Cep telefonlarının programlanmış hücre ölümü sürecini etkilediği, bu nedenle operatörlerin ücretsiz konuşma sürelerine artırmasının sağlık açısından risk getirdiği bildirildi.
Dicle Üniversitesi (DÜ)
Tıp Fakültesi Biyofizik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Daşdağ,Türkiye'de cep telefonu kullanımının 1994-1995'li yıllarda başladığını, o tarihten itibaren cep telefonunun canlılar üzerindeki etkileri konusunda araştırma çalışmalarına başladıklarını söyledi.
İlk çalışmalarında cep telefonu kullandıklarını ve o günlerde cep telefonu kullanımının maliyetinin yüksek olması nedeniyle 2 saatlik bir kullanım ile 3-5 dakikalık ışınlamalarla incelemelere başladıklarını ifade eden Daşdağ, kullanım süresinin kısa olması nedeniyle ciddi sonuçlara ulaşamadıklarını, ancak araştırmaları sürdürdüklerini kaydetti.
Daşdağ, şöyle dedi:
''Daha sonraki çalışmalarımızda 20 dakikalık bir ışınlamanın etkilerini araştırdık. Bu zaman aralığında da programlanmış hücre ölümü dediğimiz sürecin etkilenip etkilenmediğini araştırdık. Testis ve
beyine yönelik çok ciddi bir etki gözlemlemedik.
Cep telefonu kullanımının daha farklı boyutlarını araştırmak üzere Doç. Dr. Faruk
Oktay ile birlikte günde 1-3 saat cep telefonu kullanımının işitme üzerindeki etkilerini araştırdık. İşitme üzerinde etkisinin olduğunu saptadık.
Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Engin Ulukaya ve ekibi ile son olarak iki yıl boyunca günde en az 2 saat cep telefonu kullanımın etkilerini araştırmaya başladık. 10 ay süreyle fareler üzerinde bir araştırma yaptık. Her gün hafta sonları da dahil günde 2 saat süresince fareleri ışınladık. Çalışmada günde 2 saat kullanımla 900 Mgh'lik cep telefonu frekansının programlanmış hücre ölümü sürecini etkilediğini gözledik.''
Prof. Dr. Daşdağ, araştırma sonucunun yayım aşamasında olduğunu ve 2004 yılından itibaren yayımlanan çalışmalardaki cep telefonu kullanımının beyin
tümörü ya da tümöre neden olduğuna ilişkin kaygılara bilimsel bir
destek olabileceğini söyledi.
Cep telefonu kullanımının canlılar üzerindeki etkilerinin sadece Türkiye'de değil dünyanın birçok
ülkesinde araştırıldığını kaydeden Daşdağ, şöyle dedi:
''Cep telefonu kullanımının 10 yılı aştığı ülkemizde cep telefonunun risklerinin belirlenmesi amacıyla ulusal bir program oluşturulması şart. Tespitlerimizde uzun süreli cep telefonu kullanımının programlanmış hücre ölümü sürecini etkilediğini tespit ettik. Tüm canlılarda her hücrenin belli bir
yaşam süresi vardır. Bu yaşam süresi dolduğu zaman hücre kendini programlı bir şekilde öldürür. Cep telefonları bu süreci etkileyerek sürecin uzamasına neden oluyor.
Hücrenin ömrünün uzaması ölmesi gereken hücrenin yaşamını sürdürerek risklere daha açık hale gelmesine neden oluyor. Hücrenin tümör hücresine dönüşme riskini artıran bir faktör olma ihtimalini artırıyor.''
-''KAMPANYALAR KULLANIMI TEŞVİK EDİYOR''-
Prof. Dr. Daşdağ, cep telefonlarının en çok çocukları etkilediğini ve cep telefonu kullanımına yönelik çalışmaların başladığı günden bu yana bilim adamlarının özellikle çocukların cep telefonu kullanımının sınırlandırılmasından yana olduğuna dikkati çekti.
Cep telefonlarının, keyfi kullanımdan çok ihtiyaca yönelik olarak kullanılması gerektiğini anlatan Daşdağ, şöyle dedi:
''Cep telefonu operatörlerinin bedava veya ücretsiz konuşma sürelerini artıran kampanyaları insanların daha fazla
radyasyona maruz kalmasına neden olarak programlanmış hücre ölümü sürecini etkiliyor. Bedava veya ücretsiz konuşma sürelerini artıran kampanyaların bu nedenle çok doğru olmadığını düşünüyorum. Radyasyondan korunma kurallarına baktığımızda süre çok önemli bir faktör. Cep telefonu kullanım süresini ne kadar azaltırsanız radyasyon etkisinden o kadar korunmuş olursunuz. Ancak kampanyalar cep telefonunu daha çok kullanmaya
teşvik ediyor. Bu da
toplum açısından risk oluşturuyor. Cep telefonu kullanımına bağlı olumsuzluklardan daha fazla etkilenecek olan çocukların ebeveynler tarafından özendirilmemesi ve cep telefonu kullanımlarının mümkün olabildiğince sınırlandırılmasından yanayız. Cep telefonuna yönelik çalışmaların başladığı günden bu yana bilim adamları özellikle çocukların cep telefonu kullanımının sınırlandırılmasından yana. Cep telefonunun doğru kullanımı konusunda okullarda düzenlenecek panel ve konferanslar ile çocuklar bilinçlendirilmeli.''
Prof. Dr. Daşdağ, çocuklara cep telefonunun mümkün olduğu kadar sınırlı kullandırılması gerektiğini ifade ederek, sözlerini söyle tamamladı:
''Aileler çocuklarını
kontrol etmek için cep telefonu kullanmalarına izin verebiliyor. Cep telefonu bu konuda belki avantaj gibi görünüyor. Ancak, çocukların cep telefonu kullanım yaşını mümkün olduğunca geciktirerek çocuklarımızı cep telefonu kullanımı konusunda iyi eğitmemiz gerekiyor. Ülke genelinde okullarda bu eğitimin konferans ve paneller şeklinde çocuklara verilmesi gerekiyor. Böylece toplumumuzun bu konuda daha bilinçli ve duyarlı olmasını sağlayabiliriz."