Çağının müceddidi olan İmam Gazâli Hazretleri “İhyâü Ulûmî’d-Dîn” isimli mübarek ve muhteşem eserini yazdı. Bediüzzaman Hazretlerinin yazdığı eserler yani Risale-i Nur Külliyatı, sadece dînî ilimlerin ihyasından ibaret değil; bilakis, dînî-dünyevî, maddî-mânevî bütün ilimlere ihyâsı ile ilgilidir. En azından onların inkişafı için ilhâm kaynağı mahiyetindedir…
1914’te yazılan İşârâtü’l-İ’caz tefsirinde ancak 1930’larda fark edilen güneşin silkinme hareketi ve 1928’de yazılan Yirmi Dördüncü Söz’de ise 1969’da gerçekleşen Aya gitme meselesi gibi...
1935’te yazılan Lâtif Nükteler’de anlatılan demirin yaratılması ve indirilmesi meselesi ise Hoyle ve arkadaşları tarafından 1946’da başlayıp 1957’larda sona eren çalışmalarla ortaya konulabilmiştir.
Üstad da o yıllarda bunu halkın da anlayabileceği bir ifade ile Kâinatın Büyük Tezgahında bu i'mâlin gerçekleştiğini ifade ederken onlar, bu i’mâlin arzın mağma tabakasında değil, hatta güneşin hararetinde bile değil, ancak süper novalarda meydana getirildiğini söylüyorlardı…
Herkes güneş etrafında yedi ve sonralar dokuz gezegen var dedikleri zamanlarda Yusuf Aleyhisselam'ın rüyasında geçen on bir yıldız ve Ay ile Güneşin kendisine secde meselesinin işaretiyle, onbir kardeşinin kendisiyle beraber on iki kardeş olacağını düşünerek on iki gezegenden haber vermiştir. Güneş ve Ay, gezegen değildir. Ama hepsi de aynı aileden aynı köktendir. Şimdilik izahına gitmeyelim…
On İkinci Lem’a’nın İkinci Nükte’sinde “Allah, o yüce Yaratıcıdır ki, yedi kat göğü ve yerden de onların benzerini yaratmıştır.” (Talak Suresi, 65/12) âyetinin izahında deniliyor ki: “Göklerin yedi tabakasına ve Arzın yedi katına dair külli mânasının çok efradından ifade edilen hükmü tasdik edip doğruluğunu isbat eden yedi mesele zâhiren görünüyor. (…) Âyetin açık ifadesinde ‘Yedi kat arz’ dememiş. Yani âyetin zâhir, açık mânası diyor ki: ‘Arzı da, o yedi kat semâ gibi yaratmış, mahlukatına mesken yapmış’ Yedi tabaka olarak yarattım, demiyor. Misliyet (benzerlik) ise mahlukiyet ve mahlukata meskeniyet cihetiyle bir benzetmedir. (…) … hem ARZ KÜREMİZE BENZEYEN BAŞKA YEDİ KÜRE DAHA BULUNMASINA, CANLI VARLIKLARA KARARGAH VE MESKEN OLMASINA YANİ YEDİ ARZ KÜRESİ BULUNMASINA İŞARET EDER. (…) Yedi, yetmiş, yedi yüz gibi tabirler, Arap üslûbunda çokluğu ifade ettiği gibi, o küllî yedi takaba çok kesretli tabakaları içine alabilir.”
Şimdi NASA’dan iki bilim adamı yeni bulunan yedi gezegenli sistemi anlatıyor. Bunlar Trappist-I yıldız sistemini keşfeden ekibin iki lideri Belçika’daki Liege Üniversitesi Astrafizik Bölümünden Dr. Emmanuel Jehin ve NASA Spitzer Uzay Merkezinden Sean Carey yeni bulunan sistemi anlatırken: “Hafta sonu için bir gezegenden diğerine gidebilirsiniz. Mesela, yıldıza daha yakın, yani daha sıcak olan gezegenlere deniz tatiline, plaja; daha soğuk olan gezegenlere kayağa gidebilirsiniz. (…) Sanırım bu aralar herkes Dünyadan o kadar sıkıldı ki, kaçacak yeni gezegenler olması fikri herkesi çok mutlu etti. Hem de bir değil, yedi Yeni Dünya… Heyecan verici çünkü ilk defa Dünya boyutlarında ve Dünyaya benzer bu kadar gezegeni bir sistem içerisinde keşfettik. Ayrıca bütün gezegenlerin yüzeyinde su bulunması ihtimali var. gezegenler uydusu oldukları yıldıza çok yakındır. Daha da ilginç olanı yedi gezegenden üçü yaşanabilir. Yani sıvı suyu üzerinde hâlâ barındıran ve atmosferi olan gezegenle. Bir diğer heyecan verici nokta da bu sistemin Dünya’ya yakın olması TRAAPPİST-1 yıldız sistemi Dünyaya 40 ışık yılı uzaklıkta… (…) Manzara muhteşem! Şimdi hayal edin, bütün gezegenler birbirine çok yakın duruyor. Bir gezegenden diğerlerine baktığınızda, Dünya’dan bakıldığındaki gibi parlak yıldızlar olarak görmeyeceksiniz. Biz mesela Mars’ı parlak bir nokta olarak görüyoruz değil mi? Ama bu gezegenlerin birinden baktığınızda diğerinin yüzeyindeki bütün detayları görebileceksiniz. Yani gökyüzünde Ay’dan büyük diskler olacak. Gökyüzü dünyadaki gibi mavi değil turuncu- kırmızı, renkte... Çünkü TRAPPİST-1 yıldızının rengi bu. Yani, ‘Gezegenlerde sonsuz bir gün batını yaşanıyor’ diyebilirim. (…) Hafta sonu için sıcak olan gezegenlere deniz tatiline, plaja, daha soğuk olan gezegenlere kayağa gidebilirsiniz.”
Geleceği de aydınlatan eserler yazan Üstad Bediüzzaman’ın Risalelerine daha dikkatli bakmalıyız.
Abdullah Aymaz