Ürolojide en zor
ameliyatlardan birisi olarak bilinen
mesane kanserinde mesaneni çıkartılması ve yerine bağırsaktan yeni mesane yapılması ameliyatını ''Da Vinci'' robotuyla tamamen kapalı şekilde yapan
Ankara Atatürk Eğitim ve
Araştırma Hastanesi, 1 yılda 25 mesane kanserli hastayı robotik cerrahiyle
tedavi ederek dünyanın sayılı merkezleri arasında adını yazdırdı.
Hastanenin 1. Ürolojik Klinik Şefi Prof. Dr. Derya
Balbay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yeni bir teknoloji olan ve 2000'li yıllarda dünyada kullanılmaya başlanan ''Da Vinci'' robotik cerrahi yönteminin ilk önce
Avrupa'da uyguladığını, ancak ilk denemelerde başarı sağlanamadığını anımsattı.
Sonraki aşamalarda cihazın da geliştirilmesiyle Amerika'da kullanılmaya başlanan robotun kısa sürede dünyada yaygınlaştığını dile getiren Prof. Dr. Balbay, günümüzde 1000'i Amerika'da olmak üzere Avrupa,
Türkiye ve
Japonya gibi ülkelerle birlikte tüm dünyada 1400 robottun cerrahi operasyonlarda kullanıldığını anlattı.
Prof. Dr. Balbay, Türkiye'de 9 tane bulunan robotun 5 yıl önce kullanılmaya başlandığını dile getirerek, robotların 3'ünün kamu, diğerlerinin de özel
hastanelerde bulunduğunu ifade etti.
Dünyada giderek sayıları artan robotlarla yapılan ameliyatların açık ameliyatlara göre kanama miktarının ve ağrının az olduğunu kaydeden Prof. Dr. Balbay,
küçük delikler açarak tamamen robotun kollarıyla hastayı ameliyat ettiklerini söyledi.
Robotla yapılan ameliyatlarda
enfeksiyon riskinin az olduğunu belirten Prof. Dr. Balbay, özellikle ürolojik ameliyatlarda cinsel fonksiyonların ve
idrar tutma mekanizmalarının robotla daha iyi korunduğunu gözlediklerin aktardı.
5 YILDA 60, 1 YIL DA 25 AMELİYAT
Prof. Dr. Balbay, robotun hastanelerinde 1,5 yıldır kullanıldığını belirterek, robotla ürolojinin en riskli müdahalelerinden biri olan mesanenin alınarak yeni bir mesane yapılması ameliyatının (
Radikal sistektomi Bilateral genişletilmiş lenf nodu disseksiyonu İntrakorporeal Studer poş ) ise 1 yıldır uygulandığını söyledi.
Hastane olarak dünyada robot kullanımı konusunda otorite haline gelen doktorlardan eğitim aldıklarını söyleyen Prof. Dr. Balbay, özellikle mesane kanserinde dünyada tanınan ve bu alanda en fazla ameliyat yapan unvanına sahip İsveç'ten Dr. Peter Wiklund'tan eğitim aldıklarını kaydetti.
Açık şekilde yapılan mesane kanserinin robota göre bazı riskler taşığını ifade eden Prof. Dr. Balbay, robotun kollarının kullanılmasıyla yapılan ameliyatta ise mesane ve lenf nodlarının çıkartıldığını, ardından bağırsaktan yeniden mesane yapılarak idrar kanallarının bağlandığını ve bağırsakların tekrar birbirine bağlanarak bütünlüğün sağlandığını ve bütün işlemlerin kapalı şekilde yapıldığını aktardı.
BİR İŞ GÜNÜ SÜREBİLİYOR
Prof. Dr. Balbay mesane kanserinin bahsedilen ameliyatının riskli olduğunu, bazen bir iş gününü bile alabildiğini aktardı.
Türkiye'de mesane kanserini robotla tamamen kapalı olarak yapan tek merkez olduklarını ifade eden Prof. Dr. Balbay, ''Dünyada yaygın olarak bu ameliyata kapalı olarak başlıyor ama ameliyatın bazı bölümleri açık ameliyat şeklinde devam ediyor. Bu yöntemi geliştiren ve kendisinden öğrendiğimiz Dr. Wiklund 5 yıl da 60 ameliyat yaparken, biz 1 yıl da 25 hastaya ulaştık. Dünyada en büyük ikinci seriye sahibiz. Şu anda dünyadaki en tecrübeli gruplardan birisi olduk. Dünyada bu ameliyatı tamamen kapalı yapan bir kaç merkezden biriyiz. Bundan sonraki hedefimiz ulusal ve uluslararası düzeyde eğitim merkezi olmak'' diye konuştu.
Şu ana kadar ameliyat ettikleri hastaların 60-70 yaş aralığında olduğunu ifade eden Prof. Dr. Balbay, robotla tedavi olan hastaların kısa bir süre içinde normal hayatlarına döndüğünü aktardı.
Hastanelerinde şu ana kadar sadece ürolojik alanda 130'un
prostat kanseri olmak üzere 160 ameliyatın yapıldığını dile getiren Prof. Dr. Balbay, robotun kadın
doğum,
kulak burun boğaz, genel ve
kalp cerrahisi alanlarında da kullanıldığını anlattı.