Elevli, yaptığı açıklamada, olumsuz hava şartlarından dolayı arıcılar açısından Türkiye'de verimli bir yıl olmadığını, bal üretiminde diğer yıllara göre yüzde 30 ile 40 oranlarında rekolte kaybının yaşandığını söyledi.
Bal rekoltenin düşük olmasının temel nedenlerinden birinin de küresel iklim değişiklikleri olduğuna dikkati çeken Elevli, ''Bunun yanı sıra arıcıların yanlış uyguladığı teknikler,
ilaçlama hataları ve hastalıklarla yapılan yetersiz mücadele rekolte kaybında etkili olmuştur. Bu konuda gerekli hassasiyet gösterilmediği sürece arıcılıkta sıkıntılar yaşanmaya devam edecektir'' dedi.
Bu yıl bal üretiminin az olmasına rağmen fiyatların aşırı derecede artmadığını vurgulayan Elevli, ''Bunun nedeni,
çiçek balına alternatif bal şurupları,
kestane balına alternatif olarak da Gürcistan'dan kaçak olarak yurda giren ballardır'' diye konuştu.
Gürcistan'dan kaçak getirilen balların üretiminde kullanılan ilaçlar nedeniyle zararlı kalıntılar içerdiğini öne süren Elevli, şunları kaydetti:
''Gürcistan'dan yurda giren
Kafkas kestane balları,
koku,
görünüm ve tat itibariyle çok güzel ancak hasat döneminde kullanılan ilaçlar arasında Türkiye'de tarımsal alanda kullanılması yasaklanan ilaçlar bulunuyor. Bu ballar piyasada çok
ucuza satılıyor ve kimi yerlerde Türk balı denilerek satışa sunuluyor. Gürcistan'dan kaçak olarak yurda sokulan ve piyasada yarı fiyatına satılan ballar, hem insan sağlığını hem de Türk balını tehdit ediyor.''
-Şifa kaynağı kestane balı-
Kalitesinden dolayı Karadeniz'de üretimi
teşvik edilen ve piyasadaki en değerli ballar arasında yer alan kestane balının
şifa kaynağı olduğunu vurgulayan
Giresun Arıcılar Birliği Başkanı
Kubilay Elevli, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Yörede '
deli bal' olarak adlandırılan kestane balı, içinde bulunan protein ve enerji kaynağı olan şekerin çok yüksek değerde olmasından dolayı çok ciddi
besin kaynağıdır. Özellikle hastaların bu balı tüketmesini öneriyoruz. Beynin daha aktif çalışması için de bala ihtiyaç vardır. Bu bal genelde tansiyona iyi geldiği ve
soğuk algınlığında
vücut direncini yükselttiği için
tercih ediliyor. Kestane balının sabah ve
akşam bir
tatlı kaşığı tüketilmesi gerekmektedir. Fazla tüketildiğinde sağlık sorunlarına yol açabileceği unutulmamalıdır.''
Bal üreticisi
Yüksel Bektaş ise yaklaşık 10 yıldır arıcılıkla uğraştığını mevsimine göre çiçek ve kestane balı üretimi yaptığını söyledi. Bu yıl olumsuz hava şartlarından dolayı özellikle kestane balı üretiminde büyük düşüş yaşandığını dile getiren Bektaş, ''Ben yılda ortalama 200-250 kilo kestane balı üretiyordum. Bu yıl 50 kilo ya var, ya yok'' diye konuştu.
Geçen yıl 30 lira olan yöreye özgü kestane balının kilosunun bu yıl 40 liraya yükseldiğini anlatan Bektaş, şunları kaydetti:
''Pahalı olmasına rağmen vatandaşlarımız bu kaliteli balı tercih ediyor ancak Gürcistan'dan gelen ballar 'Türk balı' diye satılıyor. Bu hem vatandaşlarımız, hem de bizler açısından olumsuz bir durumdur. Fiyatını ucuz bulan vatandaşımız bunu alıyor ama aslında kandırılıyor. Bu ülkeden gelen kaçak balların yurda girişinin önlenmesi bizler için büyük önem arz ediyor. Yetkililerden denetimleri artırmalarını talep ediyoruz.''