Birçok kişi, yakalandığı rahatsızlığa internetten
tedavi aramaya çalışırken,
sanal ortamdan
hastalığın tedavi edilemeyeceğini uzmanlar, aksine daha büyük ve çözümü zor sağlık problemleriyle karşılaşılabileceği uyarısında bulundu.
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan İnternational Hospital İç
Hastalıkları Uzmanı Dr. İbrahim Bağcivan, hastalara internetten araştırma yapmasını önerdiğini ancak bu araştırmanın internetten tedavi olma umudu taşımaması gerektiğini belirtti.
İnternette kendi sağlığı konusunda araştırma yapanların bazı noktalara dikkat etmesi gerektiğine dikkat çeken Bağcivan, "Baş ağrısı yazıp araştırma yaparak hastalığınıza teşhis koymaya çalışmayın. Baş ağrısına neden olan yüzlerce hastalık olabilir. İnternet günümüzde adeta 'e-hasta'lar oluşturdu. Tedaviyi hekimden değil internetten almak isteyen e-hastalar, bu yolla hem umutsuzluğa kapılıyor hem yanlış bilgilenebiliyor." dedi.
İnternetin belli araştırmalar için kullanabileceğini ancak hastalıkla ilgili olarak internetin çözüm sunamayacağına değinen Bağcivan, internetten eksik ve yanlış bilgi edinme ihtimalinin çok yüksek olduğunu vurguladı.
Hastalığa dair şikâyetlerin, adeta puzzle´ın parçaları gibi olduğunu ifade eden Bağcivan, parça sayısı arttıkça teşhise giden yolun da belirginleşeceğini, parçaları doğru şekilde tamamlamak ise, hekimin tecrübesi, bilgisiyle gerçekleşebileceğini açıkladı.
Tek bir şikâyetle hiçbir portal ya da hekimin tanı koyamayacağını kaydeden Bağcivan, "Hafif bir nezlede bile öksürük, ateş,
boğaz ağrısı,
burun akıntısı olur. İnternette araştırılan şeyler genellikle temel şikâyetin birine yönelik oluyor. Hasta internete
baş ağrısı diye giriyor ve karşısına binlerce sayfalık kitap çıkıyor. Bunun neresini okuyarak nasıl bilgi sahibi olsun. Ayrıca hasta internette araştırma yaptığında; '
Hepatit B hastaları 20 yıl sonra
siroz olabilir' bilgisine rastlıyor. Hasta bu sayıyı düşünerek, kendisinin siroz olacağına inanıyor. Dolayısıyla edindiği yanlış bilgiler nedeniyle paniğe kapılıyor. Oysa Hepatit B, hastaların yüzde 30´unda siroza dönüşür, yüzde 70´inde dönüşmez. Bu duruma verilebilecek bir başka örnek de Hepatit B aşılarında görülüyor. Burada aşının koruyuculuk süresi hakkında aklında soru işaretleri oluşuyor. Bu yüzden internetten eksik ve yanlış bilgilerle hastanın kendi durumunu değerlendirmesi, korkuya ya da paniğe kapılmasından başka bir işe yaramıyor." diye konuştu.
"TIPTA HİÇBİR ZAMAN İKİ KERE İKİ DÖRT ETMEZ"
Tıp biliminin ayırıcı tanı bilimi olduğunu ve hiçbir zaman 'iki kere iki, dörttür' diye kesin
kuralları olmadığına dikkat çeken Bağcivan, baş ağrısı şikâyetiyle gelen 10 hastanın başının, 10 farklı nedenle ağrıyor olabileceğini dile getirdi.
"Beyin
tümörü sadece baş ağrısı yapsaydı, her başı ağrıyana
beyin tümörü teşhisi koymamız gerekirdi." diyen Bağcivan, tıbbi bilimlerdeki şikâyetlerin matematik kesinliğinde olmadığını, ancak hastaların böyle kesin bilgiler varmışçasına bir beklentiyle araştırma yaptığını söyledi.
Zatürre hastalığının ateşsiz olmayacağını ama ateşi olmayan
zatürre hastasının da bulunduğunu ifade eden Bağcivan, baş ağrısının migren mi, tümör mü, gerilim ağrısı mı olduğu konusundaki ayırıcı tanıyı hekim yapabileceğini aktardı. Buna karşın internetten araştırıp hastalığına tanı koyan insanların da olduğunu vurgulayan Bağcivan, hastaların deneyimlerini anlattıkları bloglardan da uzak durulması tavsiyesinde bulundu.
Bir hasta için doğru ilacın diğeri için yanlış olabileceğinin altını çizen Bağcivan, "By-pass olmuş hasta için
aspirin çok hayatidir, ama midesinde
ülser olan için çok tehlikelidir. Her hastanın kendi koşulları içinde değerlendirilmesi gerekir. Hasta tecrübelerine dayanan bilgiler, okuyan kişiye iyi gelecek diye bir kural yoktur. Bunlar internette yol gösterici olarak kullanılmamalıdır. E-hastalar daha çok tanımlanmış hastalıklarını araştırmaz, şikâyetlerinden tanı koyarlar." şeklinde konuştu. (CİHAN)