Prof. Dr. Öztürkcan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, insan ömrünün uzamasıyla birlikte
deride görülen kırışıklıkların sağlığa olan etkilerine dikkati çekerek, bir çok kişinin deri yaşlanmasıyla ilgili önlemler almaya çalıştığını söyledi.
Derinin iki şekilde yaşlandığını, bunlardan birinin kronolojik denilen ''genetik yaşlanma'' diğerinin ise ''çevresel faktörler'' olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Öztürkcan, şöyle konuştu:
''
Genetik olarak programlanmış bir yaşlanma var. Şu anda bunu önleyecek bir yöntem çıkmadığı için buna karşı önlem alamıyoruz. Genetik olarak kodlanmış yaşlanma kişiden kişiye değişse de cilt yapısına bağlı olarak devam eden fizyolojik bir süreç. Bu engellenemiyor.
Esas bizim üzerinde durduğumuz çevresel faktörlere bağlı yaşlanma. Bu yaşlanmanın en büyük nedeni de güneş ışınları.
Güneş ısınlarının yanı sıra hava kirliliği, kimyasal maddeler, sigara, yetersiz, düzensiz beslenme cilt yaşlanmasında önemli etkenlerden.''
SİGARA CİLDİ DAHA ÇOK YAŞLANDIRIYOR
Sigaranın birçok hastalığa neden olmasının yanı sıra cildin
erken yaşlanmasının esas nedenlerinden biri olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Öztürkcan, şöyle devam etti:
''Yılda 40 paket sigara içen kişinin cildi, içmeyenlere göre 4 kat daha fazla kırışıyor. Sigara ciltte opak bir görünüme neden oluyor. Sigaranın içerisindeki maddeler derideki hücrelerde yer alan
destek maddeye zarar vererek kırışıklıkların oluşmasını ve derideki rengin solmasına neden oluyor. Kolojen üzerindeki zararlı etkileri nedeniyle bu kırışıklıklar ve renkteki bozukluk ortaya çıkıyor. Kolojen derimizin destek maddesi ve bu madde üzerindeki sigaranın neden olduğu
yıkım, kırışıklıkların daha da erken başlamasına neden oluyor. Cildinin erkenden kırışmasını istemeyenler sigarayı bir an önce bırakmalı.''