Bursa Kent Konseyi tarafından düzenlenen 'Cep Telefonları, Baz İstasyonları ve Toplumsal Kaygılar' konulu toplantıya konuşmacı olarak katılan Prof. Dr. Levent
Sevgi, konunun 15 yıldır tartışıldığını, henüz bilinen şeylerin, bilinmeyenlerin yanında çok az kaldığını söyledi.
Cep
telefonları ve
baz istasyonları hakkında henüz net, kesin ve bilimsel bir bilgi olmadığını hatırlatan Sevgi, "Bilgi yoksa şüphe ve risk olmalıdır. Şüphe ve risk varsa insanın korkması gerekir. Korku varsa da temkinli davranmak en iyisidir. Ancak bunu paranoya mertebesine de getirmemek gerekir." dedi.
Bilimin net cevaplar verdiği alanlarda somut öneriler verilebileceğini anlatan Sevgi, şöyle konuştu: "Cep telefonları ve baz istasyonları
elektromanyetik kirliliktir. Bir
bardak su içerseniz ferahlarsınız ama 20 bardak su içerseniz ölebilirsiniz. Telefonla da ne kadar az konuşursanız, yarın olumsuz bir şey çıktığında o kadar kendinizi koruma altına almış olursunuz.
Cep telefonunu kulağa dayayarak 5 dakika boyunca konuşmak kafa sıcaklığını 0.1 derece artırır. 10 dakikada 0.25, 20 dakikada ise 2 derece ve üstünde kafa sıcaklığı artar. Telefonla 5 dakika konuşanın 20 dakika konuşana göre riski her zaman daha azdır. Dolayısıyla konuşmalar 5 dakikayı geçmemelidir."
HER EVDE 3-4 BAZ İSTASYONU VAR
Doğduğundan itibaren hayatında cep telefonu bulunan yeni neslin daha fazla risk altında olduğunu kaydeden Sevgi, insanların
kulaklık kullanarak konuşmak veya konuşmak yerine mesajlaşarak koruyucu önlemler alması gerektiğini vurguladı.
Baz istasyonu konusuna da değinen Sevgi, cep telefonu kullanıcı sayısı arttıkça yeni baz istasyonlarının da kurulması gerekeceğini söyledi.
Sürekli
tartışma konusu olan 'Baz istasyonlarının
kent dışına çıkarılmasının' mevcut sistemle mümkün olmadığını da ifade eden Sevgi, yeni nesil sistemlerle her evde 3-4 tane baz istasyonu bulunacağını, ancak elektromanyetik seviyenin de düşeceğini belirtti.
Okul,
hastane ve cami gibi yerlere baz istasyonu kurulması gerektiğini de söyleyen Sevgi, "Bunu 10 yıldır savunuyorum. Bir okulun tepesine kurduğunuz zaman baz istasyonu okulun dibini değil, çevresini aydınlatacaktır. Okulun olduğu bir bölgedeki binaya kurulursa okula yansıması daha fazla olur.
Camilerinin yüksek tepelerine de kurulmasıyla elektromanyetik etkiler de azalmış olur." şeklinde konuştu.
Hızlı bir şekilde insan hayatında yerini alan cep telefonları hakkında rakamsal bilgiler de veren Sevgi, sözlerini şöyle tamamladı: "2010 yılı sonu itibariyle dünyada 4 milyar insan,
Türkiye'de 65 milyon insan cep telefonu kullanıyor. Türkiye'de son 3 yılda 45 milyon cep telefonu cihazı değiştirilmiş. Geçen sene 16 milyona
Telekom kurumu tarafından
IMEI numarası verilmiş. Bunların parasal karşılığı da 2 milyar Avro'dur. Yani 2 milyar Avro'yu dışarıda cep telefonu üreten firmalara vermişiz. Bütün
bilişim cihazlarının Türkiye pazarındaki yeri ise 35 milyar dolar civarındadır. 2010 yılındaki 185 milyar dolarlık toplam ithalatımızın 35 milyar dolarını bu cihazlara vermişiz. Bir IPhone 4'ün fiyatı bin 800 ile 2 bin 600 TL civarında değişiyor. Bir kilo
buğdayın kilosu ise 50-60
kuruş civarındadır. Yani bir IPhone 4 telefon için 4 ton buğday satmanız gerekiyor. Bu da teknolojinin önemini gösteriyor."