AA muhabirinin
Samsun Emniyet Müdürlüğü'nden derlediği bilgilere göre, çocuk zehirlenmelerinde ilk sırayı evde bulundurulan
temizlik maddeleri alıyor.
Bunu ilaçların takip ettiği belirtilirken, Samsun'da 2010 yılında evde bulundurulan
kimyasal maddeleri içmeleri sonucu 793 çocuğun zehirlendiği öğrenildi.
Ondokuz
Mayıs Üniversitesi (OMÜ)
Sağlık Yüksekokulu Öğretim Üyesi Doç. Dr. İlknur Aydın
Avcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocukları merak duygularının kimyasalları içmeye ittiğini belirtti.
''Evdeki kimyasallar, özellikle merak duygusunun yoğun olarak yaşandığı 6 yaş altı çocuklar için ciddi
tehlike olarak karşımıza çıkmaktadır'' diyen Avcı, şunları kaydetti:
''Evlerde özellikle temizlik için kullanılan kimyasal maddeler gün geçtikçe artıyor. Tıp dilinde 'korozif madde' adıyla bilinen maddeler kezzap,
çamaşır ve
bulaşık makinesi deterjanları,
çamaşır suyu,
lavabo açıcıları, yağ çözücü gibi temizlik amacıyla kullanılan güçlü asit veya alkali karakterde toz veya sıvı yakıcı maddelerdir. Özellikle son yıllarda hem türleri hem de sayıları oldukça fazla artan bu maddeler, çoğunlukla
küçük çocuklar tarafından yanlışlıkla su zannedilerek içilebilmektedir.''
-''KİMYASAL İÇEN ÇOCUK KUSTURULMAMALI''-
Yanlışlıkla kimyasal içen çocuğun kesinlikle kusturulmaması gerektiğini söyleyen Avcı, ''Bu yakıcı maddeler yemek borusundan geç
erken çok kısa sürede dokulara zarar verir. Kusturma sırasında tekrar yemek borusu ile temas eden yakıcı madde tahribatı artırır. Bu maddelerin solunum yolları ve akciğerlere kaçması da ciddi riskler oluşturur'' dedi.
Kimyasal madde içen çocuğun bekletilmeden tam teşekküllü bir hastaneye kaldırılması gerektiğini söyleyen Avcı, çocuğa fazla su içirilmesinin kusmaya neden olacağı için dikkatli olunması gerektiğini de ifade etti.
Çocuklarda kimyasalların yanlışlıkla alımının ve
ailelerin bu konuda izleyeceği yanlış tutumların ölümle sonuçlanabilecek ağır sonuçlara neden olabileceğini belirten Avcı, şunları söyledi:
''Sıvı veya toz halindeki bu maddeler
ağız yoluyla alındıklarında ağız içi, yemek borusu ve
mide üzerine yakıcı etki yapabilir. Ayrıca solunum yollarına, göze ve deriye de zarar verebilirler. Erken dönemde yemek borusu veya midede delinme ortaya çıkabilir ve bu durum şok tablosu ile ölüme yol açabilir. Bazen haftalar sonra yemek borusu veya mide çıkışında darlık gelişip yutmada zorluk ve bunun sonucunda beslenme bozukluğu ortaya çıkabilir. Bu durumda darlığı ortadan kaldırmaya yönelik uzun süreli cerrahi girişimler gerekebilir. Bazen başarısız kalınabilen bu girişimler sonrasında ya mideye delik açarak beslenme sağlanabilir ya da zor bazı ameliyatlar gerekir. Basit bir dikkatsizlik sonrasında hem çocuk hem de aile günlerce hastanede acı dolu günler geçirmek zorunda kalabilirler. Bu sıkıntılı günlerde çocuk açısından acı verici zamanlar yaşanabilmesiyle birlikte hem çocuk, hem de aile için çok sıkıntılı
psikolojik sorunlarda ortaya çıkabilir.''
-EBEVEYNLER TEDBİR ALMAK ZORUNDA-
Küçük
tedbirlerle ortaya çıkacak büyük zararların önüne geçilebildiğine işaret eden Doç. Dr. Avcı, ebeveynlerin, çok çeşitli ve oldukça renkli, genellikle temizlik için kullanılan bu malzemeleri ihtiyacı kadar alması ve çocuğun ulaşamayacağı yerlerde ve mümkünse göz önünde olmayan yerlerde muhafaza etmesi gerektiğini vurguladı.
''Benim çocuğum içmez'' düşüncesinin yanlış olduğunun altını çizen Avcı, ''Merak duygusu çocuğu kimyasalları içtirir. Ebeveynler bunu bilerek gerekli tedbirleri almak zorundalar. Çocuklar bizim sorumluluğumuzdadır. Bu nedenle bizim koruyucu davranışlarımız onların zararlılardan en az etkilenmesini sağlayacaktır'' diye konuştu.
Avcı, evde
emniyet tedbirleri oluşturulurken, kimyasal maddeler alınırken zor açılan kapaklı olanların
tercih edilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.