Şişmanlığın ölçüsü değişti

Araştırmayı yapan uzmanlar sonuçların yanlış anlaşılmaması için uğraşıyor: Kesinlikle obezitenin zararsız olduğunu söylemiyoruz

Şişmanlığın ölçüsü değişti

'Ağırlık bölü boyun karesi' formülüyle yer eden vücut yağ oranı hesaplama metodu BMI, kalp hastalığı riskinin ölçülmesinde işe yaramıyor olabilir ABD'li doktorlar, şişmanlık derecesini ölçen Vücut Kütle Endeksi'nin (Body Mass Index/ BMI) hayli hatalı olduğunu ve bunun yerine daha kesin bir ölçünün bulunması gerektiğini belirtti. ABD'deki Mayo Kliniği'nden araştırmacılar, tıp dergisi Lancet'te yayımlanan makalelerinde, BMI'ı düşük çıkan hastaların kalp krizinden ölme risklerinin BMI'ı normal olanlara oranla daha yüksek olduğunu saptadıklarını belirtti. Bunun yanı sıra aşırı kilolu hastaların, BMI'ı normal çıkan hastalara göre, kalp sorunlarının daha az olduğu kaydedildi. Kalp hastalığı bulunan 250 bin kişiyi kapsayan 40 araştırmanın verilerinin incelenmesiyle ulaşılan bu bulgu, obezitenin bir sağlık sorunu olmadığını ileri sürmüyor ancak 100 yıldır kullanılan BMI testinin güvenilir bir araç olmadığını gösteriyor. 100 yıllık popüler yöntem Belçikalı çok yönlü bilim insanı Adolphe Quetelet tarafından 1830 ile 1850 yılları arasında geliştirilen BMI, boy ve kilo oranına göre vücudun yağlılık oranını belirlemeye yarayan bir hesaplama yöntemi. Kilo ve boya göre yapılan hesaplamada çıkan 18.5 rakamı zayıflığa işaret ederken 18.5 ile 24.9 arası normal, 25 ile 29.9 arası aşırı şişman, 30'un üstü ise obez kabul ediliyor. Araştırma ekibinin yöneticisi Francisco Lopez-Jiminez, "Bu araştırmayla kesinlikle obezitenin zararsız olduğunu söylemiyoruz. Ancak bulgularımız, BMI'ın yerine daha isabetli sonuçlar üreten alternatif metotlar üzerinde çalışmamız gerektiğini ortaya koyuyor" diyor. Her yıl Britanya'da 30, ABD'de ise 300 bin insanın ölümüne neden olan ve gittikçe yayılan obezite hastalığı, önlenebilir ölümlerin önde gelen sebepleri sıralamasında, artık sigaradan bile önde yer alıyor. Genel sağlığın kapsamlı bir göstergesi olması amaçlanan BMI, kalp krizi riskinin standart teşhis aracı haline gelmişti. Lancet tıp dergisinin aynı sayısında yazan Maria Grazia Franzosi de, dört ayrı testi (BMI, bel-kalça oranı, bel ölçüsü ve kalça ölçüsü) karşılaştıran 52 ülkeyi kapsayan bir araştırmanın, kalp krizi riskini en iyi belirleyenin 'bel-kalça oranı' olduğunu gösterdiğini açıkladı. Mario Negri Enstitüsü' nden Franzosi, "BMI, kardiyovasküler riskin klinik ölçüsü olarak kesinlikle bir kenara atılabilir" dedi. 'Evet, bel-kalça daha doğru' Söz konusu araştırmaya Türkiye'den uzmanların yorumları şöyle: Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Giray Kabakçı: BMI'den çok bel veya bel-kalça ölçüsüne itibar edilmeli. Örneğin halter çalışan bir adamın BMI'ı yüksek çıkar ama kalp için riski yoktur. Ensülin direnci gibi rahatsızlıkların altında yatan, göbek çevresi yağlanmasıdır. Günümüzde bel çevresi veya bel-kalça ölçüsü önemlidir. BMI da kullanılır ancak bel veya bel-kalça daha iyi sonuç verir. Bel çevresi ölçüsünün artması trigliseridi yükseltiyor, HDL'yi (iyi huylu kolesterol) düşürüyor. Bel çevresindeki yağlanma metabolik sendrom için risktir. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Endokrinoloji, Metabolizma ve Diyabet Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Taner Damcı: Hamile kadınlarda BMI hata verebiliyor. Artık vücut yağ miktarını ölçen cihazlar var. Aslında bunlardan daha doğru sonuçlar alınıyor. BMI, yine de insanların büyük bir çoğunluğunda doğru sonuçlar veriyor. Fakat bel çevresi ölçüsü kalp krizi riskini belirlemek için daha etkin. Çünkü karın bölgesinde toplanan yağların oranını gösteriyor RADİKAL
<< Önceki Haber Şişmanlığın ölçüsü değişti Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER