Pabuçcu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, birkaç projelerinin bulunduğu su
yosunları üzerinde asistanlarıyla birlikte çalışma yürüttümlerini söyledi.
Yaptıkları işin, su yosunlarının mikroal kültürünü oluşturmak olduğunu ifade eden Pabuçcu, şöyle devam etti:
''Yaptığımız iş, mikro enjeksiyon ile su yosunlarının mikroal kültürünü yapmak. Bunu da üniversite olarak ilk defa biz uyguluyoruz.
Bilim, uzun süreli bir iş. Ama biz yavaş yavaş meyvelerini toplamaya başladık. Daha güzel sonuçlar alacağımızı düşünüyorum. Su yosunları ile ilgili 3-4 projemiz var. Su yosunlarını doğadaki ortamından alıyoruz. Bunları laboratuvar ortamına getiriyoruz. Aynı türleri uygun iklim şartlarında, suni iklimlendirme dolabında üretmeye çalışıyoruz. Mikro enjeksiyon yönetimi ile bunlardan aynı bireye ait topluğu
küçük bir tüp içerisinde topluyoruz.''
Çok uzun bir süreçte su yosunlarını çoğalttıklarını vurgulayan Pabuçcu, şöyle konuştu:
''Bunlar ele avuca gelecek hale geliyor. Daha sonra özelliklerine bakıyorsunuz. Su yosunlarının anti
kanserojen madde özelliği var mıymış,
tümör eritici özelliğe sahip madde salgılıyor muymuş, anti oksidan özelliği var mıymış ve bunun kozmetikte, sağlık alanında kullanım alanları neymiş, içerik analizleri ile birlikte karar veriyoruz. Moleküler
biyoloji laboratuvarında, mikrobiyoloji laboratuvarında çalışmalarımız var.
Ankara ve
Gazi üniversiteleri ile ortak çalışmamız var. Buradaki biyoteknoloji laboratuvarlarında denemelerini yapıyoruz. Su yosunlarının
Marmara Araştırma Merkezi'nde analizlerini yaptırıyoruz. Daha sonra bunların neye uygun olacağına karar veriyor, çalışmalarımızı yapıyoruz. Su yosunları üzerinde flora ve kültür seviyesinde başka üniversitelerde de çalışmalar yapılmakta.''
-''60-70 TÜR SU YOSUNU KÜLTÜRÜ OLUŞTURDUK''-
Pabuçcu, 6 yıldır su yosunlarının mikroal kültür çalışmalarına ağırlık verdiklerine değinerek, ''Çünkü bu işi dünyada yapmak çok zor. Hiç bakılmamış, hiç incelenmemiş türlerin olduğu bir alan. Biz de çalışmalarımızı bu yönde devam ettiriyoruz'' dedi.
Yeşilırmak ve diğer yerlerden su yosunları toplayarak, bunların kültürleri üzerinde çalışmalar yaptıklarını, 60-70 tür su yosunu kültürü oluşturduklarını belirten Pabuçcu, ''Bu, büyük bir rakam. Dünyada değişik yerlerde kültür koleksiyonları var. Bu kültür koleksiyonlarındaki tür sayıları 300 ila bin arasında. 6 yıl içerisinde ulaştığımız rakam büyük bir başarı. Türlerin analizlerini yaparak neye iyi geldiği üzerinde yoğunlaşmaya çalışıyoruz'' diye konuştu.
Köksal Papuçcu, Çankırı Karatekin
Üniversitesi ile bir proje yürüttüklerini dile getirerek, şunları kaydetti:
''Bu proje, benim ve elemanlarımın görevli olduğu bir Devlet Planlama Teşkilatı projesi. Maliyeti 8 milyon lira.
Projemiz 2010 yılında başladı, 2014 yılında bitecek. Çankırı'ya dünyanın sayılı kanser araştırma merkezi kuruluyor. Bina bitmek üzere. Oraya buradaki ürünlerimizi aktarıyoruz. Bu ürünlere, orada çeşitli analizler yapılıyor. Kanser araştırma merkezinde su yosunlarının anti
kanserojen özelliğine bakılıyor. Buradaki kanser araştırma merkezi Türkiye'de bir ilk. Bu merkez, dünyadaki sayılı kanser araştırma merkezleri içinde olacak.''