Karadeniz,
kirazın gen merkezinin
Giresun ve çevresi olarak gösterildiğini, ancak hemen hemen bütün Anadolu'da yetiştiğini belirtti.
Kirazda karbonhidratlar, pektin maddeleri, organik asitler, B2, C ve
A vitamini bulunduğunu ifade eden Karadeniz, ''Kiraz
mide, bağırsak ve
idrar yolları hastalıklarında çok faydalı olup,
karaciğer rahatsızlıklarına da şifalı gelmektedir'' dedi.
Kirazın kanı sulandırdığını ve temizlediğini kaydeden Karadeniz, ''Karaciğer ve safrayı temizler.
Böbreklerde biriken zararlı maddelerin atılmasına yardımcı olur, kabızlığı giderir, hazmı kolaylaştırır. Aç karnına yenen kiraz zayıflatır. Kiraz midedeki yara, iltihap ve çıbanları temizler. Kiraz yenmeye devam edilirse böbrek ve mesane yollarını kumlardan temizler, karaciğer şişliğine iyi gelir, safra akışını normale döndürür, sinirleri kuvvetlendirir'' diye konuştu.
Kirazın stresi yok ettiğine dikkati çeken Karadeniz, şunları söyledi: ''Romatizma,
damar sertliği ve mafsal kireçlenmesine faydalıdır. Menopoz döneminde faydalı olmaktadır. Kiraz
meyvesi ağrıların dindirilmesinde
aspirinden daha fazla etkili oluyor. Araştırıcılar bu etkiyi kirazda bulunan 'antosiyanin' isimli kimyasalın yaptığını bildirmektedirler. Kirazda 12-25 miligram arasında antosiyanin bulunmakta ve bu maddenin ağrı kesici etkisinin aspirinden on kat daha fazla olduğu bildirilmektedir. Araştırıcılara göre, günde 20 kiraz yemek bir aspirin almakla eşdeğer görülüyor. Ayrıca kirazda bulunan antosiyanin maddesi E ve C vitaminlerine benzer
antioksidan etkiler yapmaktadır.''
Karadeniz, kiraz suyunun cilde sürülünce lekeleri temizlediği,
ergenlik sivilcelerini iyileştirdiğini de sözlerine ekledi.