Tuzcu, kalbi korumak için şunları öneriyor: "Bol
sebze meyve yiyin, lifli, kepekli ve tahıllardan zengin beslenin, porsiyonlarınızı yarıya düşürün, tuzlu yemeyin, etten fakir bir beslenme tarzı benimseyin..."
Cleveland Clinic'in ünlü Türk profesörü Murat Tuzcu, bir yandan kalbi onarmaya ve düzeltmeye yönelik yeni tedaviler geliştirirken, öte yandan onu korumak için de herkesin bireysel çaba sarf etmesi gerektiğine inanıyor. "Koroner
kalp hastalığının yüzde 90'ı insan yapımı" diyen Prof. Dr. Tuzcu'ya göre bunun önemli bir kısmı, ne yediğimiz, ne içtiğimiz, hayatımızı nasıl yaşadığımızla ilgili. En başta beslenmenin geldiğini önemle vurgulayan Prof. Tuzcu, dünyanın beslenme ve
yaşama tarzının tıkayıcı
damar hastası olmaya çok uygun olduğunu belirtiyor.
En tehlikeli şişmanlık: Elma
tipi
Doymuş yağdan, beyaz undan, kaloriden zengin beslenme sonucu ve daha çok göbek çevresinde yağ birikmesiyle ortaya çıkan
elma tipi şişmanlığı "en tehlikeli şişmanlık" olarak niteleyen Prof. Tuzcu, "Bol sebze meyve yiyin, lifli, kepekli ve tahıllardan zengin beslenin, porsiyonlarınızı yarıya düşürün, tuzlu yemeyin, etten fakir bir beslenme tarzı benimseyin" diyor.
Prof. Dr. Murat Tuzcu'yla kalbi korumanın yollarını ve alınması gereken önlemleri konuştuk...
Kalp hastalıklarından kendimizi korumamız ne derece mümkün?
- Kalbi besleyen damarların daralmasıyla seyreden ve kalp krizi ve kalp yetmezliğiyle sonlanan koroner kalp hastalığının yüzde 90'ı insan yapımı. Bunun önemli bir kısmı ne yediğimiz ne içtiğimiz, hayatımızı nasıl yaşadığımızla çok yakından ilgili. Bunun başında nasıl beslendiğimiz geliyor. Bugün Batı dünyası ve giderek dünyanın geri kalan kısmında da beslenme ve yaşama tarzı koroner
kalp hastası olmaya, tıkayıcı damar hastası olmaya çok eğilimli.
En önemli neden yaşam tarzı ve beslenme tarzı değişiklikleri mi?
- Doymuş yağdan zengin rafine karbonhidratlar yani beyaz undan zengin, kaloriden zengin, kilo almamıza ve daha çok göbek çevresinde yağ biriktirici kilo almamıza yol açan elma tipi şişmanlığın oluşmasında gerek kişisel yaşam alışkanlıklarımız gerekse kurduğumuz şehirler ve yaşam düzeni açısından çok eğilimliyiz. Bunun üzerine hareketli olmak üzere yaratılmış bir canlıyı fevkalede hareketsiz bir hayata sürüklediğiniz zaman damar sertliğine müthiş yatkın hale getirmiş oluyorsunuz.
Şişmanlığın tek başına rolü nedir?
- Bunun tartışması uzun zamandır sürüyor.
Şişmanlık olduğu zaman sizin kan yağlarınız bozuluyor kötü kolesterolünüz yükselmiş oluyor iyi kolesterolünüz düşüyor. Trigliseritleriniz,
tansiyonunuz yükseliyor.
Hangi tansiyon değerlerine sahip olduğumuzda tehlikenin başladığını anlayacağız?
- Yüksek tansiyon artık kolesterol gibi devamlılık arz eden bir şey oldu. Artık siyahla beyazı ayırt eder gibi bir sınırı yok. 140 tansiyonun üstü kötü, altı iyi diye bir şey yok. ABD'deki son sınıflamada 130 - 140 arası, tansiyon başlangıcı olarak kabul ediliyor. İdeal tansiyon 120 - 80 olarak görülür.
Geçen yıl JAMA'da önemli bir çalışma yayımladık. Kalp hastası olanların tansiyonunu daha fazla düşürdüğünüz zaman bunların damar sertliğini yavaşlatabiliyoruz, durdurabiliyoruz ya da çok az bir şekilde ilerlemesini sağlıyoruz.
Vitaminlerin bir faydası yok
Dışarıdan hap olarak alınan vitaminlerin kalbi koruyucu etkisi var mı?
- Hiçbir vitaminin, antioksidanın veya başka destekleyici maddelerin kalp hastalıklarının hiçbirini önleyici olduğunu gösteren bir tek
delil bile yok. Sadece omega tabletlerinin yeteri dozda alındığı zaman yararlı olduğunu gösteren çalışmalar var. Ama bunun dışında
A vitamini, betakaroten, D vitamini, E vitamininin kalp krizini önleyici hiçbir etkisi olmadığı kesin şekilde gösterildi. En son olarak B vitamini ve folik asidin yararlı olduğu düşüncesi vardı. Ama şimdi önümüzdeki bazı çalışmalar bunun aksini gösteriyor. Hatta bazı hastalarda B vitamini, folik asit ve E vitaminin belki zararlı olabileceği bile düşünülüyor.
20'li yaşlardaki kilonuzu koruyun
Prof. Tuzcu, "20 yıl içinde 5 kilo almışsanız uzun vadede yaşamınıza olumsuz bir etki yapıyor.
Beslenme alışkanlıkları keyif alacak şekilde değiştirilmeli" diyor
Beslenmenin üzerinde çok duruluyor? Burada asıl formül nedir?
- Beslenme konusunu çok yönlü ele almak lazım. Burada dikkat edeceğimiz şey, sebzeden meyveden, kepekli
besinlerden, tahıllardan baklagillerden zengin, doymuş yani yürüyen
hayvan yağından ve etten fakir bir beslenme tarzı adapte etmemiz lazım. Kalorimizi ne kadar harcıyorsak o kadar almalıyız. İdeal kilomuza inip korumamız lazım.
40 - 50 yaşına gelip 20 yaşındaki kilomuzdan 10 - 15 kilo fazla olmak gibi bir hakkımız yok. 20 yıl içinde 5 kilo almışsanız uzun vadede yaşamınıza olumsuz bir etki yapıyor. Riskimiz artıyor. Oysa 22 yaşındaki adamın kilosu oluşmuş kilodur.
Peki 20'li yaşlardaki kiloyu korumanın yolu sürekli diyetten mi geçiyor?
-
Diyet hiçbir zaman yürümeyen bir iş. Bugün dünyanın her tarafında ABD'de ve Türkiye'de de milyar dolarlık diyet ve egzersiz endüstrisi, onun 10 katı kadar da besin endüstrisi var. Ama insanlar yine tüm dünyada şişmanlamaya devam ediyor çünkü diyetlerle işin çözülmesine imkân yok. Beslenme alışkanlıkları keyif alacak şekilde değiştirilmeli.
Kilo giderse,
şeker riski azalıyor
Beslenme alışkanlıkları keyif alarak ve sağlıklı bir şekilde nasıl değiştirilebilir?
- Yasakladığımız hemen hemen hiç bir şey yok. Az yenmesi, porsiyonların yarıya düşürülmesi, her gün et yiyorsa bunu haftada bire ya da ikiye indirmesi, etin yağlı tarafını değil yağsız tarafını yemesi
taraftarıyız. Çünkü biliyoruz ki sağlıklı beslenmeyi, tuzdan az beslenmeyi öğrendiği zaman tansiyonu düşürebiliyoruz. Kilo almadığımız ve kilomuzu gerilettiğimiz zaman şeker hastalığının ortaya çıkmasını önleyebiliyoruz.
Sağlıklı beslenmeyle kolesterol ne oranda düşürülebilir?
- Beslenmeyle yüzde 20'nin üstünde kolesterolü indiremiyoruz çünkü kötü kolesterolün düzeyinin belirlenmesi çoğu zaman kalıtımsal birtakım faktörlerle oluyor. Ama bu demek değil ki beslenmenin olumlu etkisi yok. Kiloyu verdiğimiz zaman iyi kolesterolümüzün de yükseldiğini biliyoruz çoğu insanda.
Kilo, özellikle elma tipi şişmanlık, iyi kolesterol düşüklüğü ve trigliserit dediğimiz yağların yükselmesiyle ve tansiyonla el ele yürüyor. Buna metabolik sendrom diyoruz. Türkiye'de 50 yaş üstü kadınların yüzde 70'e yakınında metabolik sendrom var. Erkeklerin dörtte biri şişman. Bunlar çok ciddi oranlar. Bu nedenle beslenme tarzı çok önemli.
Bir verdirip bir aldıran yo - yo diyetlerin kalp kasına zarar verdiği doğru mu?
- Bu tarz diyetlerin damar sertliğini artırdığı kesin. O konuda yayımlanmış çalışmalar var. Bir inişli bir çıkışlı 3 kilo alırsınız 5 kilo verirsiniz, 5 kilo alırsınız 8 kilo verirsiniz temeline dayanan yo - yo diyetlerinin yarardan çok zararı var. Onun için kimsenin 6 ayda 10 kilo vermesine kesinlikle taraftar değilim. Bunun yerine 1 yılda 5 kilo verin.
Akdeniz diyetinin yararı nedir?
- Fransa'da yapılan Lyon Çalışması'na göre Akdeniz diyetiyle risk neredeyse yüzde 50 indirilmiş.
Spor için bir çift
lastik ayakkabı yeter
Egzersizle kalp sağlığını korumak adına neler yapmalı, nelerden kaçınmalı?
- Egzersizden kasıt, hareketli bir yaşam sürmemiz. Çoğu zaman günde 20 - 30 dakika yürümek.
Yürüyüşün hatırı için yürümek yeterli olacaktır. Spor yapmakla günde 30 dakika yürüyüş,
asansör ve
yürüyen merdiven yerine merdiven kullanmak,
araba kullanıyorsak en yakın yere park etmemek ve otobüsten bir
durak önce inmeyi kastediyoruz. Bu gibi basit görünen yöntemler bile bizim hareketliliğimizi sağlayarak uzun vadede sağlığımıza olumlu katkıda bulunacaktır.
Ama insanlar
spor yapmak deyince salonlara kapanıp haftanın birkaç günü spor yapmayı algılıyor. Bu da onları korkutuyor?
- Spor yapacağım diye spor salonlarına paralar akıtmanıza, özel aletler almanıza gerek yok. Bir lastik ayakkabıyla yürüyüş yapmanın yararı daha fazla.
Koşmayı önermiyorsunuz değil mi? Birçok kişi bu nedenle ani kalp krizinden kaybedilmişti.
- Çok önemli bir nokta bu. Daha önce spor yapmayan bir kişi 30 yaşından sonra spora başlayacaksa mutlaka doktor kontrolünden geçmesinde fayda var. Ani
ölümler tabiatıyla spor yaparken artıyor, bu da altta yatan bazı kalp hastalıklarının keşfedilmemesinden kaynaklanıyor. İkincisi hafta sonu savaşçıları dediğimiz 5 - 10 gün hiçbir şey yapmayalım sonra hafta sonu gidelim top oynayalım veya koşalım diyenler için risk oluyor. Ancak koşma alışkanlığı olan, düzgün şekilde
forma girmiş insanların koşmasında bir sakınca yok. Yeter ki başlangıçta kontrolden geçmiş olsun.
Halı saha maçlarında gençlerdeki ani ölümlerin önüne bu şekilde geçilebilir mi?
- Bunların çoğu belki kalp krizi değil. Gençlerde spor sahasında ölümlerin çoğunun sebebi, kalp kasındaki kalınlaşmayla seyreden bir anormalliktir. Belli olmayan birtakım doğumsal kalp hastalıkları var. Onun için bir kez bile doktor muayenesinde geçilmesi şart.
Egzersizi ne sıklıkta önerirsiniz?
- Yüzme, koşma ya da yürüme hangisi olursa olsun önemli olan çok yapmak değil, istikrarlı ve düzenli yapmak. Haftada beş gün öneriyorum.
Evcil hayvan edinin
Batı'da yapılmış bazı çalışmalarda, kalp krizi geçirmiş ve yalnız yaşayan insanların eğer köpekleri varsa, köpeği olmayanlara göre daha uzun yaşadıkları saptanmış. Gerilim ve strese karşı duygusal desteğin gerek hasta olmamamızda gerek hasta olduktan sonra daha kolay iyileşmemizde çok büyük katkısı var.
Koroner kalp hastalığı risk faktörleri
Değiştirilemez
Yaş
Cinsiyet
Kalıtım
Değiştirilebilen
Kan yağları
Yüksek tansiyon
Şeker hastalığı
Sigara
Fazla kilo
Hareketsiz bir hayat tarzı
Sigara Türkiye'de nükleer silah kadar tehlikeli
Sigara, Türkiye'de kalp krizi ve kalpten ölümlerin en önemli nedeni
Sigara içenlerde kan kolay pıhtılaşır, damarlar büzüşür, damar duvarında yağ birikimi kolaylaşır
Sigara damar sertliği riskini 3 kat artırır
Sigara kalpten ölüm riskini yüzde 70 artırır
Yanınızda içilen sigara da riskinizi artırır
Sigara yerine puro içmek daha az zararlı değildir
MİLLİYET