Kulak
temizliğinin, bir
vücut temizliği olmadığını, rutin olarak
temizlik gerektirmediğini belirten Uzmanlar, "Bünye dış
kulak kiri yapıyorsa dış kulak yolu tıkanabilir ve duyma azalır. Bu nedenle kulağı temizlettirmek gerekebilir. Ancak unutulmamalı ki; bu temizliğin de bir sınırı olmalı; çünkü kulak kirinin yokluğu kuru ve
kaşıntılı bir kulakla karşı karşıya kalmanızı sağlayabilir." uyarısında bulundu.
Memorial Ataşehir Hastanesi Kulak Burun Boğaz Bölümü'nden Op. Dr. Sevilay Sönmez, kulak kanalının kendi kendini temizleme özelliğine sahip olduğunu belirterek,
kulak temizliği ile ilgili yapılan yanlışlıklar ve oluşabilecek sonuçları hakkında bilgi verdi. Kulak zarından başlayıp kulak kanalı girişine doğru olan göç hareketi ile kulak kendi kendini temizleme özelliğini sağladığını vurgulayan Sönmez, "Ayrıca kulak içindeki serumen, içeriğindeki yağ asitleri sayesinde antibakteriyal bir etki sağlar. Serumen normal miktarlarda bulunduğunda kulak için nemlendirme, asit-baz dengesini sağlama gibi fonksiyonları olan bir salgıdır, bariyer oluşturarak sudan korur, dış ortamdan gelen tozun ve diğer partiküllerin kulağın daha iç kısımlarına gitmesini önler. Kulak kiri, kulağı korumakla görevli normal bir salgı olarak kabul edilmeli ve temizlik işi kulağa bırakılmalıdır. Rahatsız edici şekilde kulak kepçesinden görülen akıntı var ise dış kulak kısmı temiz bir bez ile silinebilmektedir." dedi.
Kulaklığın kulağın kendini temizlemesini engellediğini aktaran Sönmez, "İşitme cihazı kullananlar ve
çağrı merkezi çalışanları gibi sürekli
kulaklık kullanmak zorunluluğu olan kişiler kulaklık ile mevcut serumeni daha ileri iterek kulağın kendi kendini temizlemesine engel olmaktadırlar, bu grup hastalarda tıkayıcı kir oluşma olasılığı daha fazladır." ifadelerini kullandı.
Kulak çubuğu gibi temizleme materyalleri dış kulak yolu enfeksiyonlarına sebep olabileceğini söyleyen Sönmez, "Kulak temizliği için sivri ve uzun cisimleri kullanmak gibi yapılan yanlışlar nedeniyle kulak zarı delinebilmektedir. Kulak kanalı çok hassas olduğundan pamuklu kulak temizleyicisi, saç tokası, örgü şişi, tığ,
araba anahtarı, bükülmüş kâğıt, peçete parçaları gibi akla hayale gelmeyen daha pek çok maddelerle karıştırılırsa kolayca zarar görebilir. Bunun için dirsekten
küçük hiçbir şey asla kulağa sokulmamalıdır. Dış kulak yolu enfeksiyonlarına meyil hazırlama ya da temizleme işlemi sırasında fazla çaba, kazayla birisinin çarpmasına bağlı oluşan kulak zarı yırtıkları ve bunun yol açtığı kronik orta kulak enfeksiyonları oluşabilir.
Bebek ve çocukların dış kulak yolları daha dar ve kulak kanalları daha hassas olduğu için bu tarz temizleme materyallerinden özellikle kaçınılmalıdır." şeklinde konuştu.
Kulak temizliği için gliserin kullanılabileceğini ifade eden Sönmez, Kulakları fazla kir üretmeye eğilimli ya da işitme cihazı kullanan kişilerin 6-12 aylık periyotlarla kulak
burun boğaz doktoruna muayene olup önerildiği takdirde kulak temizliği işlemi yaptırabileceğini söyledi.