Bana ne oluyor demeyin!

Kendinizi kronik yorgun hissediyor, çalışırken sürekli bir korku ve sıkıntı yaşıyorsanız, global krizle birlikte son yıllarda adeta patlayan Burnout yani ‘tükenmişlik’ sendromuna yakalanmış olabilirsiniz!

Bana ne oluyor demeyin!

Dünyanın üzerine 2008 yılından itibaren çöken global ekonomik kriz, çalışanları da esir alıyor. ‘Tükenmişlik Sendromu' olarak ifade edilen ve krizle beslenen Burnout hastalığı milyonlarca kişiyi ele geçirmiş durumda. ABD'li uzmanlara göre dünyada her yıl yaklaşık 1.1 milyon kişi iş yaşamının yarattığı stres nedeniyle hayatını kaybediyor. Daha çok beyaz yakalılarda görülen Burnout Sendromu'nun sağlık sistemine maliyeti çoktan milyarlarca doları aştı. Psikolojik sorunlar için sadece ABD sağlık sistemi geçen yıl 300 milyar dolar kaynak ayırmak zorunda kaldı. Yunanistan, İspanya ve İtalya'daki borç krizi ile uğraşan Almanya'nın ayırdığı para ise 38 milyar doları buldu. Ekonomik krizle birlikte Avrupa'daki işsizlik oranı yüzde 10, ABD'de ise yüzde 9'lara kadar çıktı. Açılan paketler çalışanları rahatlatmadığı gibi her geçen gün 'işini kaybetme, yetersiz olma' gibi duyguları besliyor. ÇALIŞANLARIN YÜZDE 20'Sİ En son da Alman Hannover 96 takımının kalecisi Markus Miller, Burnout hastalığı nedeniyle futbola ara verdiğini duyururken, 'Tükenmişlik Sendromu' yaşayan birçok şirket yöneticisinin içinde bulunduğu durumu gizlediği tahmin ediliyor. Daha çok ünlülerle anılan bu sendrom aslında bütün mesleklerde yoğun bir biçimde görülüyor. Konuyla ilgili olarak görüştüğümüz Psikiyatri uzmanı Dr. Barış Önen Ünsalver en çok da yoğun stres altındaki hizmet sektöründe belirtilerin gözlemlendiğini söylüyor. İŞİNDEN SIKILMAK HASTALIK OLMAYABİLİR Burnout sendromu işyerinde sürekli stres altında olup zamanla hem kendine hem kariyerine güvenini kaybeden her yaştan insanda görülebilir. Hastalığa yakalanan kişiyi, işinden nefret eden birinden ayıran en önemli özellik, Burnout olan birisi sosyal yaşamı dahil hayatın her alanında etkisizleşmeye başlıyor. VERİMLİLİK DİBE VURUYOR Burnout Sendromu'na yakalanan bir kişinin işyerindeki veriminin minimuma düşeceğini söyleyen Dr. Ünsalver işverenlerin yaklaşımının, hem çalışanları hem de kendileri için çok önemli olduğunu belirtiyor. Sadece 2010'da ABD'de hastalık nedeniyle işe gidemeyenlerin yüzde 60'ı psikolojik sorunları mazeret olarak gösterdi. Dr. Ünsalver'e göre özellikle çalışanlara otonomi verilmesi büyük önem taşıyor. Yani her karar için onaya ihtiyaç duymaması gerekiyor. DÖRT EVRESİ VAR Birçok ruhsal sıkıntıyla ortak belirtileri olduğu için Burnout Sendromu'na yakalanan kişi sorununu tanımlamakta zorlanabiliyor. İşte hastalığın 4 evresi. COŞKU Yüksek bir umutluluk, enerjide artma ve gerçekçi olmayan boyutlara varan mesleki beklentiler sergileniyor. DURAĞANLAŞMA İstek ve mutlulukta bir azalma olur. Mesleğini uygularken karşılaştığı güçlüklerden rahatsız olmaya başlıyor. ENGELLEME Kişi, insanları, sistemi, olumsuz çalışma koşullarını değiştirmenin zor olduğu ve engellenmişlik duygusu yaşar. UMURSAMAZLIK Mesleğini ekonomik ve sosyal güvence için sürdürmektedir. İş yaşamı sıkıntı ve mutsuzluk veren bir alan olmuştur. 100 BİN ALMAN RAPOR ALDI Almanya'da bu sene içerisinde yayımlanan rapora göre ücretli çalışanların yüzde 20'sinde Burnout Sendromu var ve resmi olarak bu hastalık nedeniyle işyerlerinden izin alan çalışan sayısı 2010'da yüz bine ulaştı. HABERTÜRK
<< Önceki Haber Bana ne oluyor demeyin! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER