Merkezin Müdürü Prof. Dr. Yusuf Türköz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2006 yılında kurulan Deney Hayvanları Üretim ve
Araştırma Merkezi'nde önemli bilimsel araştırmalar yaptıklarını belirterek, bunlardan birinin de balın
beyin kanamaları üzerindeki etkisi olduğunu söyledi.
Söz konusu araştırma kapsamında
beyin kanaması geçiren
deney hayvanları üzerinde balın etkilerini incelendiklerini kaydeden Prof. Dr. Türköz, ''Yaptığımız araştırma sonuçlarına göre balın beyin kanamasında iyileştirici etkisi olduğu ortaya kondu.
Balın beyinde meydana gelebilecek hasarları ortadan kaldırdığı tespit edildi'' dedi.
Tıp Fakültesi Beyin Cerrahi Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından yürütülen araştırma kapsamında 32 deney hayvanı kullandıklarını ifade eden Prof. Dr. Türköz, sözlerine şöyle devam etti:
'
'
Fareler 4 gruba ayrıldı. Birinci gruba herhangi bir işlem yapılmadı. İkinci gruptakilerin 'suparognoid boşluğu'na kan verilerek beyin kanama modeli oluşturuldu. Üçüncü gruba
doğal balın mum ektresi verildi. Çalışma 14 gün devam etti. Sonuçta anestezi yapılan hayvanlarda kan ve beyin numuneleri alınarak, patolojide incelendi. Beyin damarlarındaki değişiklikler ve beyin dokusundaki hasarlar takip edildi. Beyin kanaması olan hayvanlarda, beyin damarlarında ciddi olarak kasılma ve dolayısı ile beyin hasarı görüldü. Bal mumu ekstresi verilen grupta ise beyin damarı kasılmasının sağlıklı hayvanların seviyesine geldiğini gördük.''
Yusuf Türköz, bu araştırmanın sonuçlarının Avrupa'daki beyin cerrahisi konusunda prestijli bir
dergi olarak bilinen ''Neurosurgery''de
makale olarak da yayınlandığına işaret etti.
Deney Hayvanları Üretim ve Araştırma Merkezinde yılda 5 bin deney hayvanı üretiklerini ifade eden Türköz, şunları aktardı:
''Fare, sıçan ve tavşan üretiyoruz. Bu hayvanların 2 bin 500'ünü kendi araştırmalarımızda kullanıyoruz. Geriye kalan hayvanları
Sivas,
Erzurum,
Tokat,
Adıyaman,
Kahramanmaraş,
Kayseri gibi kentlerdeki araştırma merkezlerine
destek olarak gönderiyoruz.''
Ürettikleri deney hayvanlarının hastalıktan arınmış olduğunu anlatan Türköz, bu hayvanların herhangi bir dış etkenden etkilenmediği için hastalık riski taşımadığını sözlerine ekledi.