Hastalıklarından kurtulamayanlar çareyi
hacamat yaptırmakta buldu. Özellikle Batı'da bu
tedavinin yapıldığı merkez sayısı her geçen gün artıyor. Peki hacamat nedir, hangi hastalıkları tedavi eder?
Çağımız insanının en büyük sorunlarından biri hastalıklardan kurtulamaması... Bu da insanları
modern tıbbın dışında tedavi yöntemlerine sevk ediyor. Bunlar içinde en çok ilgi gören ve her geçen gün dünya tıp çevrelerince de
tavsiye edilense '
kupa terapisi',
İslam literatüründeki adıyla 'hacamat'. Öyle ki, temmuz ayında, NHI Doğal
Sağlık Enstitüsü ve Sade
Hayat derneğinin girişimleriyle İstanbul'da
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın katılımıyla 'Uluslararası Kupa
Terapisi Sempozyumu' bile düzenlendi.
Kısacası; geçmişi insanlık tarihi kadar eski kupa terapisi (hacamat) tedavisinin itibarı iade ediliyor. Hacamat, Peygamber
Efendimiz (sas)'in de uyguladığı, ümmetine de pek çok kez tavsiye ettiği bir
tedavi yöntemi.
Uzmanlara göre, iyileştirmediği bir hastalık yok. Peki nedir bu kupa terapisi (hacamat), nasıl yapılır, faydaları nedir?
Vücut yeniden doğmuş bebek gibi...
Kupa terapisi, yaş ve kuru olmak üzere ikiye ayrılıyor. Kuru olanı, ağrıyan
bölgeye
bardak/
şişe çekme işl
emine deniyor. O daha çok
vücutta
masaj etkisi yapıyor.
Peygamber Efendimiz'in hadis-i şerifinde "Tedavi olduğunuz şeylerin en hayırlısı hacamattır." diye önemini vurguladığı vücuttan kan akıtılarak yapılan işlem 'yaş' olanı. Uygulama alanı daha fazla ve daha çok hastalığı tedavi ediyor. Çünkü işlem vücutta sağlığı koruma amacıyla atık maddelerin biriktiği belli noktalardaki tıkanıklık, kılcal veya ince damarlardan kirli kanın akıtılmasını sağlıyor. Hastalıklara sebebiyet veren bu kanlar atılıyor ve vücut işlemini yeni doğmuş bir çocuğunki gibi yerine getiriyor.
Hipokrat kupa terapisini savunuyor
Tedavinin geçmişi de hayli eski... Bu noktada bilgiyi Uluslararası Kupa Terapisi Sempozyumunu düzenleyenlerden Sade Hayat Derneği Başkanı Faruk Günindi'den öğreniyoruz.
Kupa terapisi 5 bin yıldır dünyanın pek çok yerinde uygulanan bir tedavi şekli. Modern tıbbın babası Hipokrat bile tedaviyi anlatmış. Tedavinin Müslümanlar içinse ayrı bir yeri var. Çünkü, insanlığa 5
vakit namazın
hediye gön
derildiği Miraç'ta, Peygamber Efendimiz'e melekler, kupa terapisini tavsiye ediyor. Efendimiz (sas) bu olayı hadis-i şerifinde şöyle buyurur: "Miraç'tan inerken hangi melek cemaatine rastlasam, 'Ey
Muhammed! Ümmetine hacamat olmalarını emret' dediler."
Hadislerde hacamata dair her bilgi var
Hacamat ile hadis-i şerifler bunlarla sınırlı değil. Hadislerde, hacamatın nerelerden ve hangi tarihlerde yapılması gerektiğine kadar ayrıntılı bilgi yer alıyor. "Kafa hacamatı yaptırmak 7 derde
şifadır: Cinnet,
baş ağrısı, cüzam, maraz, uyuklama,
diş ağrısı, baş dönmesi." hadis-i şerifi buna örnek. Şu anda İslam dünyası, tedaviyi, bu hadisler doğrultusunda uyguluyor. C-7 diye adlandırılan omuz, baş,
kürek kemikleri ve
kalp hizası, bel ve
kuyruk sokumu, ayak bileklerini kapsayan bu noktalar, bugün dünyadaki bilim adamlarının da kupa terapisi için tavsiye ettiği yerler. Çünkü bu 7 bölge, vücutta atıkların toplandığı yerler ve hastalıklar bu noktalarda kendini belli ediyor.
Faruk Günindi, bu C-7 bölgenin dışında da terapi uygulanabileceğini söylüyor ama bazı bölgeler hariç. Mesela kafa çukuru. Uygulanırlığı 20. yüzyılda azalan ancak son birkaç yıldır tekrar gündeme gelen bu tedaviye dair günümüzde yapılmış tek akademik araştırma
İngiltere Kupa Derneği'nin Genel Sekreteri Dr. Kaleem Ullah'a ait. Faruk Günindi'nin anlattığına göre, Kaleemullah'ın araştırmaya başlama hikâyesi ilginç. İngiltere'de tıp fakültesinde öğrenci olduğu yıllarda omuzunda bir ağrı başlar Ullah'ın. Okuduğu okuldaki pek çok profesörün kapısını çalar şifa bulmak için. ama nafile. Bir gün ev arkadaşı, "Sen doktor adayısın böyle şeylere karşı çıkarsın ama sana bir şey önereceğim. Bence hacamat ol." der. O da arkadaşının tahmin ettiği gibi karşı çıkar hacamata, fakat yine de yaptırır ve ağrısı geçer. Tedavi karşısında şaşkınlığını gizleyemeyen Ullah durumu hocalarına anlatır. Ve okuduğu bölümün başkanı, yüksek lisansını bu alanda yapmasını tavsiye eder. Böylece, konuya dair ilk akademik araştırma ortaya çıkar. Ullah, araştırma yapmakla kalmaz ve tedavi merkezleri açar.
Tedavinin faydaları kanıtlanmalı
Tedavinin Türkiye'de yayılmasını sağlayan ve modern öğelerle birleştirip üzerine araştırmalar yapan kişiyse Norveçli doktor Aidin
Salih. Aidin Hanım, Türkiye'de bu alanda pek çok uzman yetiştiren biri. Tedaviye dair bir kitabı da var: Gerçek Tıp. Müslümanlığı bile İbn-i Sina'nın kitabında okuduğu 'hacamat tedavisi' sayesinde seçiyor. Aidin Hanım, tedavi için oldukça net fikirlere sahip. "Günümüzde iki yaşındaki çocuğa dahi hacamat uygulanmalı." diyor. Nedenini ise şöyle açıklıyor: "Bütün hastalıklar beslenme şeklimize bakıyor. Modern çağda da insanların ne yiyip ne içtikleri belli değil ve konsantre-hazır
gıda tüketimi oldukça fazla. Haliyle vücut daha çok kirleniyor ve daha çok hastalık ortaya çıkıyor. İlaçlar da vücuttaki bu kiri temizlemiyor. Hacamatın önemi, kirlenen vücudu kan alarak temizlemesinden geliyor."
Bursa'da kupa terapisi uygulayan hekimlerden Orhan Ali de,
Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden
mezun olmuş. Kupa terapisiyle sırt ağrısından kurtulmak için tanışmış ve nasıl yapıldığını öğrenmiş. Ona göre, kupa terapisi modern tıbbın çare olamadığı hastalıkların çaresi. Çünkü, ilaçlar sadece hastalığı dindiriyor. Ama kupa tedavisinde hastalıkların sebebini ortadan kaldırıyorsun. Çünkü kupa ile alınan kan vücudun bütün yükünü çeken bağ
dokusunu boşaltıyor ve yeni kan üretme mekanizmaları harekete geçiyor.
Kupa sempozyumunda 40 kişi üzerinde yaptığı araştırmalarla, terapinin ağrıya etkisini araştıran hemşire Nuray Sağırlı ise tedavinin öneminden çok, bunu kanıtlayacak imkânların olmadığına değiniyor. Sağırlı, "Artık modern tıppın kupa terapisini görmezden gelmemesi gerek. Çünkü onlar görmese de hastalıklarına şifa bulmak isteyenler eninde sonunda yolunu bu tedaviyle kesiştirecek." diyor.
***
Neyi tedavi eder
Kanser,
kısırlık, diyabet, yumuşak doku romatizması,
felç, fibromiyoloji, gut,
doğum lekeleri, karpal
tünel sendromu,
osteoporoz, sırt ağrısı, diğer ağrılar,
kronik yorgunluk, gerginlik, zona, hıçkırık, romatoit artrit, nörodermatit, kronik
astım ve
bronşit,
zatürre, kurdeşen,
kabızlık, hemoroit, yüz spazmı, akut
yüz felci, lezyonlar, öksürük, meme iltihabı, deri iltihabı, sedef,
hipertansiyon,
egzama, şizofren... vb.
***
Kupa terapisi için dikkat edilmesi gereken kurallar
Tedavinin İslam'a göre, bir
uygulama adabı var. Mesela, tedavi hicri ayın 17., 19., 21. günlerinde yapılır.
Çarşamba, cuma ve cumartesi günleri uygulanmaz. Özellikle sonbahar ve ilkbahar aylarında daha çok faydası vardır. Terapi uygulanacağı gün hastanın, kanı sulandırıcı gıdalar tüketmemesi gerekir. Ayrıca tedaviyi yapan ve yaptıranın abdestli olması lazım. Tedavi öncesi ve sonrasında bir şey yenmemesi gerekir.
***
Mehmet Kartallı (44 yaşında, ziraat mühendisi): Sırt ağrım için yaptırdım. İlk günde geçti. Vücudumdan 50 kilo ağırlığı atmış gibi hissettim. İnanın bu kadar fark edeceğini tahmin etmemiştim. Uykularımda da dinlenmeye başladım. Benden sonra ailede herkes hacamat oldu. Özellikle kızlarım memnun kaldı, çünkü sivilceleri geçti.
Halime Ulucan (37 yaşında,
ev hanımı): Kalp kapağımdan doğuştan rahatsızdım.
Nefes almakta zorlanıyordum. Bir yerden bir yere gitmek işkenceydi benim için. Bir de şiddetli migrenim vardı, 2 saatte bir hap alıyordum. Tedavinin ardından migren ağrılarım geçti. Hap kullanmıyorum ve nefes almam kolaylaştı.
Nafiye Hepgezerim (35 yaşında ev hanımı): Psikolojik sorunlarım vardı. Uzun yıllardır depresyon ilaçları kullanıyordum. Ve hep uyuyordum. Hacamat mutlu olmamı sağladı. Rahatladım, her şeyi dert etmemeye başladım.
Nurten Çarkçı (56 yaşında diş hekimi): Mesleğim gereği hep ayakta durmak zorundayım. Ve ayak bileklerim çok ağrıyordu bu yüzden. Bileğimi dairesel hareketler yaparak geçici olarak rahatlatmaya çalışıyordum. İlaçlarsa ağrıyı kesiyor, etkisi geçince yeniden başlıyordu. Bel, diz, bilek hacamatlarından sonra hareket ederken ağrı çekmemeye başladım.
***
Bilinen faydaları
Kılcal damarlardaki tıkanıklığı açar.
Kan ve dokulardaki gaz ve toksinlerin atılmasını sağlar.
Kaslardaki sertliği ve ödemi çözer.
Kan üretiminden sorumlu organları (kemik iliği,
karaciğer, dalak) uyarır.
Bağışıklık sistemini kuvvetlendirir, vücuda direnç kazandırır.
Ağrıları giderir, hastalıkları önler.
Bel tutulması, eklem ağrısı, baş ağrısı, bel-
boyun fıtığı ve kireçlenmeye bağlı ağrıları giderir.
Kaygı bozukluğu, depresyon ve korkulara karşı etkilidir.
Dalak ve karaciğer hastalıklarını tedavi eder.
Tansiyonun dengelemesine yardımcı olur.
Zehirlenmeye karşı etkilidir.
Büyü ve sihire karşı etkilidir.
Aklı, hafızayı ve anlayışı artırır.
Migreni giderir.
Çıban, sivilce,
kist ve tümöre iyi gelir.
Enerji ve key (canlılık) yollarındaki akımı düzenler.
Kan damarlarının tıkanmasını önler.
Dikkati artırır.