Kalp hastalığında da insanlar yediklerine içtiklerine dikkat etmeyerek ve ilaçlarını aksatarak tedaviyi zorlaştırabiliyor. Huffington Post'ta yer alan habere göre, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra kalp krizleri Amerika'da salgın haline geldi. Doktorlar bunun niçin böyle olduğu konusunda şaşkınlar. Hastanın ölümünden sonra kalbi incelendiğinde hastalığın fiziksel kanıtı basitti. Kalbe oksijen taşıyan koroner damarlar bozuluyor. Sağlıklı damarlar esnek ve yumuşaktır. Fakat patologlar, erkeklerin daha 20'li yaşlarda damarlarının kalın yağ plaklarıyla sertleştiğini görüyorlar. Damar sertliği olarak bilinen bu durum dünya çapında halen ölüme yol açmaktadır. Damar sertliğinde damarlar, arteriyel plaklar nedeniyle kalınlaşıyor ve daralıyor. Bu yıllar alan bir süreçtir ve vücudunuz herhangi bir yerindeki damarlarda oluşabiliyor. Genellikle bunun bir belirtisi yoktur. Koroner damarlardaki kan akışı kesilirse, göğüs ağrısı, nefes darlığı ve yorgunluk gibi belirtiler görülüyor. Beyne giden kan akışı azalırsa, ani hissizlik ya da kollarlar ve bacaklarda halsizlik, konuşma güçlüğü gibi felç tarzı belirtiler oluşabilir. Bazen kan pıhtılaşması ya da plak parçalanmasının neden oluştuğunu tam olarak anlayamıyoruz. Pıhtılaşma arterde takılabiliyor ve kan akışını engelliyor. Koroner arter hastalığında bu kalp krizine neden olabiliyor. Beyne kan sağlayan damarlarda ise bu durum felç ile sonuçlanıyor. Doktorlar da dahil birçok insana damar sertliğinin nedenlerini sorarsanız, yağlı, kolesterol dolu yiyeceklerle beslenmenin buna yol açtığını söyleyecektir. Çözüm ise sıklıkla kolesterol düşürücü ilaçlarla kandaki kolesterol düzeyini düşürmektir. Hedef kötü kolesterol düzeyini düşürmek, iyi kolesterol seviyesini artırmaktır. Ancak damar sertliği ve kardiyovasküler hastalıklar karmaşıktır, bu nedenle sadece kolesterol seviyesini düşürmek işe yaramaz. Kolesterol yaklaşımının basitleştirmesini açıklayan bazı göze çarpan gerçekler ortaya çıktı. 1. Karaciğer, beslenmenizdeki yağın kandaki yağa çevrilmesinde kilit rol oynuyor. Bazı insanlar için çok az yağ bile kandaki yağ oranının çok fazla yükselmesine yol açabilir. Diğer insanlar için, çok fazla yağlı beslenme kanda normal yağ seviyesini beraberinde getirebilir. Yediğiniz yağ ile kalbinize zarar veren kandaki yağ arasında basit bir bağ bulunmuyor. 2. Stres kalp krizlerinde önemli bir faktördür. Gerçekte, birkaç büyük çalışmaya göre erken yaşta kalp krizi geçirilmesinde psikolojik bağlantılar fiziksel bağlardan daha güçlüdür. Kronik olarak stres altında olmak kortizol (stres hormonu) seviyesini artırarak kalp hastalığı riskinizi artırıyor. 3. Vücudunuz yaşam tarzınızdaki fiziksel olmayan değişiklikleri önemsiyor. Stresi azaltmak için gösterdiğiniz çaba, egzersiz gibi değişiklikler, pozitif yaşam tarzı da vücudunuzdaki her hücreye sinyal gönderiyor ve sizi damar sertliğinden doğal yollarla koruyor. Mevcut ilaç tedavisinin niçin etkili olmadığını anlamak için plakların niçin ilk yerlerinde şekillendiğine bakmamız gerekiyor. İnsanların büyük çoğunluğu için kronik olarak stres altında olmak, çok fazla rafine karbonhidrat tüketmek, trans yağla dolu olan işlenmiş ve hazır gıda yemek, hareketsiz yaşam tarzı, fazla sigara içmek ve aşırı kilolu olmak gibi kötü alışkanlıklar damarlarınıza zarar veriyor. Yağlı beslenme her zaman suçlu değildir. Çok fazla rafine karbonhidrat ile nişastalı yiyecekler yemek de zararlıdır. Glisemik indeksi yüksek olan bu gıdalar kan şekeri seviyenizi yükseltiyor. Yaşam tarzı seçenekleri kalp krizi ve felci önlemenin en iyi yollarından biridir. Patates, beyaz pirinç, şeker ve un gibi kandaki şekeri ve trigliseridleri yükselten ve kolesterolü de artıran bu gıdalardan kaçının. Doymamış yağ asitleri bakımından zengin olan yiyecekler ile yağlı balık ve sızma zeytinyağı gibi omega-3 yağ asitleri içeren gıdalar tüketin. Bu yiyecekler kardiyovasküler hastalık riskinizi düşürür.