Turhan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, balın, arıların
çiçeklerden ve çiçekli ağaçların yapraklarından salgılanan nektar ve salgıları toplayarak kovana getirirken kursaklarında kendilerinden bazı enzimleri katıp petek gözüne aktardığını belirterek, petek gözünde depolanan sıvı maddenin de bal olduğunu kaydetti.
Dışarıdan arıya glikoz,
şeker ve buna benzer gıdalar verildiğinde balın hakiki olmayacağını ifade eden Turhan, şöyle konuştu:
''
Balı arı yapar. Arının yaptığı
gerçek bal kristalize olur. Halk deyimiyle şekerlenir. Bal çiçek balı ve salgı balı olmak üzere ikiye ayrılır. Çiçek balının içinde polen olduğundan dolayı kristallenir.
Polenlerin özelliğine göre bal bir gün ile bir yıl arasından mutlaka kristalize olur. Salgı balları kristalize olmaz. Alındıkları gibi uzun yıllar berraklığını korur. Halk arasında çam balı olarak bildiğimiz bu çeşit, diğerlerine nazaran pek makbul değil. Balı kristalize eden en büyük etkenlerden biri de balın içindeki şekerdir. Balın yüzde 80'i şeker, yüzde 20'si de sudur. Şekerin de yüzde 3'ü de mutfaklarda kullandığımız, bilinen çay şekeri, diğer kısmı
meyve ve
üzüm şekeridir. Bir balda meyve şekeri fazlaysa o bal çok uzun süre sonra kristalize olur.''
''SAHTE BALCILARA DİKKAT''
Turhan, gerçek balın kristalize olduğunu, kristalize olmayan balın ya salgı ya da şekerden üretilmiş
sahte bal olduğunu ifade ederek, vatandaşlarımızın kristalize olan bala rağbet etmesi gerekir. Balın kristalize olması aynı zamanda binlerce yıl bozulmadan kalabilmesi için kendisini korumaya alma işlemidir. Yani
doğal bir olaydır. Kristalize olan bal özelliğinden ve lezzetinden hiçbir şey kaybetmez'' dedi.
Avrupa'da insanların kristalize olan balı tükettiğini vurgulayan Turhan, şunları belirtti:
''Bir de her bal alan
tüketici tarafından (Bu bal şekerli mi? İçine ne kadar şeker kattınız? Bal aldım şekerlendi, bu bal sahteymiş) gibi sorularla karşılaşıyoruz. Tüketicimiz şunu iyi bilmelidir balı kristalize olmuş şekliyle tüketmek daha iyidir. Donmuş bal 42-45 dereceler arasında 8-10 saat su dolu bir kapta ısıtılarak çözdürülür. Tüketicimiz balını güvendiği yerlerden almalı. Piyasada glikoza bal esansı karıştırarak satan sahte balcılar var. Bunlara dikkat edilmesi gerekir.''
Turhan, Türkiye'nin kovan sayısı bakımından dünyanın ikinci büyük ülkesi olduğunu belirterek, ''Ancak, ülkemizde kişi başına bal tüketimi aylık ortalama 300 gram. Bu oldukça düşüktür. Avrupa'da ise kişi başına ayda 1-1,5 kilogram bal tüketiliyor. Biz genelde
hasta olunca ya da biri
tavsiye edince bal yeriz. Oysa bir kişi ayda en az bir kilo bal tüketmelidir. Bal karaciğeri yormadan kana karışıyor.
Dinç ve
genç kalmanın en büyük ilacıdır'' dedi.