Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı Ömer
Dinçer ve
Sağlık Bakanı Recep
Akdağ, Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanlığı Reşat Moralı Toplantı Salonunda düzenlenen ''Türkiye'de
Meslek Hastalıkları Konusunda Tespit, Tanı ve İş Sağlığı ve Güvenliği Profesyonellerinin Duyarlılığının Artırılması Projesi''nin açılış toplantısına katıldı.
''KAPIM HER ZAMAN AÇIK...''
Ömer Dinçer, açılış toplantısının ardından basın mensuplarının sorularını da yanıtladı. Dinçer, slikozis hastalarının eylemde olduklarının hatırlatılarak, ''Torba kanunda, engelli yoksullara tanınan bir imkan onlara da tanınıyor. Ama onlar 'biz işçiyiz ve meslek hastası olmalıyız, iş göremezlik ödeneği almamız gerekiyor' diyorlar. Onlarla görüşecek misiniz? Taleplerini karşılayacak mısınız?'' şeklindeki sorulara şu yanıtı verdi:
''Öncelikle benim kapım her zaman çalışma hayatının bütün aktörlerine, temsilcilerine açık oldu. Kim, hangi
dergi varsa gelip bana anlatabildi. İnsanlar bana bir dert anlatmak istiyorlarsa kapım açık, gelip anlatabilirler. Gösteri yaparak seslerini bana duyurmaya ihtiyaçları yok. Belki kamuoyunun dikkatini çekmek için toplantı ve gösteri yapabilirler ama bana dert anlatmak istiyorlarsa
evet, ben her zaman dinlerim, her zaman kapım açık.
Slikozis hastalarımızın içinde bulunduğu durum hepimiz için bir ayıp. Hepimizin birlikte sorumluluk taşıması gereken bir durum. Orada insanlarımızın hem
kayıt dışı çalışmış veya çalıştırılmış olmaları, hem de insan sağlığına uygun olmayan şartlarda çalıştırılmış olmaları bizim kendi kendimizi sorgulamamıza sebebiyet verecek kadar büyük bir sorun.''
Slikozis hastalarının, ilk önce sağlıkla ilgili sorunlarının çözümü için
destek verdiğini anlatan Dinçer, Sosyal güvenlik
sisteminde onların da bir
takım teminatlarını almaları ve emeklilikle ilgili haklarını almaları için de çaba sarf ettiklerini vurguladı.
Sosyal güvenlik sisteminin
yardım yapan bir sistem olmadığına işaret eden Dinçer, şöyle devam etti:
''Slikozis hastalarımız maalesef
kayıt dışı çalıştıkları için herhangi bir pirim ödemesi yapmamışlardı. Ayrıca şimdiye kadar onların çalıştıkları da ispat edilemedi. Önemli bir sorundur, eksikliktir bu. Biz çünkü çalıştığını ispat eden slikozis hastalarımıza normal diğer malul insanlarımız gibi emeklilik hakkı verdik. Şu anda, kendilerine hak verdiğimiz arkadaşlarımızın maalesef çalıştıkları tespit edilememiştir. Onların hastalıklarını bir karine olarak aldık ve onlara bir güvenlik sağladık. O zaman şu soruyu bana diğer işçiler sormayacaklar mı: 'Biz 30 yıla yakın pirim yatırdık ve iş kazasına duçar olduk ve malul olduk. Benimle onu aynı tutuyorsunuz' dediklerinde ben bir adaleti kollamak zorunda değil miyim? Ben slikozis hastalarımıza şunu ifade etmek istiyorum; bu
ülke, imkanlarını ve şartlarını zorlayarak onlara bir şekilde sahip çıktı, imkanları iyileştikçe onların güvenlik imkanlarını da artırır ama en azından şimdiki gelişmenin önemli bir adım olduğunu görmeli ve teşekkür etmeliyiz. Bu konuda fedakarlık yaptığımızı, bir adım attığımızı düşünüyorum. İleride şartlarımız iyileştikçe onların imkanlarını da iyileştireceğiz.''
Dinçer, başka bir gazetecinin ''Meslek hastalığının kapsamı, tanısı gibi konularda yeni düzenlemeler yapmayı düşünüyor musunuz?'' sorusu üzerine bugün başlatılan projenin de bunu gerçekleştirmeyi hedeflediğini söyledi.
''Eğer basın mensubunun da bu noktada meslek hastalığıyla bağı kurulursa yıpranma hakkımızı geri vermeyi düşünür müsünüz?'' sorusuna karşılık Dinçer, ''Tabii, meslek hastalıklarıyla ilgili bağı kurulduğu müddetçe onun öngördüğü hakları da alırsınız. Ancak bu konuda bir inceleme yapmadan size söz veremem'' dedi.
Bakan Dinçer, ''Asgari ücreti ne zaman açıklayacaksınız?'' sorusu üzerine de bunun bir süreç olduğunu ve kendi seyrinde devam ettiğini, yılbaşından önce açıklayacaklarını söyledi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü Sayın
Kasım Özer de projeyle
iş sağlığı ve güvenliği kültürünün oluşturulmasının hedeflendiğini dile getirdi. Özellikle birinci basamak hekimlerin dikkatinin bu konuya çekilmesini istediklerini belirten Özer, bu amaçla hazırlanan bir rehberin tüm birinci basamak hekimlere dağıtılacağını anlattı.