Kahramanmaraş Devlet Hastanesi Kardiyoji Kliniği'nde abdominal aort anevrizması (Kalpten çıkan, vücuttaki en büyük damarın karın bölgesinde anormal genişlemesi) tanısı konan hastanın mevcut hastalıkları nedeniyle açık cerrahi tedavisinin yüksek riskli olması nedeniyle kapalı yöntemle tedavisi planlandı. Prof. Dr. Sami Özgül'ün başkanlığını yaptığı Uz. Dr. Orhan Alper Güngördük, Uz. Dr. Ünal Öztürk, Op. Dr. Kadir Kaan Özsin ve Uz. Dr. Yalçın Fikri'den oluşan ekip, hastanın her iki kasığından yapılan küçük kesilerden girilen kataterler vasıtasıyla karın ana damarının (Aorta Abdominalis) ve bacağa giden iki damarın (A. İliaca) anormal genişlemiş olan kısımlarına greft dokusuyla kaplı stenti kısa sürede başarılı bir şekilde yerleştirdi. SEBEBİ SİGARA Abdominal aort anevrizması karın ana damarının anormal genişlemesi olduğunu belirten Prof. Dr. Sami Özgül, "Sigara ve kan basıncı yüksekliği en önemli risk faktörleridir. Bu hastalık genellikle herhangi bir şikayete neden olmadan sessiz bir seyir gösterir. Başka nedenlerle yapılan tetkikler sırasında tesadüfen tespit edilir. Anevrizma çapının 5,5 cm ve üzerinde olması, altı aylık takiplerinde 0,5 cm ve üzerinde genişlemesi veya hastanın anevrizmaya bağlı şikayetlerinin olması girişimsel tedavi nedenleridir. Bu hastalar zamanında tedavi edilmediğinde çoğunlukla ölümle sonuçlanan anevrizmalarının patlama riski artar.'' dedi. Bu hastalığın girişimsel olarak iki çeşit tedavisi olduğunu da belirten Prof. Özgül, şunları ifade etti: "Bunlardan bir tanesi son 50 yıldır kullanılan açık cerrahi yöntemidir. Bu yöntemde hastanın hastanede kalış süresinin ve normal günlük yaşamına dönme süresinin uzun olması, operasyon prosedürünün riskli olması ve yüksek riskli hastalarda bu riskin çok fazla artması nedeniyle uygulanamaması en önemli dezavantajlarıdır. Diğer tedavi yöntemi son 10 yıldır uygulanan kasıklardan girilen kateterler vasıtasıyla genişlemiş damarın içine greft dokusuyla kaplı stentin yerleştirildiği kapalı yöntemdir.'' Prof. Özgül, bu yöntemin cerrahi yöntemle karşılaştırıldığında en önemli avantajlarının işlem prosedürünün düşük riskli olması, hastanede kalış süresinin ve günlük yaşantılarına dönüş süresinin kısa olmasını gösterdi. Bu yöntemin maliyetinin yüksek olması, yeni bir yöntem olmasından dolayı uzun süreli takip sonuçlarının henüz bilinmemesi nedeniyle açık cerrahi yönteminin uygulanamadığı hastalarda tercih edildiğine dikkat çeken Özgül, ileriki zamanlarda bu yöntemin tedavi maliyetlerinin düşeceğine, hasta takiplerinde gördükleri olumlu sonuçların uzun süreli takiplerde de devam edeceğine ve bu yöntemin daha yaygın bir şekilde kullanılacağına inandığını dile getirdi. Özgül, bu yeni yöntemi Kahramanmaraş halkının hizmetine sunduğu içinde ayrıca çok mutlu olduğunu belirtti. (CİHAN)