Tokatlı çiftçi 33 yaşındaki Hakkı Peksak, önceki gün Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı kuşkusu ile tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. Sağlık Bakanlığı verilerine göre son 11 yılda Kırım Kongo Kanamalı Ateşi nedeniyle 434 kişi yaşamını yitirdi. Bakanlığın Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Vaka ve Ölüm Raporu'na göre 2004-2014 yılları arasında 8 bin 919 kene vakası yaşandı. En fazla vaka 2009 yılında bin 318 olarak tespit edildi. En fazla ölüm olayı ise 63'er ölüm ile 2008 ve 2009 yıllarında oldu.
Sağlık Bakanlığı, Türkiye'de ilk olarak 2002 yılında görülen kene ısırmaları ve buna bağlı olarak ortaya çıkan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) Hastalığı verilerinden oluşan bir rapor hazırladı. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi'nin (KKKA) önemli halk sağlığı sorunlarına yol açabilen bir zoonoz olduğu belirtilen raporda, "2014 yılında KKKA'nın görülme durumuna göre yapılan risk değerlendirmesi ile halk eğitimleri okul, cami, köy odası ve kahvehane gibi mekânlar kullanılarak toplu eğitim şeklinde yürütülmüştür." denildi. Toplumun bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi çalışmalarında kullanılmak üzere hastalıkla ilgili afiş, broşür ve TV spotu hazırlandığı ve bu materyallerin eğitim çalışmalarında kullanıldığı kaydedilen raporda, "Okullarda da bu afiş ve broşürler kullanılarak belirlenen mesajlar ve bilgiler çerçevesinde eğitim çalışmaları sürdürülmüş, din görevlileri gibi kanaat önderlerinin KKKA ve korunma tedbirleri konusunda bilgilendirilmeleri sağlanmıştır." ifadeleri yer aldı.
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi vaka ve ölüm sayılarının yer aldığı rapora göre 2004-2014 yılları arasında 8 bin 919 kene vakası yaşandı. Bu olaylarda 434 kişi hayatını kaybetti. Vakalar çoğunlukla Orta Anadolu ve Orta Karadeniz Bölgesi'nde, yani Kelkit Vadisi başta olmak üzere Gümüşhane, Tokat, Sivas, Amasya, Çorum Yozgat, Kastamonu, Karabük ve Çankırı illerinde yoğunlaşıyor.
Bilimsel olarak tespit edilen 900 çeşit kene bulunurken, Türkiye'de 30 civarında kene türü var. Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA), çoğunlukla keneler aracılığıyla hayvanlardan insanlara bulaştırılan mikrobik bir hastalık. Hastalık hayvanlarda belirtisiz seyrederken insanlarda öldürücü olabilmekte. Daha çok vücuda kene tutunması ile bulaşmakla birlikte kenelerin çıplak elle çıkarılması ya da ezilmesi ile hasta insanların tükürük ve kan gibi vücut sıvılarına temas etmekle, mikrobu taşıyan hayvanların kanları, vücut sıvıları ve dokularına korunmasız temasla da bulaşabiliyor.
Keneler halk arasında yavsı, sakırga, kerni gibi isimlerle biliniyor. Kenelerin yoğun olarak bulunduğu yerler özellikle hayvancılığın yapıldığı; orman kenarı parçalı arazi yapısına sahip çalı ve çırpılı alanlar ile otlakların bulunduğu yerler. Ülkemiz, kenelerin yaşamaları için coğrafi açıdan oldukça uygun bir yapıya sahip. Tarım ve hayvancılıkla uğraşanlar, kasaplar, çobanlar, mezbaha çalışanları, veterinerle, kamp ve piknik yapanlar, korunmasız olarak yeşil alanlarda (bahçe, bağ, tarla, orman ve orman kenarı tarım arazisi vb.) bulunanlar risk altında olan kişiler. KKKT'nın kuluçka süresi, mikrobun vücuda girmesinden sonra hastalık belirtilerinin başlamasına kadar geçen süre. Bu süre KKKA hastalığında kene tutunmasından sonra genellikle 1 ile 3 gündür; en fazla 9 gün olabilmekte.
KKKA'NIN BELİRTİLERİ
-Yüksek ateş,
-Baş ağrısı,
-Yoğun halsizlik,
-Kollarda ve bacaklarda şiddetli ağrı,
-Bazen kusma, karın ağrısı veya ishal
-Yüzde kızarıklık,
-İlerleyen safhada vücudun değişik yerlerinde kanamalar ,
-Gövde, kol ve bacaklarda morluklar,
-Burun kanaması, dışkıda ve idrarda kan görülebilir.
KKKA'DAN KORUNMA YÖNTEMLERİ
-Hayvan barınaklarına, kırsal alanlara, orman kenarı ve tarım arazileri ile bu gibi yerlere gidenler mümkün olduğunca vücutta açık kısım kalmamasına özen göstermeli kenelerin daha kolay fark edilmesi nedeniyle açık renkli elbiseleri giymeyi tercih etmelidirler.
-Kenelerin vücuda girebileceği yerlerin kapatılması (örneğin pantolon paçalarının çorap içine alınması, çizme giyilmesi) gerekmekte.
-Kırsal alandan, orman kenarından ve tarladan dönüşte mutlaka vücut ve elbiseler kontrol edilmeli kene olup olmadığı araştırılmalı.
-Vücudun her tarafı kontrol edilmeli. Özellikle kollar, bacaklar, gövde ve koltuk altları, saç dipleri, kulak arkası, ense ve kasıklar.
-Kene asla çıplak elle çıkartılmamalı.
-Eldiven, naylon poşet veya bez parçası ile tutularak ya da ince uçlu bir pens veya varsa kene çıkartma kartı ile ezilmeden çıkarılmalı.
-Çıkartılamıyorsa en kısa sürede bir sağlık kuruluşuna başvurulmalı.
-Vücuda tutunan kene ne kadar erken çıkartılırsa hastalığa yakalanma riski de o kadar azalır.
-Vücuda tutunmuş olan keneyi patlatmayın, ezmeyin, üzerine herhangi bir kimyasal madde (alkol, gaz yağı, kolonya) kesinlikle dökmeyin ve üzerine sigara bastırmayın.
-Kene tutunmasından sonra 10 gün içinde ateş, halsizlik, iştahsızlık, karın ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma, ishal şikayetleri ortaya çıkarsa hemen bir sağlık kuruluşuna başvurunuz.
-Hastalık hayvanlarda belirti göstermeden seyrettiğinden hastalığın sık olarak görüldüğü bölgelerde bulunan hayvanlar sağlıklı görünse bile hastalığı bulaştırabilirler. Bu sebeple hayvanların kanlarına, vücut sıvılarına veya dokularına çıplak el ile temas edilmemelidir.
-Ayrıca, insanların kanlarına ve vücut sıvılarına da korunmasız (çıplak elle) temas edilmemelidir.
-Hayvanlarda kene mücadelesi yapılmalıdır. Hayvan sahipleri, hayvanlarını kene ve diğer dış parazitlere karşı uygun ilaçlarla doğru zaman, doz ve aralıklarla yılda en az dört kez ilaçlamalıdır.
YILLARA GÖRE TÜRKİYE'DE GÖRÜLEN KENE VAKALARI VE ÖLÜMLER
2004'te vaka sayısı 249, ölüm 13
2005'te vaka sayısı 266, ölüm 13
2006'da vaka sayısı 438, ölüm 27
2007'de vaka sayısı 717, ölüm 33
2008'de ise özellikle vaka sayılarında büyük artışlar yaşandı. 2008'de KKKA vakası 1315'e yükselirken ölümler 63'e çıktı.
2009 yılında vaka sayısı 1318 olurken 63 kişi öldü.
2010'da 868 vaka sayısı, 50 ölüm
2011'de 1075 vaka, 54 ölüm
2012'de 796 vaka, 37 ölüm
2013'de 910 vaka, 27 ölüm
2014'de 967 vaka, 44 ölüm. CİHAN