4-5 saniyelik bir baş dönmesi bile şiddeti nedeniyle
yaşam kalitesini düşürebiliyor.
Baş dönmesi aynı zamanda kronikleşen denge sorunlarına ve
psikolojik güvensizliğe de yol açıyor. Bu şikayetle
hastanelere başvuran hastaların tek başına dışarı çıkmak istemediğini, yalnız kalmaktan bile kaçındığını söyleyen
Anadolu Sağlık Merkezi'nden Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Sertaç Yetişer, "Günlük yaşamın yanı sıra, çalışma hayatında meydana gelen zorluklar da kişiyi bunaltıyor. Bu hastalıkla ilgili 'Düşecek gibi oluyorum. Yer ayağımın altından kayıyor. Cisimler yer değiştiriyormuş gibi geliyor' cümleleri, hekimlerin en sık duyduğu şikayetler arasında yer alıyor" dedi.
HASTANIN ÖYKÜSÜ ÖNEM TAŞIR
Denge bozukluklarında hastaların iyi değerlendirilmesi ve
tedavi edilebilmesi için tüm duysal sistemlerin değerlendirildiğini aktaran Prof. Dr. Sertaç Yetişer, yapılan tetkikleri şöyle anlattı:
"
Santral ve
beyin ile beyin dışı yani periferik reflekslerin ve kas ile
iskelet sistemi koordinasyonunun ölçülmesi gerekiyor. Tanı koymada kimi testlerden yararlanılsa da asıl önemli olan hastanın öyküsü oluyor. Tedavinin ardından toparlanma süreci merkezi sinir sisteminin kontrolünde gelişiyor."
BOL BOL YÜRÜYÜN
Denge sorununun tedavisinde hareket etmenin önemli bir yer tuttuğunu ifade eden Prof. Yetişer, "Baş dönmesi yaşayan kişiler ışığı kapatmalıyım, dinlenmeliyim, geçer!' diye düşünse de bu sorunu yaşayan kişilere
temiz havada birkaç saat yürümeleri öneriliyor. Hasta, ne kadar çok dışarı çıkar ve yürürse, dengesine kavuşması o kadar kolay oluyor" dedi.