Bakırköy 3. Ağır
Ceza Mahkemesi'ndeki
duruşmaya,
tutuklu sanık Semih Resen ile avukatı Osman Aydıner katıldı.
Mahkeme heyeti başkanı,
jandarma görevlilerince
sedye ile duruşma salonuna getirilen Semih Resen'in hareket kabiliyetinin sınırlı olduğunu, kalkıp oturamadığını, az konuşabildiğini, ancak konuşulanları anlayabildiğinin gözlendiğini tutanağa yazdırdı.
Duruşmada
Cumhuriyet Savcısı
Sinan Ali Yaşar'ın verdiği esas hakkındaki mütalaada, Semih Resen'in (56) yatalak annesi Mükerrem Resen (89) ile aynı evde yaşadıkları belirtilerek, 24
Ekim 2006 tarihinde polis merkezini telefonla arayan bir kişinin,
yaşlı bir kadının oğlu tarafından dövüldüğünü bildirdiği anlatıldı.
Olayın yaşandığı eve giden polislerce yatağında
darp edilmiş ve baygın şekilde bulunarak Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve
Araştırma Hastanesi'ne kaldırılan Mükerrem Resen'in bir gün sonra hastanede öldüğü kaydedilen mütalaada,
Adli Tıp Kurumu
Morg İhtisas Dairesi raporunda, yaşlı kadının kafa ve
boyun travmasına bağlı
beyin kanaması sonucu öldüğünün belirtildiği bildirildi.
Mütalaada, yargılama aşamasında savunması alınan sanığın, yatalak ve
kalp rahatsızlığı bulunan annesi ile sürekli ilgilendiğini, kendisinin de
psikolojik rahatsızlığı olması yüzünden daha önce Bakırköy Ruh ve
Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde
tedavi gördüğünü ifade ettiği ve annesine kötü muamelede bulunmadığını söylediği kaydedildi.
Sanığın
soruşturma aşamasındaki ifadesinde ise ''
ölüm olayından bir gün önce yemek yemediği için tartıştığı annesinin, kendisine sürekli
tahrik edici sözler söylediğini'' anlattığı belirtilen mütalaada, sanığın ''olay günü alkollü olduğunu, annesini tartakladığını, ancak dövmediğini'' söylediği ifade edildi.
-ADLİ TIP KURUMU RAPORU-
Mütalaada, Mükerrem Resen'in ölümüne neden olan travmatik yaralanmanın ''düşme mi, yoksa darp sonucu mu'' gerçekleştiği konusunda
Adli Tıp Kurumu'nun görüşünün sorulduğu bildirilerek, bu kurumun 1. İhtisas Kurulu'nca hazırlanan raporda, ''travmatik yaralanmanın düşme sonucu olamayacağı ve ölüme neden olan baş ve boyundaki yaralanmaların kişinin doğrudan travmaya maruz kaldığını gösterdiğinin'' kaydedildiği belirtildi.
Semih Resen'in, psikolojik rahatsızlığının bulunduğunu beyan ettiğine de işaret edilen mütalaada, sanığın ''öz annesini kasten öldürdüğü'' gerekçesiyle ağırlaştırılmış müebbet
hapis cezasına çarptırılması istendi.
-SANIK VE AVUKATININ SAVUNMASI-
Mütalaaya karşı görüşü sorulan Semih Resen'in avukatı Osman Aydıner, mütalaayı kabul etmediklerini,
Adli Tıp Kurumu'nun raporuna katılmadıklarını ve müvekkilinin atılı suçu işlediği yönünde hiçbir
delil bulunmadığını savunarak, sanığın öncelikle beraatını, aksine bir karar verilmesi halinde ise öldürme kastı bulunmadığının göz önüne alınmasını istedi.
Semih Resen'in konuşmalarını tutanağa geçiren
mahkeme heyeti başkanı, sanığın zor anlaşılan şekilde ''avukatını duyduğunu, beyanlarına katıldığını, annesini çok sevdiğini, öldürmediğini, normalde annesinin
doğal yolla ölümünü bile istemediğini'' söylediğini tutanağa yazdırdı.
Semih Resen, son sözlerinin sorulması üzerine de ''annesini çok özlediğini'' dile getirdi.
-HÜKÜM-
Kararı açıklayan mahkeme heyeti, Semih Resen'in daha önce mahkemede alınan ifadesinden, annesi Mükerrem Resen'i döverek öldürdüğünün anlaşıldığına dikkati çekerek, sanığa ''annesini kasten öldürdüğü'' gerekçesiyle önce ağırlaştırılmış müebbet
hapis cezası verdi.
Suçun tahrik altında işlenmesi ve sanığın duruşmalardaki iyi halini dikkate alarak bu cezada
indirim yapan mahkeme heyeti, sanığı 20 yıl hapis cezasına çarptırdı.
Karar sonrası gazetecilerin sorularını yanıtlayan Semih Resen'in avukatı Osman Aydıner, müvekkilinin tutuklu bulunduğu cezaevinde darp edilmesinin ardından
felç geçirdiğini öne sürerek, bu konudaki soruşturmanın sürdüğünü ifade etti.