Gençlerin sözleri ve hareketleri ebeveyn tarafından 'asileşme' olarak algılanır. Yrd. Doç. Dr. Süleyman Karacelil,
ergenlik döneminde yaşanan bu olayların normal olduğunu ve
gençlere anlayışla yaklaşıp rol
model olunması gerektiğini söyledi. Karacelil, gençlere ölçülü ve bilinçli yaklaşıldığı takdirde inandıklarının gelenek olmaktan çıkarak, tam bir iman ve
inanç durumuna dönüşeceğini belirtti.
Çocukluktan gençliğe geçiş süreci olan ergenlik, hem genç hem de ebeveyn için zorlu bir dönemdir.
Ebeveyn ile genç arasında sürekli çatışmaların yaşandığı bu süreçte, gençler, günlük hayata dair pek çok hususu sorgular ve hakikati anlamaya çalışır. Özellikle de iman ve
ibadet noktasında kafalarda birtakım sorular oluşur. Dinle ilgili şüphe ve tereddütler yoğunlaşır, ibadetlerini yerine getirmede aksamalar olur. İlahiyatçı Yrd. Doç. Dr. Süleyman Karacelil, gencin ibadetleri zorluk yerine bir ihtiyaç olarak görmesini sağlamak gerektiğini söylüyor. Ergenlik süreci, gençlerin o ana kadar sahip oldukları bütün inançlarını yeni baştan oluşturma dönemidir. Karacelil, gençlerin din ile ilgili pek çok hususu da şüpheyle karşılayabileceğini, araştırıp tam bir kanaate ulaşmayı amaçlayabileceklerini ifade ediyor. Karacelil, gençlerin bu durumunu taklidi bırakıp
sorgulama dönemi olarak
tarif ediyor. Gencin akılla ispatlanamayan her şeye karşı bir tenkit ve güvensizlik tutumu sergileyeceğini dile getiren Karacelil, "Ergende 'Acaba gerçekten
Allah ve
ahiret var mı? Din, inanılması zorunlu olan bir gerçek midir? Allah'ın bizi yarattığından nasıl emin olabiliriz?' gibi şüpheler oluşur. Bu şüpheler çok normaldir. 'Böyle söyleme, düşünme, inançsız olur, dinden çıkarsın' şeklinde genci inkârla itham etmek ya da kaba kuvvet kullanmak yangına körükle gitmektir. Sistemli, ölçülü ve bilinçli yaklaşıldığı takdirde bu şüphe dönemi sonunda genç, doğruyu bulacak, inandıkları gelenek olmaktan çıkacak, tam bir iman ve inanç durumu oluşacaktır. Yeter ki genç, zihninde uyanan şüphelere doyurucu cevaplar alabilsin." diyor.
Karacelil'e göre dini şüphelerin gelişimi kızlarda daha
erken başlıyor (10-11 yaş). Bununla beraber, 12-13 yaşlarında bu durum dikkat
çekici boyuta geliyor. Erkeklerde ise 14-15 yaş aralığında şüphe duyma oranı yükseliyor, 16-17 yaşlarındaysa şüpheler yoğunlaşıyor.
Gencin ibadetleri yerine getirmemesinde değişik nedenler aranabileceğini belirten Karacelil, en önemli sebebi, aşırı
baskı ve ebeveynin model olamaması olarak görüyor. Karacelil, "Ebeveyn, gence sürekli 'kalk namaz kıl, dini vazifelerini yerine getir' gibi talimatlar vererek aşırı baskı uygulayabiliyor. Bu da genci ibadetlerden soğutuyor. Ayrıca anne-
baba çocuğuna ibadetlerini yerine getirmesini söylüyor ancak kendisi bu hususta ergene örnek olmuyor. Genç, böylece önünde örnek bir model göremiyor." şeklinde konuşuyor.
Taklidi iman, tahkiki imana dönüşmeli...
Gencin iman mevzularındaki tereddüt içeren soruları, ilgi ve meraktan kaynaklanır. Bunlara akli ve mantıki deliller ışığında açıklamalar yapın.
Sorularına nasihatvari cevaplar vermeyin. Fikir alışverişinde bulunarak, görüşlerine önem verin.
Dinin inanç boyutu anlatılırken inancın ahlak, ibadet ve kurallarla ilişkisi üzerinde de durulmalı. İbadet boyutunda ise ibadetin inancın pratiği olduğu, ahlaki tavırları kişiselleştirmede zemin oluşturduğunu izah etmeli.
Anne-baba dini meselelerde çok yetkin değilse veya ergen çocuk ebeveynle konuşmuyorsa, dini konuları anlatabilecek ve çocuğun kendi düşüncelerini paylaşabileceği kişilerden
yardım alınmalı.
'Kızım/oğlum al bunu oku, izle' gibi bir davranış yerine, kaynakları gencin görebileceği bir yere bırakın.
İlk ergenlik döneminde iman taklidi düzeyde olması sebebiyle bu süreçte
dini bilgiler, pratik ve fayda esaslı bakış açısıyla yani her ibadet ve iman esasının faydaları üzerinde durulmalı.
Lise yıllarında ise gencin imanının taklitten tahkiki düzeye geçmesi sağlanmalı. Bunun için de yaratılış delillerini gence sunmalı ve dikkati buraya yoğunlaştırmalı.