Bakteri, virüs,
parazit ve toksinlerle 200'den fazla hastalığın
gıdalar yolu ile insanlara bulaştığını ifade eden Kuşçu, "Besin zehirlenmesi herhangi bir
yiyecek ya da içeceğin tüketimi sonucu meydana gelen
enfeksiyon veya intoksikasyon durumuna verilen genel isimdir. Besin kaynaklı hastalığa herkes yakalanabilir, ancak bazı kişiler daha duyarlıdır. Bunlar; bebek, çocuk, gebe,
yaşlı ve
bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerdir." dedi.
Adana Tabip Odası, Tüm Emekli-Sen,
Türkiye Emekliler Derneği ile Tüm İşçi Emeklileri Derneği ile ortak düzenlenen Sağlıklı Yaşam Konferanslarına "Besin
Zehirlenmesi" konusuyla Enfeksiyon
Hastalıkları Uzmanı Dr. Ferit Kuşçu konuşmacı olarak katıldı. Kuşçu, "Besin zehirlenmesi nedir?. Besin zehirlenmelerine neden olan etmenler, nasıl bulaşır ve
besin zehirlenmesinde ne yapılmalıdır?" konularına açıklık getirdi.
Bakterilerin besinlere toz,
toprak, haşere, kemirgen, insanlar, su ve potansiyel riskli besinler ile çöplerden bulaştığını ifade eden Kuşçu, tarım bölgesi
Çukurova gibi yerlerde tarım ilaçları zehirlenmelerinin fazla görüldüğünü hatırlattı. Bakterilerin gözle görülmeyen mini canlılar olduğunu belirten Kuşçu, daha çok hijyenik yönden uygun olmayan koşullarda hazırlanan ve pişirilen besinlerde üreyen bakterilerin besin zehirlenmelerine neden olduğunu vurguladı.
Bakterilerin hepsinin kişiye karşı zararlı etki göstermeyebileceğine işaret eden Kuşçu, şunları söyledi: "
Yoğurt,
peynir ve
sirke gibi bazı besinlerin yapımında kullanılan bakteriler yararlı olanlarıdır. Mutfağımızdaki esas
tehlike, besinlere bulaştıktan sonra uygun koşul ve sürelerde üreyerek hastalık yapan bakteriler, yani patojen bakterilerdir. Üreyen ve çoğalan bakterilerin suçlusu, kötü koşullarda saklanıp, hazırlanan ve pişirilen besinlerdir. Besinler, bakterilerin üremesi için gerekli olan besin öğeleri ve nem içerikleriyle mükemmel bir ortam oluştururlar. Bakteriler canlı kalabilmek ve üreyebilmek için nemli ortamlara gerek duyarlar. Nem ya da su oranı düşük yiyeceklerde bakteri üremesi yavaşlar veya durur. Ancak bakteriler
yaşamaya devam ederler. Asidi yüksek ortamlarda bakteri üremesi hemen hemen olanaksızdır (domates, bazı taze
sebze ve meyveler, sirke, yoğurt vb). Ancak küf ve mayalar bu ortamlarda da üremeye devam ederler."
KUSMA VE İSHAL VÜCUDUR ZEHRİ DIŞARI ATMA YÖNTEMİDİR
İnsanı birçok zararlı bakterinin kaynağı olarak niteleyen Dr. Ferit Kuşçu,
tuvalet sonrası yıkanmamış ellerde, saç,
giysi ve sakallarında,
burun ifrazatında, derideki ufak yarada, kesik ve
çatlaklarında çok sayıda bakteri bulunduğunu aktardı.
Besin zehirlenmelerinin klasik belirtileri
mide bulantısı,
kusma ve ishal olduğunu dile getiren Kuşçu, "Kusma ve ishal vücudun zehiri dışarı atma yöntemlerindendir. Bu nedenle kesinlikle bulantı ve ishalinizi önleyici ilaçlar kullanmayın.
İshal ve kusmayı arttıracak düşüncesiyle hiçbir şey yememek yanlış bir davranıştır. İshal tedavisinin en iyi şekli dinlenmek ve bol miktarda sıvı (
temiz içme suyu,
ayran, şekersiz çay) İshaliniz geçene kadar yoğurt, pirinç lapası, haşlanmış patates, ekşi
elma ve taze
şeftali suyu gibi besinleri tüketin. Sebzeleri pişirdikten, meyveleri de yıkayıp kabuğunu soyduktan sonra tüketin.
Erik,
kayısı,
incir,
üzüm,
karpuz gibi meyveler bağırsak hareketlerini arttırdığı için yenmemelidir. Kanlı ishaliniz varsa, İshal ile birlikte
boyun sertliği, şiddetli
baş ağrısı veya ateş varsa, zehirlenme belirtileriniz iki günden fazla devam ediyorsa hemen bir hekime başvurun." diye konuştu.
Besin zehirlenmesine maruz kalmamak için et ve et ürünlerini güvenilir yerlerden satın alınmasını öneren Kuşçu, kırık, çatlak, dışkı ile kirlenmiş yumurtaların satın alınmamasını istedi.
Yumurtayı kullanmadan hemen önce yıkanmasını hatırlatan Kuşçu, "Çiğ ve pişmiş etleri hazırlarken farklı
bıçak ve doğrama tahtası kullanın. Terbiye edilmiş etleri pişirinceye kadar üzeri kapalı olarak buzdolabında saklayın. Yiyeceklerinizi pişirirken, pişirme sıcaklığının bakterinin ölebileceği sıcaklığa (65 derece ve üzeri) ulaşmasına dikkat edin." şeklinde konuştu.