DSÖ'nün resmi internet sitesinde yayımlanan rapora göre, dünya genelinde diyabet hastası sayısı 220 milyona ulaşırken, yüksek kan
şekerinden kaynaklanan sorunlardan çoğunluğu az ve orta gelir düzeyindeki ülkelerden her yıl 3,4 milyon insan hayatını kaybediyor. DSÖ'nün projeksiyonuna göre, diyabetle mücadelede daha etkili
tedbirler alınmadığı takdirde, 2030 yılına kadar bu sayının iki katına çıkması bekleniyor.
Pankreasın yeterince insülin üretmemesi ya da üretilen insülini etkin şekilde kullanamaması olarak tanımlanan diyabet hastalığının,
kan şekerinin yüksek seyretmesi durumunda başta
kalp damar hastalıkları olmak üzere
vücuttaki bir çok sisteme ciddi zararlar verdiğine işaret edilen raporda, sağlıklı beslenme, düzenli fiziksel faaliyet, normal vücut ağırlığının korunması ve sigara kullanılmaması halinde özellikle Tip 2 diyabetin olumsuz etkilerinin azaltılabileceği kaydediliyor.
DSÖ'nün verilerine göre, dünyadaki 220 milyon diyabet hastasının yüzde 90'ı, kilo, genetik ve fiziksel hareketsizlikten kaynaklanan Tip 2 şeker hastalığına sahipken, kalan yüzde 10'u, çocuklukta başlayan ve vücudun insülin üretmemesinden kaynaklanan Tip 1 şeker hastaları oluşturuyor.
Tip 2 diyabetin uzun yıllar boyunca bir yetişkin hastalığı olarak kabul edildiği, ancak son 20 yıl içinde hastalığın yaşının giderek düştüğünü ve artık çocuklarda da görüldüğü belirtilen raporda, DSÖ, Tip 2 diyabet yaşının düşmesinin çok önemli bir
tehlike olduğunun üye ülkeler tarafından anlaşılması ve mutlaka tedbir alınması gerektiği uyarısında bulunuyor.
Kalp, damar, göz, böbrek ve sinirleri ciddi şekilde zedeleyen şeker hastalığının zaman içinde
böbrek yetmezliği,
felç, görme kaybı ve kalp krizlerine yol açabildiği ifade edilen raporda, şeker hastalarının yüzde 50'sinin
kalp damar hastalıklarından hayatlarını kaybettikleri hatırlatılıyor ve üye ülkelerin gerek şeker hastalığının önlenmesine yönelik programlara, gerekse teşhis edilmesi çalışmalarına kaynak ayırmaları öneriliyor.
Raporun dikkat çektiği bir diğer konu da hastalığın neden olduğu sorunların tedavisi harcamalarının, daha düşük bütçeli sağlıklı
yaşam programları hayata geçirilerek önlenebilecek olması. Dünya üzerindeki tüm şeker hastalarının yüzde 90'ını oluşturan Tip 2 diyabetin önlenmesi, geciktirilmesi ya da
kontrol altında tutulması, kilo kontrolü, sağlıklı beslenme, fiziksel aktivitenin artırılmasıyla mümkün.
DSÖ, devletlere vatandaşların bu konularda bilgilenmesini sağlayacak programları hayata geçirme çağrısı yapıyor.
Kan şekeri ölçümünün maliyetinin düşük olduğuna işaret eden DSÖ, üyelere diyabet teşhisine yönelik kontrollerin artırılması konusunda da daha fazla kişiye ulaşmalarını
tavsiye ediyor.
Diyabete bağlı ölümlerin,
organ ve işlev kayıplarının önüne geçilebilmesi içinse sağlık sistemlerinin, tüm diyabet hastalarının düzenli göz, böbrek kontrolleri yapılmasına olanak tanıması öneriliyor.