'Cep telefonlarının kanserle ilişkisi kanıtlanmadı'

Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Onkoloji Enstitüsü Prevantif Onkoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İsmail Çelik, baz istasyonları ile kanser arasında bir ilişki olmadığını açıkladı.

'Cep telefonlarının kanserle ilişkisi kanıtlanmadı'

Çelik, uluslararası araştırmaların da baz istasyonu maruziyeti ve cep telefonu kullanımının kanser riskini artırmadığını ortaya koyduğunu belirtti. Onkoloji alanında büyük önem taşıyan ve son yıllarda pek çok gelişmeye sahne olan kanserden korunma ile ilgili Türkiye'de düzenlenen tek ve en geniş kapsamlı sempozyum olan ''Prevantif Onkoloji Sempozyumu''nun dördüncüsü Antalya'da başladı. Üç gün sürecek sempozyumda başkanlık yapan HÜ Onkoloji Enstitüsü Prevantif Onkoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İsmail Çelik, teknoloji korkusu 'teknofobi'nin son kurbanlardan birinin de cep telefonları olduğunu hatırlattı. 'Teknofobik kurbanlar' arasında televizyon, cep telefonu, mikrodalga fırınlar, bulaşık makinelerini de sayan Prof. Dr. İsmail Çelik, daha çok dedikodu şeklinde yayılan ve haberlere bile konu olan teknolojik cihazların kanser yapan unsurlar arasında listenin son sıralarında bile yer alamayacağını savundu. "Kansere yol açan gerçek sebepler çoğunlukla çevresel ve yaşam tarzı kökenlidir." diyen Prof. Dr. Çelik, "Tütün ve tütün mamulleri kullanımı, beslenme alışkanlıkları, şişmanlık, fiziki aktivite azlığı, alkol kullanımı, çeşitli enfeksiyonlar (Hepatit B ve Human Papilloma virüsleri) ve bilinçsiz güneş ışığı maruziyeti, kanser sebeplerinin yüzde 90-95'ini oluşturur." dedi. Dünya genelinde 2 milyardan fazla kişinin cep telefonu kullandığının tahmin edildiğini kaydeden Çelik, bu sayı gün geçtikçe arttığına değindi. Çelik şöyle devam etti: "2000 yılında her 100 kişiden 12'si cep telefonu kullanırken bu sayı 2007 yılında 100 kişide 50'ye yükselmiştir. Bu kadar yoğun kullanılan cep telefonlarından kaynaklanması muhtemel olan sağlık problemleri de kamuoyunun ve sağlık çevrelerinin gündemlerinde önemli bir başlığı oluşturmaktadır." Kamuoyuna yanlış aksettirilen bazı bilgilerin açıklığa kavuşturulmasının gerektiğine işaret eden Çelik, "Bir baz istasyonu yerinden kaldırıldığında, cep telefonları daha uzaktaki bir baz istasyonuna ulaşmak için daha fazla güç harcayacaktır. Bu, cep telefonunu kullanan kişinin daha fazla elektromanyetik enerjiye maruz kalması anlamına gelir. Bu kapsamda, baz istasyonlarının kapatılmasının çözüm değil, bizzat sorun teşkil edeceği unutulmamalıdır." diye konuştu. Piyasada 'radyasyon önleyici', 'radyasyon koruyucu', 'EMR azaltıcı' gibi lanse edilen filtre, yapışkan, çip, gibi ürünlerin bilimsel olarak etkinliğinin olmadığını ayrıca gereksiz emniyet duygusu yaratması açısından da sakıncalı olduğunu dile getiren Çelik, bireysel korunma için cep telefonları ile konuşurken kulaklık kullanmanın yeterli olacağını vurguladı. Baz istasyonlarının sağlığa zararları konusunda yapılan uluslararası araştırmalardan da örnekler veren Prof. Dr. İsmail Çelik, "Mayıs 2010'da cep telefonu-kanser ilişkisi, Kasım 2010'da da baz istasyonu-kanser ilişkisi bölümlerinin sunulduğu ve aralarında Almanya, Danimarka, Avustralya, Fransa, Finlandiya, İngiltere, İsrail, İtalya, Japonya, Kanada, Yeni Zelanda, Norveç ve İsveç'in olduğu 13 ülkede 14 bini aşkın kullanıcı üzerinde yapılan Uluslararası Interphone Araştırma Raporu, baz istasyonu maruziyetinin ve cep telefonu kullanımının kanser riskini artırmadığını göstermektedir." açıklamasında bulundu.
<< Önceki Haber 'Cep telefonlarının kanserle ilişkisi kanıtlanmadı' Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER