna karşılık bağışta sıkıntı yaşadıklarını kaydetti. Kapuağası, organ bağışında çoğu nakillerin canlıdan gerçekleştiğini dikkati çekerek, şunları söyledi:
"Kişiler, ölmüş yakınlarının organlarını bağışlamadığı için bu organlar maalesef toprağa veriliyor. Şu anda 22 bin 500 organ bekleyen hasta var. 55 bin de diyaliz hastası, bunların çoğu da organ nakli için potansiyel hasta. Geçici olarak diyalizde idame tedavisi görüyorlar ama tek umutları organ nakli. Bağışlanacak bir organa bakıyorlar. Yıllardır organ bekleyen insanlarımız var. Bağışı artırabilirsek ki bununla ilgili Türkiye'nin her yerinde bilinçlendirme çalışmalarımızı devam ettiriyoruz."
Arif Kapuağası, bir yakının ölümünü kabul edip organlarını bağışlamanın kolay olmadığını ancak bağış sonucunda 5-6 kişiye hayat verildiği düşüncesinin bağışın rahatlıkla kabullenilmesini sağladığını kaydetti.
"Böbrekte yıllık sağ kalım oranımız 97"
Organ bekleyenlere merhem olabilmek için yoğun bir şekilde çalışmalarını sürdürdüklerini belirten Kapuağası, şöyle konuştu:
"Dünyaya baktığımızda ilk zamanlar bu tür sorunlar yaşanmış. Bu işi çok ileri düzeyde yapan ülkelerde de bunu gördük. Onlarda da 15-20 yıl gibi bir sürede ancak duyarlılık oluşmuş. Biz de yolun başındayız ama nakil tecrübesi olarak biz onlardan geri değiliz, daha iyiyiz. Şu anda Türkiye'de yapılan nakiller, sağ kalım, kalite olarak dünyadaki nakilleri en iyi yapan ülkelerle aynı seviyede. Böbrekte yıllık sağ kalım oranımız 97. Bu Amerika ile eşit. Karaciğer'de 80'ler civarında. Gayet iyi durumdayız. Yani altyapı olarak her şeyimiz var fakat organ bağışında vatandaşımızın kendisinin organa ihtiyacı olmadan önce daha duyarlı davranmasını istiyoruz."
"Canlı nakilde dünya birincisiyiz"
Türkiye'nin kadavra bağışında çok kötü durumda olduğuna dikkati çeken Kapuağası, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Milyon nüfus başına Avrupa ülkelerinde bu oran 20-25'lerde. Türkiye'de oran 2.7 idi. Şimdi çalışmalarımızla 5'in üzerine çıktı. İspanya'da milyon nüfus başına 34, bizde hala 5'lerde. Şu anda yaptığımız kadavra nakillerinin 5 katını yapabilecek bir potansiyele sahibiz. Kendi organlarımızı canlıyken akrabalarımıza bağışlıyoruz ama ölümüzün organlarını insanlarımıza bağışlamıyoruz. Canlı nakilde dünya birincisiyiz. Bizim sıkıntımız kadavra nakilde. Türkiye'de geçen yıl 4 binin üzerinde solid organ (kalp, karaciğer, böbrek ince barsak, pankreas) nakli, 2 bin 500 kemik iliği nakli, 2 bin 300'ün üzerinde kornea nakli yapıldı. Dünya rakamlarına baktığımız zaman oran çok yüksek. Çok iyi durumdayız ancak bir tek sorunumuz bağış. Onu da hep beraber inşallah aşacağız."
Yılda bin 700 kişi organ beklerken ölüyor
Kapuağası, dini açıdan organ bağışında bir sıkıntı olmadığını, bu konuda yetkililerin net açıklamalarda bulunduklarını belirterek, "Tamamen ölmüş bir insandan bahsediyoruz. Ve bu ölmüş insanın hayata katacağı 5-6 insandan bahsediyoruz. Çünkü kalp, karaciğer nakli yapmadığınız insan ölüyor. Organ nakli için beklerken yılda bin 700 kişi maalesef ölüyor. Bunu düşünmek lazım" dedi. Kurdukları sistemde, organların kesinlikle en adil şekilde ihtiyacı olana dağıtıldığını bildiren Kapuağası, bundan kimsenin endişesinin olmaması gerektiğini sözlerine ekledi.