Bu da tesettürlü kadınların kafasını karıştırıyor.
Sızıntı Dergisi son sayısında 'tesettür,
kemik erimesi yapar mı?' konusunu kapağına taşıdı. Yazıda,
Kemik erimesi görülenlerin çoğunda D vitamini eksikliğinden ziyade, parat
hormon adlı hormonun fazla sentezi ve salınmasının söz konusu olduğu belirtildi.
Aylık İlim ve
Kültür Dergisi Sızıntı, aralık sayısında 'tesettür kemik erimesi yapar mı?' sorusuna çeşitli araştırmalar ışığında
cevap veriyor. Dr. Ömer Yılmaz'ın kaleme aldığı makalede birçok çalışmada sadece el, yüz ve ön kolların (dirsekten ele kadar olan kısım) haftada 10-15 dakika güneşe maruz kalmasının kanda kafi miktarda aktif D vitamininin oluşması için yeterli olduğunun ortaya çıktığı belirtiliyor. Yılmaz, ayrıca kemik erimesi görülen kadınların çoğunda D vitamini eksikliğinden ziyade, parathormon adlı hormonun fazla sentezi ve salınmasının söz konusu olduğunu ifade ediyor.
Kemik erimesi teşhisi konulan bazı kadın hastalara, doktorlar 'eğer vücuduna yeterince güneş ışığı almış olsaydın, örtülü olmasaydın, kemik erimesi olmazdın' diyebiliyor. Bu da birçok tesettürlü kadının kafasını karıştırıyor. Yılmaz, yazısında Türk bilim adamlarının yaptığı araştırmalarda beslenme şekli, alınan
kalsiyum miktarı, genetik yapı ve egzersiz gibi önemli etkenlerin göz ardı edildiğini iddia ediyor.
Kalsiyum, kemik yapımı ve
kalp kası başta olmak üzere, kasların düzenli çalışmasında gerekli olan bir element. D vitamini de kalsiyumun bağırsaklarda emilimi ve kemiklerde toplanmasını sağlıyor.
Çocukluktan itibaren süt ve süt ürünlerini yeterli alamayan kişilerde, kalsiyumun vücuda alınmasında yetersizlik oluşuyor. Kalsiyumun kanda bulunması gereken seviyesinde de düşüş başlıyor. Bu durumda boyunda bulunan paratiroid bezlerinden parathormon adlı hormon salınıyor. Parathormon, kemikteki kalsiyumun çözünerek kana geçmesini engelliyor. Böylece kandaki kalsiyum seviyesi korunuyor. Eğer, kandaki kalsiyum düşüklüğü bu şekilde dengelenmeye devam ederse, kemiklerde
zayıflama, kemik erimesi belirtileri de başlıyor. Kemikleri zayıf olan veya kemik erimesi görülen kadınların çoğunda D vitamini eksikliğinden ziyade parathormonun fazla sentezi ve salınması söz konusu.
İhtiyaç duyulan günlük D vitamini, bebek, çocuk ve 50 yaşın altındaki erişkinler için 200, 50-70 yaş arasındakiler için 400, 70 yaş üzerindekiler için 600 ünite. Bütün vücudun çıplak olarak hafif pembeleşecek kadar güneşe maruz kalması, 10-25 bin ünite arası D vitamininin alınmasına eşdeğer. Bu rakam, D vitaminine en fazla ihtiyaç duyan yaşlıların günlük ihtiyacının yaklaşık 20-40 kat fazlası. Ayrıca D vitamini yıkıma uğrayan bir molekül ve 21 günlük yarı ömre sahip. Yani, yazın güneşlenerek vücutta D vitamini sentezini uyarmak ve kışın kullanmak üzere depolamak mümkün değil. Çünkü D vitamini kısa ömürlü bir vitamin. Bundan dolayı yıkımı ve yapımı dinamik olması sebebiyle sürekli alınması gereken bir molekül. D vitaminine en çok ihtiyaç duyan yaşlılarda dahi, sadece el, yüz ve ön kolların haftada 2-3 defa, pembeleşmeyecek kadar güneş ışığı alması yeterli. Pek çok kaynakta da yeterli D vitamini sentezi için güneşe maruz kalma süresinin, haftada yaklaşık 10-15 dakika olduğu belirtiliyor.
Kemik yoğunluğunu beslenme gibi birçok etken belirliyor
Makalede, tesettürün kemik yoğunluğunda azalmaya sebep olabileceğini ima eden ilmi çalışmaların bazılarının Türkiye'deki Türk doktorları tarafından yapıldığı iddia ediliyor. Batı'da yapılan bir çalışmada Avrupalı kadınlar ve Avrupa'da göçmen olarak yaşayan
Müslüman Arap kadınlar karşılaştırılıyor, Müslüman kadınların kemik yoğunluğu Batılılardan düşük bulunuyor.
Araştırma sonucunda Müslüman kadınların, Avrupalı kadınların yarısı kadar kalsiyum alabildiği ve buna bağlı olarak parathormonun çok yüksek olduğu ortaya çıkıyor. Buna sebep olarak genetik, kilo, beslenme şekli ve kalitesi, yetersiz egzersiz yapma gösteriliyor. Bir başka çalışmada rahim ağzı ve meme kanserinin göçmen Müslüman kadınlarda,
yerli Batılı kadınlara nazaran daha az görüldüğü yer alıyor. Ancak Batılı araştırmacıların makalelerinde 'açıklık, rahim ağzı ve meme kanserlerine sebep oluyor' şeklinde bir yorum ve çıkarımı olmadığı belirtiliyor.
Güneş ışınına yeterli seviyede maruz kalamamaya bağlı olarak yeterince D vitamini sentezlenememesiyle alakalı sağlık probleminin Müslümanların yaşadığı coğrafyaların dışında daha çok görüldüğü ifadelerine de yer veriliyor.