Cumhuriyet Gazetesi'nin haberine göre SADAT heyetiyle 7 Mart’ta, Genelkurmay Plan Prensip Başkanı Korgeneral Salih Ulusoy görüştü. Tanrıverdi, görüşmede ele alınan konuları SADAT birimlerine iç yazışmayla duyurdu. Yazışmada “İslam Ordusu kavramının içinin nasıl doldurulacağı” konusu dikkat çekti.
Suriye ve Libya’da iç savaşta yer alan gruplara nizami harp eğitimi verme ile tartışma konusu olan SADAT’ın kurucu yönetim kurulu başkanı Emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi’nin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın başdanışmanlığına getirilmesi yeni tartışmalara yol açtı. SADAT, başta Tanrıverdi olmak üzere TSK’den emekli edilen ve atılan askerlerce oluşturulduğu için Genelkurmay’la yıldızları barışmayan savunma alanında faaliyet gösteren bir kuruluş konumundaydı. Ancak 15 Temmuz’a yakın tarihlerde Genelkurmay’la ilk resmi temasını kurduğu ortaya çıktı. 7 Mart’ta SADAT ilk kez resmi olarak Genelkurmay tarafından kabul edildi. SADAT heyeti, 7 Mart’ta Genelkurmay Plan ve Prensipler Başkanı Korgeneral Salih Ulusoy’la karargâhta görüştü. Ziyaret, SADAT’ın karargâha ilk resmi kabulü olmasının yanısıra 15 Temmuz darbe girişimi sonrası Salih Ulusoy’un darbeci suçlamasıyla tutuklanması nedeniyle daha ilginç bir nitelik kazandı.
SADAT’ın Genelkurmay tarafından ilk kez resmi olarak kabul edildiği, bizzat Adnan Tanrıverdi’nin kuruluşun iç birimlerine gönderdiği, Cumhuriyet’in ulaştığı bir yazıyla ortaya çıktı. Tanrıverdi’nin birimlere yönelik iç yazısı http://www.adnantanrıverdi. com/, http://www.assam. org.tr ve http://www.sadat.com.tr. hesaplarını paylaşan birimlere ulaştı.
(20 Şubat 2011 tarihinde o sırada Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan ASDER’i (Adaleti Sağlayanlar Derneği) Dolmabahçe’de ağırlamıştı)
Tanrıverdi’nin imzasını taşıyan yazısının üst başlığında,“Genelkurmay ziyaretinin duyurusu” ifadesi yer alıyor. “Değerli arkadaşlarım” diye seslendiği yazısında Tanrıverdi Genelkurmay görüşmesini şöyle anlatıyor:
Akar yoğundu
“Dördüncü Ankara ziyaretimiz sırasında (18:22 Ocak 2016) Genelkurmay Başkanımızı ziyaret etmek istediğimizi 04 Ocak 2016 tarihli ekli (4A) mektupla talep etmiştik. Genelkurmay Başkanımızdan taleplerimizi de (9.) ekteki talep listemizde belirtmiştik. GNKUR Özel Kalem Müdürlüğü ile direkt temaslarımıza rağmen, gündemin yoğunluğu nedeniyle 18:22 Ocak arasında ziyaretimiz mümkün olamamıştı.
01 mart 2016 tarihinde GNKUR. GNPP. BŞK’lığı(Genelkurmay Başkanlığı Plan Prensipler Başkanlığı) Genel Sekreteri telefonla şahsımı arayarak, randevu talep mektubumuz çerçevesinde Genelkurmay Başkanı adına Genelkurmay Genel Plan ve Prensipler Başkanının bizimle görüşmek istediğini, bu görüşme için Ankara’daki temsilcilerimizle bir ön görüşme yapmak istediklerini bildirdi.
Ulusoy’la çok samimi
Hüseyin Uludağ Bey ve Yusuf Çağlayan Bey ile buluşmaları sağlandı ve yapılan ön görüşme sonucuna göre 07 Mart 2016 tarihinde GNKUR Karargahında ziyaret mektubunda yazılı heyet ile GNKUR Genel Plan Prensip Başkanı Korgeneral Salih Ulusoy ziyaret edildi. Ziyaret 11:00-13:15 saatleri arasında çok samimi ve sıcak bir ortam içinde geçti.
Ziyaret sırasında ağırlıklı olarak;
* Yargıya kapalı ve açık idari işlemlerle TSK’dan çıkarılan askerlerin mağduriyetlerin giderilmesi için hazırlanan yasa teklifi ve
* SADAT A.Ş. ile ilgili olarak, “Savunma Sanayi Hizmet sektörünün” oluşmasını sağlayacak yasa teklifi ile
* İslam Ordusu kavramının içinin nasıl doldurulacağı hususu oluşturmuştur. Yasa tekliflerinin desteklenmesi için gayret sarf edeceklerine dair vaat alınmıştır.
20 yıl sonra girdik
Saat 12.00’de yemeğe geçilmiş, yemek sırasında da genel hususlarda istişarelerde bulunulmuştur. Ordumuzun manevi değerlerle bezenmesi için düşüncelerimiz paylaşılmıştır. GNPP Başkanımız tarafından tekrar görüşmek isteği ihsas ettirilmiştir. Genelkurmay Başkanımız ile görüşme isteğimizin devam ettiğini belirtip, 20 yıl sonra girdiğimiz Genelkurmay Karargahından içimiz rahat olarak ayrılınmıştır. İrtibatımız devam edecektir. Durumu bildirir, selamlarımı sunarım. "
Suudi Arabistan’la İslam Ordusu
Yazıda sözü edilen “TSK’dan çıkarılan askerlerin mağduriyetlerinin giderilmesine yönelik yasa teklifi” konusunun SADAT bünyesindeki ASDER’in yıllardır sürdürdüğü çalışmalar kapsamında gündeme geldiği anlaşılıyor. SADAT’la ilgili olarak Savunma Sanayi Hizmet Sektörünün oluşmasını sağlayacak yasa teklifi de bir süredir Tanrıverdi’nin açıklamalarında yer alıyor.
Görüşmede ele alındığı belirtilen “İslam Ordusu kavramının içinin doldurulması” konusunun ise o tarihlerde Suudi Arabistan’ın girişimiyle gündeme gelen ve Türkiye’nin de katılacağı belirtilen yeni oluşum çerçevesinde ele alınmış olabileceği belirtiliyor.
Ulusoy darbe girişiminden tutuklu
Görüşmeyi 15 temmuz darbe girişiminden sonraki gelişmeler açısından ilginç kılan yanı ise, SADAT’ı Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar adına kabul ettiği belirtilen Plan ve Prensipler Başkanı Korgeneral Salih Ulusoy’un “darbeci” suçlamasıyla tutuklanmış olması. Genelkurmay karargahındaki 6 J başkanından biri olan Ulusoy, darbe girişiminden bir hafta sonra tutuklanarak cezaevine konuldu. Ulusoy’un yine tutuklu olan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın yaveri Yarbay Levent Türkkan’ın, ifadesinde “kesin cemaatçi olduğunu biliyorum” ifadesi üzerine tutuklandığı belirtilmişti.
Salih Ulusoy’un da ifadesinde darbeci olmadığını, 15 Temmuz gecesi karargaha gidip olanları öğrenmeye çalıştığını, darbeyi önlemek için çaba sarfettiğini ancak başaramadığını anlatmıştı.
Tartışmalı Şirket
Eski özel harpçi Adnan Tanrıverdi tarafından kurulan SADAT Uluslararası Savunma Danışmanlık Şirketi, kontgerilla eğitimi vermesi ve devlet tarafından denetlenmemesi ile tartışma yaratmıştı. Adnan Tanrıverdi, şirketinin amacını 2012’de şu ifadelerle anlatmıştı: “Türkiye’nin köklü askeri gelenekleri ve birikimini ihtiyacı olan ülkelere aktarmak. Kendi deneyimi ve birikimi olmayan ülkelerin silahlı kuvvetlerinin eğitim, strateji gibi ihtiyaçlarını karşılayacağız. Dünyada örneği çok. Türkiye’de ilk olacak.” SADAT’ı CHP’li vekiller soru önergeleriyle Meclis’e taşımış, “SADAT’ın ÖSO militanlarına sokak savaşı dersi verip vermediğini” sormuştu. HDP, SADAT’ı “bir tür kontrgerilla yapılanması” olarak tanımlamış, bünyesindeki danışmanların Güneydoğu’daki faili meçhullerle ilişkisi olduğunu iddia etmişti.
CUMURİYET