Son 30 yılda yapılan çalışmaların, doğumdan 1.5 yaşına kadar olan dönemi kapsayan çağdaki bebeklerin, düşünülenin aksine edilgen değil, anne kadar etkin olabildiklerini, duygular arasındaki farklılıkları ayırabildiklerini ortaya koyduğu bildirildi.
Almanya'daki Heinrich Heine Üniversitesi
Tıp Fakültesi Psikosomatik ve Psikoterapi Kürsüsü ile halen çalıştığı
Düsseldorf Psikanaliz Enstitüsü kurucularından Doç. Dr. Celal Odağ, İzmir'de kurduğu Halime Odağ Psikanaliz ve Psikoterapi Vakfı'nda, AA muhabirine, bebeklik çağına ilişkin araştırmalar hakkında bilgi verdi.
Bu dönemin, 30 yıl öncesine kadar ''duymaz, duyumsamaz, anlamaz'' şeklinde düşünüldüğünü belirten Dr. Odağ, 1970'li yıllardan bugüne yapılan araştırmaların, bebeklerin birçok mesajı son derece iyi şekilde duyumsadığını, çok duyarlı olduklarını, duygular arasındaki farklılıkları ayrımsadıklarını ortaya koyduğunu kaydetti.
Bebeklerin, verilen ve verilmeyen sevgi arasındaki farklılığı algılayabildiklerini belirten Dr. Odağ, ''Sömürenle sömürmeyen, özerkliği tanıyanla tanımayan sevgiler arasındaki farkları tanıyabiliyorlar. Yalnız bu farkları tanımakla kalmayıp, bunun sınırlarını da tanıyorlar'' dedi.
Son 30 yıldaki araştırmalara göre, bebeklerin en azından anne kadar etkin canlı varlık olduklarının belirlendiğini ifade eden Dr. Odağ, anne ve bebeğin sürekli etkileşim içinde bulunduklarını, bebeğin hiç bir zaman edilgen, pasif varlık şeklinde görülemeyeceğini vurguladı. Dr. Odağ, anne bebek ilişkisinde, bebeğin de etkin olduğunu belirtti.
Dr. Celal Odağ, ''Bebeklerin de dürtüleri ve sevilme, korunma, beslenme, sıcaklık alma gibi gereksinimleri var. Bütün bu gereksinimlerindeki her türlü dengesizlik, bebek tarafından engellenme olarak anlaşılır ve bu aynı zamanda şiddetin de kaynağıdır'' dedi.
Dr. Odağ, bu dönemin özelliklerinin çok iyi bilinmesi gerektiğini, bebek ve çocukların haklarına dikkat edilmediği yerlerde oyun oynamasını, içinde bulundukları dönemi öğrenememelerinin, en önemli şiddet nedenleri arasında sayılabileceğini kaydetti.