Kocaeli Üniversitesi
Tıp Fakültesi Göz
Hastalıkları Ana
Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurşen
Yüksel , AA muhabirine yaptığı açıklamada, 40 yaş ve üstü kişilerde sıklıkla görülen glokomun, yeni doğan bir bebek ya da yirmili yaşlarda bir gençte dahi görülebilen bir
hastalık olduğunu belirtti.
Yüksel, göz içi sıvısını dışarı boşaltım kanallarında yapısal tıkanıklık oluşması nedeniyle sıvının yeterli boşalamaması ve buna bağlı göz içi basıncının artması sonucu oluşan glokomda yükselen göz içi basıncının göz sinirini bozduğunu ve körlüğe yol açtığını ifade etti.
Glokomun, sarı nokta ve diyabet hastalığından sonra en sık körlüğe neden olan hastalık olduğuna dikkati çeken Yüksel, şöyle konuştu:
''Glokom bir anda oluşan hastalık değildir. Yıllar içinde devam edebilir ve bu süreçte hasta hiç bir şey hissetmez. Glokomun en önemli özelliği, gizli seyretmesi ve
erken tedavi edilmediği takdirde kalıcı körlüğe neden olmasıdır. Başlangıçta görme alanı kaybı,
tünel görme ve tüp görme dediğimiz görme şekilleri ortaya çıkmakta, en son olarak da
körlük oluşmaktadır. Erken tanıda tedavi şansı bulunurken, glokoma bağlı görme kayıplarında geri dönüş söz konusu değildir. Hiçbir belirti vermeyen bu sinsi hastalık ancak göz muayeneleriyle saptanabiliyor.''
Halkın bu konuda yeteri kadar bilgili olmadığını, birçok kişini hastalığın adını dahi duymadığını dile getiren Yüksel, ''Tedavisi daha kolay olan uzun görme bozukluğu veya katarakt, glokomdan daha çok biliniyor. Kalıcı
hasar yaratan glokoma karşı 40 yaş ve üzerindekilerin yılda bir kez
göz tansiyonuna bakılması gerekir'' diye konuştu.
Yüksel, özellikle ailesinde glokom hikayesi, migren ve diyabet olanların risk grubunda bulunduğunu, bu tür kişilerin glokoma karşı daha dikkatli olması gerektiğini sözlerine ekledi.
AA