Şırnak Cizre ilçesinde 4-12 Eylül 2015 tarihleri arasında uygulanan sokağa çıkma yasağı sırasında meydana gelen olaylar hakkında bilgi edinmek, yaşananları yerinde incelemek üzere bölgeye giden Saadet Partisi (SP) yöneticilerinin, hazırladığı rapor kamuoyu ile paylaşıldı. Genel Başkan Mustafa Kamalak ve beraberindeki heyet tarafından Diyarbakır ve Cizre'ye 16-17 Ekim 2015 tarihlerindeki ziyarete ait bilgilerin de yar aldığı raporda kanaat, tespit ve değerlendirmeler yapıldı.
Raporun sonuç bölümünde, adına ister Kürt sorunu, isterse terör sorunu densin, Türkiye'nin tabularını yıkması ve bu sorunla yüzleşmesi gerektiği vurgulandı.
HENDEK KAPATMAK İÇİN SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI KONULMASININ YARARLI OLMADIĞI NET GÖRÜLDÜ
Söz konusu rapordaki tespitlerde özellikle Cudi ve Nur mahallelerinde, emniyet güçlerinin sokaklara girmesini engellemek için kurulan, hendek ve barikatların çokluğunun göze çarptığı, bunların kapatılması için ilan edilen sokağa çıkma yasağının yararlı olmadığının net olarak görüldüğü belirtildi.
DEĞERLENDİRMELER VE ÖNERİLER
Saadet Partisi'nin temasları ve incelemelerine ilişkin değerlendirmesi ise şunları kaydedildi: "Acilen TBMM bünyesinde bir Araştırma Komisyonu kurulmalı, iddialar objektif bir şekilde araştırılmalıdır. Devlet ne olursa olsun hukuktan ve meşru zeminden ayrılmamalıdır. Otuz yılı aşkın terörle mücadele tecrübesine karşın halen silahlı mücadelenin baskı unsuru olarak kullanılması sorunu çözmemekte, daha da karmaşıklaştırmaktadır. Silahlı mücadele elbette olacaktır, ancak meselenin çözümü için siyasal-sosyo-kültürel ve ekonomik adımların da atılması gerekmektedir. Siyasetin acilen dilini düzeltmesi ve kutuplaşmadan vazgeçmesi gerekmektedir.
Vatandaşlar arasında en güçlü bağın dindarlık olmasından ötürü İslam faktörünün göz ardı edilemeyeceğinin bilinmesi gerekmektedir. Bu nedenle İslam kardeşliği vurgusu samimi olarak ifade edilmelidir. Hızlı ve planlı kalkınma için, serbest piyasa anlayışı yerine, geçici süreyle yatırımları kamu üstlenmelidir. Devletin riske girmediği bir yerde özel sektörün riske girmesini beklemek ancak zaman kaybına neden olmaktadır. Bu ise terörün gelişimine zemin hazırlamaktadır. Ne olursa olsun, çözüm süreci sürdürülmeli, ancak bunun muhtevası, yöntemi ve metodu değiştirilmelidir. Bölgede sadece bir grup ya da siyasi oluşum değil, bütün kesimler bu sürece dahil edilmelidir."
CİZRE RAPORUNUN SONUCU
Saadet Partisi'nce hazırlanan raporun sonuç bölümünde adına ister Kürt sorunu, isterse terör sorunu densin, Türkiye'nin tabularını yıkması ve bu sorunla yüzleşmesi gerektiği vurgulandı. Aksi durumda muhataplarının her geçen gün sosyolojik tabanını genişletmesi sürecinin devam edeceği ve meselenin çok daha içinden çıkılmaz hale geleceği ifade edilerek, "İleri yaş kuşağına karşın özellikle genç kuşağın (10-40 yaş arası) devlet ve Türkiye toplumu ile ilgili bağlarının zayıfladığının fark edilmesi gerekmektedir.Ülke bölünmesin diyenlerin duygusal bölünmelere engel olması gerekmektedir." denildi.
BÖLGE HALKININ TÜRKİYE'DEN AYRILMAK GİBİ DÜŞÜNCESİ YOK, ANCAK DEVLET KURUMLARINA GÜVENMİYOR
Diyarbakır ve Cizre ziyaretlerinin bölge halkının da tıpkı Saadet Partisi gibi düşündüğünü gözler önüne serdiği belirtilen raporda, şu tespitlerde bulunuldu: "Heyetimize yakın ilgi gösteren vatandaşlarımız barış ve kardeşlik ortamının acilen tesis edilmesini beklemektedir. Ziyaretlerimiz esnasında fark ettiğimiz iki temel durum bulunmaktadır. Bunlardan birincisi bölgenin çok gergin ve endişeli olduğudur, ikincisi ise acilen normalleşmeyi istediğidir. Bölge halkı siyasi tercihini HDP'den yana kullandığı için yaşananlardan rahatsızlık duymuyor düşüncesi aldatıcı olacaktır. Aynı şekilde bölge halkı Türkiye'den ayrılmak gibi bir düşünceye de sahip değildir. Ancak bölge halkı devletin kurumlarına da güven duyamamaktadır. Bölgede devamlı surette çatışmacı bir süreç takip edildiği için vatandaşın gerçek anlamda duygularının görülmesi mümkün olamamaktadır. Bu nedenle bölgede sağduyu sahibi, uzlaştırıcı bir siyasi anlayışa ihtiyaç duyulmaktadır. Bu ihtiyaca cevap verebilecek siyasi kadro ve fikri zemin Saadet Partimizde mevcuttur. Yaptığımız tüm temaslarda vatandaşlarımızın gösterdiği yakın ilgi bunun somut örneğidir." CİHAN