Buna karşın her 10 hastadan 9'unun hastalığa sahip olduğunun farkında olmadığı belirtildi.
Türkiye'de 5 milyon
KOAH hastası olduğu bildirildi.
Nevşehir Sağlık Müdürlüğü'nden yapılan yazılı açıklamada, KOAH'ın, tam olarak geri dönüşlü olmayan hava akımı sınırlanması ile karakterize bir hastalık durumu olduğu belirtildi.
Genellikle 40 yaşın üzerindeki kişilerde geliştiği belirtilen hastalığın, önemli bazı akciğer dışı etkilerin hastalığın şiddetini artırabildiği kaydedildi.
Hastalık gelişiminde risk faktörleri sigara içimi, evde yemek pişirme veya
ısınma amacıyla kullanılan odun, kömür veya tezeğin neden olduğu dumanlara maruz kalma veya
iş yeri ortamında toz ve dumanlara uzun süre maruz kalma olarak ifade edildi.
KOAH'ın tüm dünyada 4.
ölüm nedeni olan ve her yıl yaygınlığı giderek artmakta olan bir kronik hava yolu hastalığı olduğu belirtilerek, "Ülkemizde de yaklaşık 5 milyon kişinin bu hastalıktan etkilendiği, hastalığın 3. ölüm nedeni olduğu ve ülkemizde 40 yaşın üzerindeki her beş erişkinden birinde KOAH bulunduğu, buna karşın her 10 hastadan 9'u hastalığa sahip olduğunun farkında değildir. Bu nedenle hastalık
erken teşhis edilememekte ve
tedavi güçleşerek ölümler artmaktadır." denildi.
Türkiye'de KOAH'lı hastaların yüzde 90'ının henüz sağlık kuruluşlarınca bilinmediği için hastaların, hastalıklarının farkına varmadan
yaşamlarını sürdürmekte oldukları ifade edildi. Açıklamada şu görüşlere yer verildi:
"Çünkü KOAH'ta akciğer fonksiyonları yüzde 50 azalmadan ciddi klinik belirtiler ortaya çıkmamaktadır. Kırk yaşını aşmış sigara içiciler, tozlu/dumanlı iş yerlerinde çalışan kişiler, iyi havalandırılmayan evlerde ısınma ve yemek pişirme amacıyla odun, tezek, bitki kökleri kullananlarda ya da kronik solunum semptomları (öksürük, balgam ve efor dispnesi) bulunan kişilerde KOAH bulunma olasılığı oldukça yüksektir. Bu nedenle, söz konusu kişilere basit bir akciğer fonksiyon testi yaparak hastalığa tanı koymak ve hastalık gelişimi durdurmak mümkündür. Günümüzde var olan tedavi yöntemleriyle KOAH'lı hastaların semptomları ileri derecede hafifletilebilir, yaşam kaliteleri iyileştirilebilir ve yaşam süreleri uzatılabilir. Hastalığa ne kadar
erken tanı konulursa, uygulanan tedavi de o kadar etkili olacaktır."