Çukurova Üniversitesi (ÇÜ)
Tıp Fakültesi Alerji İmmunoloji
Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Seval Güneşer
Kendirli, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tüm dünyada 1998'den beri mayıs ayının ilk salı gününün "Dünya
astım günü" olarak kutlandığını anımsattı.
Çocukların ve erişkinlerin iş gücüne engel olan, okula ve işe devamsızlığına sebep olan astımın çocukluk çağının ve her yaşın en önemli kronik
hastalığı olduğuna işaret eden Kendirli, "Astım görülme oranı gittikçe artmaktadır. Adana'da okul çağı çocuklarda astımın görülme oranı yüzde 12.6' dır. Hastalığın yüzde 10 üzerinde olması
toplum sağlığını ilgilendiren, önemli bir hastalık olduğunu göstermektedir" dedi.
Kendirli, astım genellikle kendiliğinden veya
tedaviyle düzelen, hava yollarının tıkanması ve yangısı sonucu oluşan, yineleyen bir hastalık olduğunu belirterek, "
Hayat boyu astımın çoğu çocuklukta başlamaktadır. Çocuklarda görülen astımın yüzde 85-90'ı alerjiktir. Genellikle ev tozu akarlarına, küf mantarlarına
hayvan tüy ve salgılarına bazen de polenlere alerji olabilir" diye konuştu.
Nemli ve ılıman hava koşullarının, akarlar ve mantar
sporlarına bağlı alerjik hastalıkları tetiklediğini vurgulayan Kendirli, özellikle bu iklime sahip ve
hava kirliliği yoğun olan yerlerde yaşayanların risk altında bulunduklarını bildirdi.
Kendirli, çocukluk çağında görülen astımın yüzde 70-75'inin hafif astım olduğunu, hastalıkta genelde tekrarlayan öksürük, hışıltı, balgam çıkarma ve
nefes darlığı belirtileri bulunduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
"Hastaların özellikle gece olan öksürükleri vardır. Bu kuru ve inatçı özelliktedir. Sonraları balgam eklenir. Hışıltı astımlı çocuklarda olan önemli bir bulgudur ve kendiliğinden veya uygulanan tedavi ile düzelir. Ancak unutmamak gerekir ki; her astımda hışıltı olmayabilir ve her hışıltı da astım değildir.
Hastalıkta gece nefes darlığı görülebilir. Egzersizle nefes darlığı, hışıltı olabilir. Astımlı hastanın soluk borusu aşırı duyarlıdır."
Kendirli, astımla birlikte diğer alerjik hastalıkların da görülebildiğini belirterek, "Erken çocukluk döneminde
egzama görülürken, sonraki yıllarda nezle eşlik eder. Alerjik nezleli hastaların yüzde 30-35'inde astım, astımlı hastaların yüzde 80-85inde alerjik nezle vardır. Yani alerjik nezle astım için önemli bir risk faktörüdür. Astımlı hastalar sigara içmemelidir ayrıca bu hastaların evinde ve yanında sigara içilmemelidir" dedi.
Ailede astım veya alerji varsa tekrarlayan hışıltı ve tekrarlayan öksürükte astım olup olmadığının düşünülmesi ve hekime başvurulması gerektiğine dikkati çeken Kendirli, şöyle devam etti;
"Astım tedavi edilebilen bir hastalıktır. Astımda hastanın astımını kontrolde tutmak gerektir. Bu nedenle hasta ilaçlarını doktorun önerdiği sürede ve şekilde kullanmalıdır. Alerjik hastalarda alerjenden korunmanın etkin yapılması gereklidir. Uygun tedavi ve korunma ile astımlı çocuklar yaşıtları gibi sağlıkla yaşamlarını sürdürebilirler, tüm aktiviteleri ve spor yapabilirler."