Doktorların '
torba yasa' diye adlandırdığı ve hükümetin geri çekmesi için
eylem üstüne eylem yaptıkları yasa dün TBMM'de görüşülmeye başlandı. Resmi adı '1219 Sayılı Kanun, 3153 Sayılı
Sağlık Hizmetleri
Temel Kanunu ve 2368 Sayılı Sağlık Personelinin
Tazminat ve Çalışma Esaslarına Dair Kanun' olan yasayla
yabancı hekimlere
Türkiye'de çalışma imkânı veriliyor.
Ayrıca doktorlara mali sorumluluk
sigortası zorunluluğu getiriliyor, eğitim
hastanelerinin şef ve yardımcılarının sınavla değil
bakanlık tarafından atanması öngörülüyor. Radyoloji çalışanlarının günlük beş saat olan
mesai sınırı da kaldırılıyor. En çok tartışılan maddelerin neler getireceğini meslek örgütleri ve
Sağlık Bakanlığı'na sorduk.
Yabancı doktorlar Türkiye'de çalışmalı mı?
Ucuz doktorlar Beklenti: Yenilik gelir
İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Hüseyin Demirdizen: Bizim karşı çıktığımız Türkiye'de yabancı hekimlerin, belirlenmiş kurallar içinde çalışması değildir. Türkiye'de hekimlik yapabilme koşullarını yerine getirdikten sonra çalışabilirler. Ancak Türkiye'de pek çok kuralın uygulanmasında sıkıntı var.
Başbakan "Dünyanın bazı yerlerinde 100-150 dolara hekim çalışmaktadır. Bunları getirir ve sağlık sorunlarını çözeriz" diyor. 100-150 dolara çalışacak hekimlerin dünyanın neresinde olduğu bilinmektedir. Buların nitelikleriyle ilgili ciddi endişeler vardır
Avukat Erkin Göçmen: Yabancı hekimler konusu ilk kez 1923 yılında
Lozan görüşmelerinde de gündeme gelmişti. Hatta Lozan görüşmelerinin tıkanma noktalarından birisiydi. Ülkenin hekim ihtiyacının had safhada olduğu yıllarda bile yabancı hekimlerin çalışmasına izin verilmemişti. Şimdi böyle bir ihtiyacın hiç olmadığını düşünüyorum. Yabancı hekimlerin
ucuz işgücü kaynağı olacağına ihtimal vermiyorum. Ülkemize gelecek yabancı hekimler uluslararası bağlantıları güçlü, büyük özel hastanelere gelecek.
Tıp Kurumu Genel Sekreteri Ali Rıza Üçer: Muhtemelen AB ülkelerinden gelecek doktorlar metropollerdeki özel hastaneleri
tercih edecek, giderek orta gelirli katmanlara
hizmet veren hastanelere, tanı
tedavi merkezlerine doğru genişleyecek. Böylece, sağlık alanında küresel dönüşüm için önemli adımlardan biri daha atılmış olacak.
Hekim emeği
rekabet ortamında daha da değersizleştirilecek.
Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği Genel Sekreteri Yaşar Yıldırım: Araştırmaya para yatıran zengin ülkelerde tıptaki yenilikler hızla ilerliyor. Bunu Türkiye'ye taşımanın bir yolu da yabancı hekimlerden yararlanmak. Kalitesi düşük doktorları getiremezsiniz.150 dolara gelecek doktor hata yapar. Bunun faturası ağır olur.
Sağlık Bakanlığı: Denkliği üniversitelerce kabul görmemiş hiçbir hekim mesleğini icra edemeyecek. Bu doktorlar
devlet memuru statüsü kazanmayacak. AB kriterleri çerçevesinde mesleklerin serbest dolaşımıyla ilgili bu durumla ister istemez karşılaşacaktık. Açığı böyle giderme gibi bir amacımız da olamaz. Türkiye'de kurulması ihtimali olan çok iyi hastanelerde yabancı hekimler insanımızı tedavi edecek
Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği Genel Sekreteri Yaşar Yıldırım: Araştırmaya para yatıran zengin ülkelerde tıptaki yenilikler hızla ilerliyor. Bunu Türkiye'ye taşımanın bir yolu da yabancı hekimlerden yararlanmak. Kalitesi düşük doktorları getiremezsiniz.150 dolara gelecek doktor hata yapar. Bunun faturası ağır olur.
Sağlık Bakanlığı: Denkliği üniversitelerce kabul görmemiş hiçbir hekim mesleğini icra edemeyecek. Bu doktorlar devlet memuru statüsü kazanmayacak. AB kriterleri çerçevesinde mesleklerin serbest dolaşımıyla ilgili bu durumla ister istemez karşılaşacaktık. Açığı böyle giderme gibi bir amacımız da olamaz. Türkiye'de kurulması ihtimali olan çok iyi hastanelerde yabancı hekimler insanımızı tedavi edecek.
Hekime zorunlu sigorta yapılmalı mı?
Eşitlik yok Beklenti: Rahat ederler
Demirdizen: İnsanların kendi yaptıkları iş nedeniyle sorumluluklarını alacakları süreçlerde zorunlu olarak bir sigortaya tabi tutulmaları doğru değil. Bir risk görülüyorsa zaten bunun için
gönüllü sigortalılık modeli var, bu yapılmalıdır. Riskli cerrahi bölümler başta olmak üzere yoğun
bakım hizmetlerinde kusur olduğu oranda
primlerin artacağı belirtiliyor. Yani "Döner
sermayedeki pay prim tutarına yetmezse doktordan tahsis ederim" deniyor.
Üçer: Sağlık kurum ve kuruluşları çalıştırdıkları her hekim için, serbest hekimler de kendileri için mali sorumluluk sigortası yaptıracak. Başlangıçta primler düşük düzeylerde gibi,
sistem oturdukça hızla yükseltilecek. Amerika'daki gibi büyük fon havuzları oluşturulacak.
Artan sigorta maliyetleri tedavi giderlerine yansıyacak
Göçmen: Özel
sektör işletmecisinin sigorta için ödediği primi hekimin maaşından mahsup etmesi
yasak. Diğer yandan kamuda çalışan hekimin priminin yarısının
döner sermaye payından kesilmesi öngörülüyor. Ayrıca kamudaki hekimin ödeyeceği primin ikinci yarısı da diğer personelin
döner sermayedeki payından ödeniyor. Bu
uygulama akıl almaz. Devlet kendi çalışanının sigortasını diğer çalışanın cebinden ödemeye çalışıyor.
Sağlık Bakanlığı: Herhangi bir tıbbi sorun olduğunda, hekim suçlu bulunursa ödenecek tazminat miktarı bu sigortadan karşılanacak. Böylece hekimler daha rahat hareket edebilecek. Hastanenin döner sermayesinden bu sigortanın yarı miktarını ödüyoruz. Geri kalan miktarını da hekimlerimizin döner sermayedeki payından ödemesini istiyoruz. Böyle bir sigortalamanın yıllık değeri 200 YTL olacaktır.
Sınavsız atama yanlış mı?
Partizanlık Savunma: Tarafsızız
Demirdizen: Yasayla eğitim hastanelerindeki şef ve şef yardımcılığı görevlerine sınavsız atama yapılması öngörülüyor. Sağlık Bakanlığı bu düzenlemeyle atamaları tamamen siyasi iktidarın keyfine bırakıyor.
Üçer:
Uzman hekimlerin yarısından fazlasını yetiştiren şef
ve şef yardımcılığı kadrolarının stratejik önemi var. Yeni yasa
bu kadrolara gerekli niteliği olmayan adayların atanması sonucunu doğuracaktır.
Anayasa Mahkemesi, Cumhurbaşkanı ve CHP'nin başvurusu üzerine benzer bir düzenlemenin yürürlüğünü durdurmuştu.
Sağlık Bakanlığı: Türkiye bir hukuk devleti. Gerek Anayasa Mahkememiz'in gerekse meslek kuruluşlarının görüşlerine göre hareket edeceğiz. Atamalarda kimse kayırılmayacak. Yayın sayısına, yabancı diline ve bunun gibi birçok kritere bakılacak.
Radyolojide
tehlike var mı?
Hak kaybı olur Gerekçe: AB kriteri
Demirdizen: Radyoloji çalışanlarının günlük beş saat olan mesai sınırı ortadan kaldırılıyor. Çalışma ortalamalarının fiziki koşulları düzeltilmeden, radyoloji cihazlarının kontrolleri yeterli olarak yapılmadan çalışanların düzenli sağlık kontrollerinden geçmeleri sağlanmadan sadece işletmenin ihtiyaçlarına göre çalışma sürelerinin uzatılması, çalışanlar için yeni hak kaybı demek.
Üçer: Radyasyonla çalışan sağlık personelinin 70 yıllık özlük hakları AB standartları gerekçesiyle ortadan kaldırılıyor. Hangi AB ülkesinde radyoaktif tehlike yaratan kobalt 60 kaynakları hurdacılardan toplanıyor? Radyasyondan korunma standartlarında AB ülkeleri nerede, Türkiye nerede? Türkiye Atom Enerjisi Kurumu'nun (
TAEK)
lisans vermediği Sağlık Bakanlığı'na bağlı kaç sağlık kuruluşu var açıklayabilirler mi?
Sağlık Bakanlığı: AB kriterleri neyse onu uygulayacağız. Oradaki ülkeler çalışanının sağlığını riske etmiyor herhalde. İnsan haklarına nasıl uyuluyorsa onu yapacağız. Kişinin radyosyon ölçümüne göre hareket edilecek. Alınan şua miktarına göre çalışma saati üç saate de inebilir.
Yılda 350 milyon muayene
Demirdizen: Türkiye'deki hekim sayısı gelişmiş ülkelerle karşılaştırıldığında ters duran bir yapıya sahip. Gelişmiş ülkelerde yani birinci basamak sağlık hizmetini oturtmuş ülkelerde hekimlerin en az yarısı, hatta yarısından fazlası pratisyen hekimdir. Toplumun temel ihtiyaçlarının yüzde 80'ni, 90'ı birinci basamakta yürütülür. Halbuki Türkiye'de bu oran dörde birdir. Böyle olunca hastanelerde kuyruklar oluşturuyor. Bakanlık mevcut sorunları doğru tanımlayamadığı, hekimleri doğru istihdam edemediği için suni olarak hekim açığının artmasına yol açıyor.
Üçer: 1990'da 56.5 milyon olan nüfus, 2006 yılında 72.5 milyona ulaştı.
Nüfusumuz yüzde 28 artış gösterirken aynı dönemde hekim sayısındaki artış yüzde 100'ün üzerindedir. Hal böyleyken yalnızca AB ülkelerinde 100 bin kişiye düşen hekim sayısı parametresi üzerinden bakarak büyük bir hekim açığımız olduğu savı temelsiz kalmaktadır.
Yıldırım: Türkiye'de bazı dallarda hekim açığı var. Tıp fakültelerinde hangi uzmanlık alanlarında eğitim vermek lazım, bunun araştırması yapılmalı. Örneğin yeterli sayıda ortopedist varsa hekim adayları başka branşlara yönlendirilmeli. Ya da part-time çalışma imkânı verilir. Böylece bir hekim beş ayrı yerde çalışıp daha fazla hastaya bakar.
Sağlık Bakanlığı: Kimse gerçekleri göz ardı etmesin. Kişi başına düşen hekim sayısında 52
OECD ülkesinde sondan ikinciyiz. Bir uzman hekimden günde 50-60 hasta muayene etmesini istiyoruz. Türkiye'de bir kişi yılda ortalama beş kez doktora gidiyor. 70 milyon nüfusu beşle çarpın 350 milyon eder. 350 milyon kez muayene olunuyor yani. Bizimse 100 bin doktorumuz var.
RADİKAL