İl Sağlık Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamada, hava sıcaklıklarında olabilecek artışın, nemdeki artışla beraber daha fazla etkili olduğu, gerekli önlemler alınmadığı takdirde insan sağlığını olumsuz etkileyeceğinin herkes tarafından bilindiği belirtildi. Güneş ışınlarının etkisinin güçlü olduğu 11.00–16.00 saatleri arasında güneş ışınlarından kaçınılması ve bu saatlerde uzun süre güneş altında kalınmaması gerektiği vurgulanan açıklamaya, şöyle devam edildi: ''Sıcak havalarda güneş yanıklarının yanı sıra sıcak çarpması için dikkatli olunmalı, bol su ve mineral içeren sıvılar alınmalı, haşlanmış sebze ve meyve tercih edilip, yağlı gıdalar ve alkolden kaçınılmalıdır. Mide kramplarına sebep olabileceğinden çok soğuk ve buzlu içecekler de tercih edilmemelidir. Kanser hastaları, kemoterapi hastaları ve değişik deri hastalığı olanların güneş ışığından korunmaya özellikle dikkat etmesi gerekir. Özellikle yaşlılar, kalp, tansiyon hastaları sıcak günlerde efor harcamaktan kaçınmalıdır. Havasız ve kapalı yerlerden uzak durulmalı, bulunan ortamda hava sirkülasyonu sağlanmalıdır. Sık sık ılık su ile duş yapmakta fayda vardır. Açık renk ve pamuklu giysiler giyilmelidir.'' Güneşlenmeden veya güneşe çıkmadan önce cilde uygun koruyucu güneş kremi sürülmesi, güneşlenme sonrasında oluşabilecek güneş yanıklarında yanık bölgesine soğuk kompres uygulanması gerektiği ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi: ''Kesinlikle yoğurt ve benzeri maddeler sürülmemelidir. Müdahale gerektiren durumlarda mutlaka hekime danışılmalıdır. Sıcak çarpmalarında kişiler önce serin ve gölge bir yere alınmalı, vücudundaki sıkı giysiler çıkarılarak başı ve vücudu su ile ıslatılmak suretiyle serinletilmelidir. Bilinç bulanıklığı olan sıcak çarpması durumlarında 112 Acil Sağlık Hizmetleri aranmalı ve en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.'' Bunaltan yaz sıcaklarında sadece güneşten değil yanlış beslenme tarzından da korunulması gerektiğine işaret edilen açıklamaya, şöyle devam edildi: ''Yaz aylarında artan sıcaklarla birlikte, bebek, çocuk, yaşlı ve hamilelerle, tansiyon, kalp, şeker gibi kronik hastalıkları bulunan kişiler başta olmak üzere herkes için bir takım sağlık sorunlarının ortaya çıktığı bilinmektedir. Bu sorunların başında güneş çarpmaları, gıda zehirlenmeleri ve sıvı kaybının neden olduğu rahatsızlıklar gelmektedir. Bu nedenle yaz boyunca bedenimizi yorgun düşürmemek adına az ve sık beslenmeye özen göstermek ve öğün atlamamak gerekir. Dikkat edilmesi gereken ilk konu su tüketimidir. Sıcaklarda aşırı terleme sonucu vücuttan suyla beraber, sodyum, potasyum gibi mineraller de atıldığı için bu durum halsizlik, nabız zayıflığı, yorgunluk ve dolaşım bozukluklarına yol açabilmektedir. Sıvı kaybını önlemek için ilk tercih olan suyu günde en az 2-2.5 litre içmeye özen göstermeliyiz. Bunun dışında asitli ve gazlı içecekler yerine ayran, taze sıkılmış meyve suları, bitki ve meyve çaylarını da tüketebiliriz. Yaz aylarında pişirme teknikleri konusunda da dikkatli olmak gerekir. Kızartma ve kavurmalar yaz için oldukça ağır tercihlerdir ve çeşitli sindirim sorunlarına neden olabilirler. En ideal pişirme yöntemleri ızgara, haşlama ve buharda pişirmedir. Buharda pişen besinler hem daha düşük kalorili ve düşük yağ içerikli olur hem de vücudumuza zarar veren serbest radikaller içermez.'' Açıklamada, yazın gelmesiyle ebeveynleri korkutan problemlerden birinin de ishal sorunu olduğu belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi: ''Her yaş grubunda ortaya çıkmasına rağmen ishaller özellikle çocuklar için risk oluşturmaktadır. İshalin yaz aylarında görülme oranının artmasının çeşitli sebepleri vardır. Birinci neden havaların ısınması nedeniyle besinlerin daha kolay bozulması, ikincisi ise artan sıvı ihtiyacı nedeniyle her durumda sıvı alma isteğinin mikrop riskini arttırması, başka önemli etken ise hijyen kurallarına uyulmaması olarak sıralanabilir. İshale yol açan etkenler arasında virüsler, bakteriler ve parazitler başta gelmektedir. Ancak yaygın olarak görülen ishal nedenleri arasında virüsler ilk sırada yer almaktadır. Virüslerin yol açtığı basit yaz ishalleri 1-2 günde kendiliğinden geçebilir. Ancak çocuklarda sıvı kaybının yüksek olması genel durumun bozulmasına neden olabiliyor. Sıvı dengesini yerine koyabilmek için hastaya, az yağlı, fazla lif içermeyen, pirinç, patates gibi bağırsakları az çalıştırmaya yöneltici bir diyet uygulamalı ve bol sıvı vererek, tuzlu-şekerli su takviyesi yaparak koruyucu önlemler alınmalıdır. Geçmeyen, uzayan şiddeti yüksek olan ve günde 3'ten fazla tuvalete gitmeyi gerektiren ishallerde ise hastaneye başvurulmalıdır.''