Fatma
Aygün Koca, çocuklarda en sık görülen göz rahatsızlıklarının, görme kusurları (miyop, hipermetrop, astigmat), şaşılık, göz tembelliği, doğuştan katarak, doğuştan
göz tansiyonu (glokom), doğuştan
gözyaşı kanal tıkanıklığı, doğuştan anomaliler, bazı göz tümürleri olarak sıralanabileceğini söyledi. 0-16 yaş grubundaki çocukların gözlerini korumak için doğumdan hemen sonra, çocuk 6 aylıkken, okula başlamadan önce ve okul süresince düzenli göz muayenesi yapılması gerektiğine işaret eden Koca, "
Anne-
baba, bebekte veya çocukta herhangi bir göz rahatsızlığından şüpheleniyorsa hemen bir göz doktoruna başvurulmalıdır. Göz muayenesi için bebeğin belirli aya veya yaşa gelmesi beklenmemelidir.
Bebek 1 günlük olsa bile, gerekiyorsa hemen göz muayenesi yapılabilir" dedi.
Bebekte göz kayması varsa acilen
tedavi edilmesinin önemine değinen Koca, yeni doğan bebeğin bir veya her iki gözünde sürekli sulanma ve çapaklanma görülürse, gözyaşı kanallarının doğuştan tıkalı olabileceği düşünülerek bir göz doktoruna başvurulmasının önemine değindi. Koca, "Teşhis doğrulanırsa önce gözyaşı kesesine
masaj yapılmasını ve bazı göz damlalarının kullanılmasını
tavsiye ediyoruz" dedi.
Yeni doğanlarda görülen önemli bir hastalığın da, doğuştan göz tansiyonu yüksekliği olduğunu kaydeden Koca, ilerledikçe bebeğin gözünün irileştiği ve büyüdüğünü bildirdi. Koca, "Bu durumda bebek giderek görmesini kaybedecektir.
Hastalık başlangıç döneminde teşhis edildiğinde, yapılacak ameliyatla göz tansiyonu düşecek ve görme kaybı önlenecektir" dedi.
"GÖZ BOZUKLUKLARI KİŞİLİK GELİŞİMİNİ OLUMSUZ ETKİLER"
Çocuklar okula başlamadan önce göz kontrollerinin yapılmasını öneren Koca, beş yaşındaki çocuklarda yüzde 1 olan görme bozukluklarının, ilk
öğretim çağında yüzde 10'a , lise döneminde ise yüzde 20'ye kadar yükseldiğini söyledi.
Koca, "Tedavi edilmeyen göz kusurları çocuğun okul hayatını, kişilik gelişimini ve okula uyumunu zorlaştırır.
Okulda tahtayı iyi göremeyen öğrenci dersten kopar. Yakını iyi göremeyen ve astigmatı olan öğrenci okumaktan çabuk sıkılır.
Dikkat eksikliği, okumadan sıkılma gibi çocuğun performansında düşüş yaratan unsurları ortadan kaldırmak için, okul çağındaki çocukların her yıl göz muayenesinden geçirilmesi gerekmektedir" dedi.
"RENK KÖRLÜĞÜ DE KALITSALDIR"
Koca şöyle devam etti:
"Miyop, hipermetrop ve astigmatizma hastalık değil, göz kusurudur. Görme problemlerinden biri de renk körlüğüdür. Renk körlüğü olan çocuklar kör değildir. Sadece bazı renkleri diğerlerinden daha zor ayırırlar. 12 erkek çocuktan birini ve sadece 200 kız çocuktan birini etkileyen bu durum kalıtsaldır.
Ailede şaşılık varsa, genetik olarak geçme olasılığı yüksektir. Bunun haricinde gözde kırılma kusurları dediğimiz, miyopi, hipermetropi, astigmatizma, iki göz arasında numara farkı olması, ateşli hastalıklar, travmalar ya da annenin hamileliğinin ilk üç ayında geçirdiği rahatsızlıklar şaşılığa neden olabilirler. Şaşılık ameliyatını, görme derecesi ve görme bozukluğuna hiçbir etkisi yoktur. Bu nedenle ameliyatla şaşılık düzeltildikten sonra da, çocuk yine gözlüğünü takmaya devam edecektir. Gözlük takmayı istemeyen çocuklar olabildiği gibi sanki çocuğu kusurluymuş gibi üzülen anne babalar da olabiliyor. Bunun için öncelikle, toplumumuza, gözlüğün bir kusur olmadığını, bunun ayıp bir şey olmadığı bilincini vermemiz gerekiyor. O zaman çocuklarımız
gözlüklerini çok daha rahat kullanıp daha başarılı olurlar.