Tünel'de toplanan grup, ellerindeki ''
Muayene ücretleri kaldırılsın'', ''Komşuna, aktara değil, eczacına danış'' dövizleri ve ''Eğitimimizin, mesleğimizin ve geleceğimizin yok olmasına izin vermeyeceğiz'' pankartıyla
Taksim Meydanı'na yürüdü.
''İş işten geçmeden'' tişörtü ve beyaz önlüklerini giyen eczacılar, üzerinde ''
Çığlık'' yazılı kostüm ve ''yut gitsin'' yazılı ilaç kutusu giyen öğrenciler, ''
Sağlık haktır, satılamaz'' ve ''
İlaç markette satılamaz'' sloganları attı.
Grup adına açıklama yapan
İstanbul Eczacı Odası Başkanı
Semih Güngör, 14
Mayıs'ın, kutlamaların yanı sıra eylemlerin de yapıldığı bir gün olduğunu belirterek, son yıllarda ilaç ve eczacılık alanında yaşanan gelişmelerin,
halkın ilaç hakkına ve mesleğe sahip çıkma günü olarak kutlamayı gerektirdiğini kaydetti.
Güngör, eczacılığın halkla en iç içe olan meslek gruplarından biri olduğunu ifade ederek, Türkiye'nin içinde bulunduğu durum dolayısıyla halka karşı sorumlulukları yerine getireceklerini söyledi.
Semih Güngör, ''bitkisel'' adı altında birçok ürünün denetimsiz olarak satılmaya devam edildiğine ve bilinçsiz kullanımların ölümlere neden olduğuna işaret ederek, Sağlık Bakanlığının harekete geçmesi gerektiğini kaydetti.
İlacın yerinde ve dozunda kullanılmadığında zehire dönüştüğüne dikkat çeken Güngör, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''İlaç reklamlarının serbest olduğu ABD'de, zehirlenmeye bağlı ölümlerde ilk sırayı ilaç zehirlenmelerinin aldığını defalarca anlattık. İlaç reklamının serbest bırakılması, halkımıza yapılacak büyük kötülüklerden biridir. Yalnızca reklam şirketleri ve ilaç tekelleri daha fazla kazansın diye halk sağlığı tehlikeye atılmaktadır. Yurttaşlarımıza, sigortalıların ilaçlarına ücretsiz ulaşacağı konusunda yalan söylenmektedir.
Meslektaşlarımız, yurttaşlarla karşı karşıya gelmektedir. Sosyal
Güvenlik Kurumunun Medula
Reçete Provizyon Sistemi'nde sürekli yaşanan arızalar, hastalarımıza ilaç hizmetinde aksamalara yol açmaktadır.''
Konuşmaların ardından, grup olaysız dağıldı.