Prof. Dr. Mahmut Çoker, "İzmir'de yapılan bir çalışmada, 2 ile 6 yaş arası 3 bin 114 çocuğun yüzde 4.7'sinin, 6 ile 10 yaş arası 4 bin 469 çocuğun yüzde 9.1'inin, 10.5 ile 15.5 yaş arası 4 bin 235 ergenin ise yüzde 9.5'nin obez olduğu saptanmıştır." dedi.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları
Bilim Dalı Öğretim Üyesi Çoker,çocukluk ve
ergenlik çağında obezitenin giderek arttığını söyledi
EÜ Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı, Ege
Obez Hasta Derneği, Ege Diyabetle Yaşamı Kolaylaştırma Drenği ve Ege Osteoporozlu Hasta Derneği işbirliğiyle düzenlenen 4. Halk Kongresi'nde "Çocukluk Çağı
Obezitesi" konusunda bilgi veren Prof. Dr. Çoker, obeziteyle mücadelenin uzun zaman alması ve yeni bir
yaşam tarzının oluşturulması esas olduğundan,
psikolojik desteğin rolünün çok önemli olduğunu söyledi. Obezite
tedavisinde diyetin ayrı bir yer tuttuğunu açıklayan Çoker, "Öncelikle
hastanın uyguladığı beslenme
modeli ayrıntılı olarak öğrenilerek
besin tüketimi hesaplanır. Alınan fazla kalori tespit edildikten sonra yeni diyet modeli çocuk-ergene, anne ve babaya, birlikte oldukları
aile büyüklerine ayrıntılı olarak açıklanır.
Temel amacın
büyümeyi engellemeyecek, dengeli ve günlük gereksinimleri karşılayan bir model olduğu bilinmelidir. Besin tüketimi konusunda hasta ve ailenin yanlış bildirimde bulunması, aile fertlerinin tamamının uygulamayı kabullenmemesi ve
çalışan anne çocuklarının beslenmesini sağlayan grubun konuya katılmaması uygulamadaki zorluklardır." şeklinde konuştu.
Genel olarak obezite tedavisinde haftada en az 3 defa, 20 dakikalık koşmayı gerektiren fiziki aktivitenin esas olduğunu belirten Çoker, "Böylelikle enerji harcanır ve bazal
metabolizma hızı arttırılır. Özellikle aşırı yeme ihtiyacı duyulan zamanlarda yapılan fiziki aktiviteyle
iştah azaltılır. Seçilecek aktivite programlı yapılmalı, caydırıcı olmamalı, süre ve şiddeti zamanla arttırılmalı, erişkin dönem yaşam tarzını olumlu etkilemelidir." dedi.
Toplum sağlığı açısından giderek artan bir problem olan obeziteye karşı alınacak köklü önlemlerin ancak
toplum eğitimiyle başarıya ulaşabileceğini kaydeden Mahmut Çoker, "Bu konuda aileleri normal boy ve ağırlık konularında bilinçlendirmek gereklidir. Bebeğin anne karnındaki dönemden itibaren gelişiminin sağlanması, normal boy ve ağırlıkta bir bebeğin doğması, yani düşük
doğum ağırlıklı bebeklerin engellenmesi obeziteyi önlemede yardımcı olacaktır. Doğumdan sonra sadece anne sütüyle yeterli beslenme, dengeli beslenmenin temelini atacaktır. Çocukluk ve ergenlik dönemlerinde dengeli ve yeterli beslenmenin yanısıra günlük aktivite ve sporun yaşam tarzı olarak kazandırılması gereklidir. Bu aşamada yağlı ve lif oranı düşük besinlerle, gazlı içeceklerden kaçınma ve
gıda reklamlarının denetimi de çok önemlidir. Obeziteye karşı erişkin dönemde uygulanan tıbbi tedavi seçenekleri, büyüme ve gelişmeleri devam eden çocuk ve ergenlerde muhtemel yan etkileri sebebiyle çok sınırlı kullanım alanına sahiptir. Benzer şekilde cerrahi müdahale de ancak ergenlerde ve çok özel durumlarda denenmektedir." diye konuştu.