Daha çok
psikolojik odaklı bu rahatsızlıklarda gereksiz ilaç kullanımı gittikçe artıyor. Hatta psikiyatrik ilaç kullanımı çocuklara kadar düşmüş durumda. Bu ilaçların büyük çoğunluğu ise adeta sihirli bir iksirmiş gibi görülüyor. Psikolog
İzzet Güllü, her rahatsızlık sonucu ilaca başvurulmasının sakıncalı olduğunu belirtiyor. Sorunların öncelikle
psikologlar tarafından, ilaç dışı danışmanlık, eğitim,
destek ve terapi gibi ilaçsız yöntemlerle çözümlenmeye çalışılması gerektiğine dikkat çeken Güllü,
uygulama sahasında "savcı-hakim" modeline benzer bir
sistem getirilmesi gerektiğini savunuyor. Psikolog Güllü'nün dikkat çektiği bir konu is
e devlet hastanelerindeki ruh sağlığı
hizmetlerinin ise adeta ortopedi yahut dâhiliye kliniği gibi 'ilaç ver gönder' işleyişi.
Psikolog Güllü, Türkiye'de, özellikle Anadolu'da insanların büyük çoğunluğunun psikolojik hizmet aldığı adreslerin büyük ölçüde devlet hastaneleri olduğuna işaret ederek, "Devlet hastanelerindeki ruh sağlığı hizmetleri adeta ortopedi yahut dâhiliye kliniği gibi işleyen bir mantıkla çalışıyor. Bu çalışmalar da ilaç merkezli yürütülüyor. Hekimlerin ilaç yazabilmeleri için teşhis koymaları gerekiyor. Bu da suni ve zorlama teşhisleri beraberinde getiriyor. Bundan dolayı artık neredeyse her insanın üzüntüsüne, depresyonuna, günlük sıkıntısına, korkusuna ilaç yazılıyor. Yanlış uygulamalar neticesinde gereksiz ilaç giderleri de korkunç boyutta artıyor." ifadelerini kullanıyor.