Devletten 3.5 milyar YTL alacağı silinen devlet
hastaneleri, ilaç borçları yüzünden peş peşe
icralık oldu. Hastanelerden parasını alamayan 30 büyük ecza deposu kapanmak üzere. Her şey
Maliye Bakanı
Kemal Unakıtan ile
Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ı karşı karşıya getiren 3.5 milyar YTL'lik sağlık harcamaları affıyla başladı. Daha doğrusu tetiği düşüren o oldu. SSK Hastaneleri'nin
Sağlık Bakanlığı'na devredilmesiyle birlikte atıl duruma geldi. Devletten alacaklar silindi, doktorlara veriler primler durduruldu. Hastanelere güvenip ilaç tedarik eden ecza depoları iflasın eşiğine geldi ve son olarak hastaneler icrayla karşı karşıya kaldı.
İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Doktor Gençay Gürsoy'a göre, "Sağlık sistemimiz bilinçli olarak adım adım sağlıksız hale getirildi. 70'li yıllarda özellikle koruyucu hekimlik modeliyle dünyaya örnek gösterilen, iyi kötü bir ilaç sektörüne sahip,
verem gibi hastalıkları alt etmiş bir
ülke bugün her yönüyle dışa bağımlı hale getirildi."
SAĞLIK DÖNÜŞÜMÜ
Peki ama bu noktaya nasıl gelindi? Türkiye'de bugün eczacısından, hastasına, doktorundan, özel hastane işletmecisine kadar sağlık alanındaki birçok aktör yaşadıkları sorunun kaynağı olarak AKP'nin henüz tamamı Meclis'ten geçmeyen Sağlıkta Dönüşüm Programı'nı gösteriyor. Uzmanlara göre proje iyi niyetli ama gerekli finansman alt yapısı sağlanmadığı için daha başlamadan çökmeye mahkum. Bu sistemin esası kişilerin ödeyeceği primlerle finanse edilen,
tedavi ve
hizmetin özel sektörden alınmasına dayanıyor.
Projenin ilk adımı SSK Hastaneleri'nin Sağlık Bakanlığı'na devriydi, ikinci adım ise SSK hastalarının özel hizmetten yararlanabilmesine imkan tanınmasıydı. Görünüşte, SSK'ların
kuyruk çilesine son verileceği, hizmet kalitesinin artırılacağı umuluyordu ama gelinen noktada sağlık alanında kimse hükümetin attığı adımlardan memnun değil. Tıp Kurumu Genel Sekreteri Ali Rıza Üçel,
Kamu İlaç Alım Protokolü'nün değiştirilmesinden sonra ilaç tüketiminin arttığını söylüyor. Üçel'e göre bugün sağlık harcamalarının yarısı ilaç için. Bu rakam dünya standarlartlarına göre hayli yüksek. Üçel, "İlaç
fiyatları artacak ve piyasaya çok uluslu ilaç şirketleri hakim olacak" diyor. Bu hayli ciddi iddiaya bir
destek de İhaleci Ecza Depoları Derneği'nden geldi. Ya sistemden kârlı çıktığı düşünülen özel hastaneler? Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği Genel Sekreteri
Yaşar Yıldırım'a göre onların da işi uzun vadede zor. "SSK'lı hastalardan dolayı devletten alacaklarımızın gecikmesi bazı hastaneleri zor durumda bırakıyor ve 6-7 aylık gecikmeli ödemelere özel hastanelerin bile dayanması mümkün değil. Hükümetten randevu talebinde bulunduk, hala bekliyoruz." Sayıştay'ın 10
Mart 2005'te Meclis'e sunduğu raporda sağlık alanında karşılaşılacak problemler öngörülmüştü. Ama nedense o gün bugündür Meclis'ten ses çıkmıyor. Tek ses geçtiğimiz günlerde
AK Parti Grup
Başkanvekili Eyüp Fatsa'dan geldi. Fatsa'nın Meclis'e sunduğu önergede "
Yeşil kart, SSK ve Bağ- Kur'un 2005 borçlarının silinmesi öngörülüyor." Böylece 1.5 milyar YTL Sağlık Bakanlığı kasasına geri dönebilecek. Bir ay içinde ilaç bulamayacak ve uzmanlara göre en geç bir yıl içinde kapılarını kapatmak zorunda kalacak devlet hastaneleri belki bu bütçeyle az da olsa nefes alabilecek.
Sağlık çöktü
63 devlet hastanesi birden icraya düştü, ilaç deposu ve eczaneler iflasın eşiğinde.
Sağlıkta zincirleme tükeniş... Devletten 3.5 milyar YTL alacağı silinen devlet hastaneleri, ilaç borçları yüzünden peş peşe icralık oldu. Hastanelerden parasını alamayan 30 büyük ecza deposu kapanmak üzere.
"İLAÇ VERMEYECEĞİZ"
İhaleci Ecza Depoları Başkanı "Artık ilaç veremeyeceğiz" diye feryat ediyor. Uzmanlar da uyarıyor: "Bu gidişe önlem alınmaz ise en geç bir yıl içind
e devlet hastanelerinin kapısına
kilit vurulacak."
Devlet hastaneleri bitkisel hayatta
Devletten alacakları silinen devlet hastaneleri icralarla karşı karşıya Doktorlar çaresiz durumda. İlaç depoları iflasın eşiğine geldi. "Artık ilaç yok" diyorlar.
Her şey
Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ile
Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ı karşı karşıya getiren 3.5 milyar YTL'lik sağlık harcamaları affıyla başladı. Daha doğrusu tetiği düşüren o oldu. Ondokuz
Mayıs Üniversitesi Rektör Yardımcısı Barış Diren ile sağlığın dünü bugününü konuşurken işlerin bu derece vahim olduğundan habersizdim. Diren'in iddiaları ciddiydi. SSK Hastaneleri'nin Sağlık Bakanlığı'na devredilmesiyle birlikte atıl duruma geldiğini söylüyor, bilinçli bir şekilde devlet hastanelerinin batmaya doğru itildiğini iddia ediyordu. Devletten alacaklar silindi, doktorlara veriler primler durduruldu. Hastanelere güvenip ilaç tedarik eden ecza depoları iflasın eşiğine geldi ve son olarak hastaneler icrayla karşı karşıya kaldı.
Gazeteci arkadaşım Nuh Köklü ile iddiaları araştırmaya başladık. Vardığımız sonuçlar Diren'in anlattıklarından da ciddiydi. Örneğin İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Doktor Gençay Gürsoy'a göre, "Sağlık sistemimiz bilinçli olarak adım adım sağlıksız hale getirildi. 70'li yıllarda özellikle koruyucu hekimlik modeliyle dünyaya örnek gösterilen, iyi kötü bir ilaç sektörüne sahip, verem gibi hastalıkları alt etmiş bir ülke bugün her yönüyle dışa bağımlı hale getirildi."
SAĞLIK DÖNÜŞÜMÜ
Peki ama bu noktaya nasıl gelindi? Türkiye'de bugün eczacısından, hastasına, doktorundan, özel hastane işletmecisine kadar sağlık alanındaki birçok aktör yaşadıkları sorunun kaynağı olarak AKP'nin henüz tamamı Meclis'ten geçmeyen Sağlıkta Dönüşüm Programı'nı gösteriyor. Uzmanlara göre proje iyi niyetli ama gerekli finansman alt yapısı sağlanmadığı için daha başlamadan çökmeye mahkum. Bu sistemin esası kişilerin ödeyeceği primlerle finanse edilen, tedavi ve hizmetin özel sektörden alınmasına dayanıyor. Projenin ilk adımı SSK Hastaneleri'nin Sağlık Bakanlığı'na devriydi, ikinci adım ise SSK hastalarının özel hizmetten yararlanabilmesine imkan tanınmasıydı. Görünüşte, SSK'ların kuyruk çilesine son verileceği, hizmet kalitesinin artırılacağı umuluyordu ama gelinen noktada sağlık alanında kimse hükümetin attığı adımlardan memnun değil. Tıp Kurumu Genel Sekreteri Ali Rıza Üçel, Kamu İlaç Alım Protokolü'nün değiştirilmesinden sonra ilaç tüketiminin arttığını söylüyor. Üçel'e göre bugün sağlık harcamalarının yarısı ilaç için. Bu rakam dünya standarlartlarına göre hayli yüksek. Üçel, "
İlaç fiyatları artacak ve piyasaya çok uluslu ilaç şirketleri hakim olacak" diyor. Bu hayli ciddi iddiaya bir destek de İhaleci Ecza Depoları Derneği'nden geldi. Ya sistemden kârlı çıktığı düşünülen özel hastaneler? Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği Genel Sekreteri Yaşar Yıldırım'a göre onların da işi uzun vadede zor. "SSK'lı hastalardan dolayı devletten alacaklarımızın gecikmesi bazı hastaneleri zor durumda bırakıyor ve 6-7 aylık gecikmeli ödemelere özel hastanelerin bile dayanması mümkün değil. Hükümetten randevu talebinde bulunduk, hala bekliyoruz." Teybimizi sağlık sisteminin taraflarına bir bir uzattık. Aldığımız sonuçlar çarpıcıydı. Örneğin Sayıştay'ın 10 Mart 2005'te Meclis'e sunduğu raporda sağlık alanında karşılaşılacak problemler öngörülmüştü. Ama nedense o gün bugündür Meclis'ten ses çıkmıyor. Tek ses geçtiğimiz günlerde AK Parti Grup Başkanvekili Eyüp Fatsa'dan geldi. Fatsa'nın Meclis'e sunduğu önergede "Yeşil kart, SSK ve Bağ- Kur'un 2005 borçlarının silinmesi öngörülüyor." Böylece 1.5 milyar YTL Sağlık Bakanlığı kasasına geri dönebilecek. Bir ay içinde ilaç bulamayacak ve uzmanlara göre en geç bir yıl içinde kapılarını kapatmak zorunda kalacak devlet hastaneleri belki bu bütçeyle az da olsa nefes alabilecek.
30 ecza deposu battı bir ay sonra ilaç yok
İHALECİ Ecza Depoları Derneği Başkanı Mustafa
Oğuz,
Nisan 2005'ten bu yana devletten 200 milyon YTL'yi tahsil edemediklerini söylüyor. 30 ilaç deposunun tahsilat yapamadığı için iflas noktasına geldiğini belirten Oğuz'a göre iflas yakın: "SSK'lıların dışardan ilaç alımına olanak tanındığından beri orta ve
küçük ölçekli ilaç depoları iflasa sürüklendi. 14
Aralık 2004'te imzalanan Kamu İlaç Alım Protokolü'nden sonra ithalatçı firmalar hükümete gazeteye ilan vererek teşekkür etmişti, bu teşekkürün anlamı ortaya çıktı. Bazı ilaçların fiyatı yüzde 1400 arttı.
Antalya Devlet Hastanesi'nin 70 milyona alabildiği ilacı SSK 200 milyona alır hale geldi. İlaç depoları mali krizden ötürü bankalardan
kredi almaya başladı, fiyat yükselterek zararlarını kapatmaktan başka çareleri kalmadı. Bir ay içinde hastaneler ilaçsız kalabilir, verilecek ilaç yok. Örneğin 28 Şubat'ta Özsel İlaç Deposu ile
Ankara Üniversitesi Hastanesi'nin 1 trilyon 700 milyar liralık alacağı yüzünden davası var. Sağlık Bakanlığı'na bağlı 63 hastane şu anda icraya verilmiş durumda. Bir firmanın devletten alacağı 35 trilyon lira. Maliye ve Sağlık Bakanlığı'na
protesto çektik, hastaneler ödemenin ne zaman yapılacağı konusunda bilgi vermiyor. Hastaneler yakında ilaç bulamayacak."
SABAH