Ölüm kavramının doğru zaman ve şekilde anlatılmamasının çocuklarda aileye güvenin kaybolmasına ve ciddi ruhsal sıkıntılara neden olabileceği belirtilerek, bu konuda son derece hassas davranılması gerektiği bildirildi.
Mersin Üniversitesi (MEÜ)
Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana
Bilim Dalı
öğretim üyesi Doç. Dr.
Fevziye Toros, AA muhabirine yaptığı açıklamada,
ölümün her birey için ciddi ruhsal sıkıntılara neden olabileceğini, ancak çocuklar söz konusu olduğunda bu durumun yansıtılış biçiminde daha dikkatli davranılması gerektiğini söyledi.
Ölümün yanlış kişi tarafından veya uygun olmayan ifadelerle anlatılması halinde çocukların ruhsal sorunlar yaşayabileceğini vurgulayan Toros, ''Bu nedenle son derece hassas olunmalı. Ölüm kavramı doğru zaman ve şekilde anlatılmazsa çocuklarda aileye güven kaybı yaşayabileceğini unutmamalıyız'' diye konuştu.
Ölüm kavramının 8-10 yaşlarından itibaren ''geri dönüşü olmayan bir olay'' olarak algılanmaya başlandığını ifade eden Toros, ''Bu yaş grubundan daha
küçük yaştaki çocuklara, ölümün kendi hataları olmadığının anlatılması gerekir. Ölümü, çocuğa, ebeveyn ya da güvenilen kişi söylemeli. Böylelikle yaşanacak üzüntünün şiddetini azaltmak mümkün olabilir'' şeklinde konuştu.
-''BİR GÜN GELECEKLER' DİYE OYALAMAYIN''-
Toros, çocukların, ''Bir gün gelecekler'' diye kesinlikle oyalanmaması gerektiğini vurgulayarak, şöyle dedi:
''Ölüm, çocuğa, somut örneklerle açıklanmalı. Mesela, çocuğun çevresindeki herhangi bir hayvanın ölümünde veya benzer şekilde bir haber görüldüğünde bu kavramın geri dönüşsüz olduğu vurgulanabilir.''
Ailelerin zaman zaman doktorlardan ''ölüm olayını çocuklara açıklamaları'' konusunda
yardım talebinde bulunulduğunu anlatan Toros, şunları kaydetti:
''Doktorların böyle bir yükümlülüğü yoktur. Üstelik bu açıklama üçüncü şahıs tarafından değil çocuğun güvendiği kişi tarafından yapılmalı. Doktor bile olsa üçüncü kişinin işe karışması güvensizlik yaratır. Bu da ebeveyn ile çocuk arasında dönüşü olmayan
iletişim kopukluğu oluşumunu tetikler. Bu gibi durumlarda, aileler çocuklarını gerçeklerle yüzleştirmek zorundadır.''