Güler,
CHP Genel Başkanı Kemal Kılçdaroğlu başkanlığında toplanan ve yaklaşık 4 saat süren
Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısı sonrası, açıklamalarda bulundu.
Bugün adli yılın açıldığını anımsatan Güler, ''
Adli yılın açılışını kutlamak istiyoruz ama yargı sistemindeki değişikliklerden sonra, yargıçların, savcıların ve avukatların, tüm
mahkeme görevlilerinin ve elbette mahkemelerde sorunları olan tüm yurttaşların çok zor günler yaşayacağını düşünerek bu kutlamayı buruk bir şekilde yapıyoruz'' dedi.
''Adli yılın açılışı, pek çok
davanın hukuksuz görülmesi nedeniyle gölgelidir'' iddiasında bulunan Güler,
Deniz Feneri e.V soruşturmasının savcılarının görevden alınmasına değindi.
Güler, şöyle devam etti:
''Görevden alınan savcılar hakkında değerlendirme, henüz
HSYK tarafından yapılmamışken, bu kurulun başkanı olan
Adalet Bakanı tarafından mahkum edildiler.
Bu durum HSYK'yı, yürütme organının emri altında Adalet Bakanı'nın gölgesi altında çalıştığına herhalde son günlerde verilmiş en somut son örnek. Bu davaya ilişkin Genel Başkanımız Sayın Kılıçdaroğlu'nun sorduğu bir dizi soru yanıtlanmadan hala ortada duruyor. Bu soruların bir kısmını tekrar sunmak istiyorum:
Vaktiyle Deniz Feneri Derneği üzerinden oluşturulan fonlarla sayın
Başbakan bir ilişkiniz var mıydı yok muydu? Savcıların görevden alınmasının, davanın sanıklarından birinin bir şeyler yapılmazsa konuşacağı tehdidiyle bir ilgisi var mı yok mu? Bu dava kapsamındaki tedarikçi firmalar kimler? Bu firmalardan hangi fiyatlarla mal alındı? Bu firmalarla
dernek yöneticileri arasında nasıl bir ilişki var? İşin arkasında daha başka kimler var? Biz şimdi bu soruların, sorulduğu günden daha önemli ve daha ağır sorular olduğu kanısını taşıyoruz.''
Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile yasama organının by-pas edildiğini savunan Güler, ''Son olarak cumartesi günü
Resmi Gazete yayımlanan yeni bir KHK, Gıda
Tarım ve
Hayvancılık Bakanlığı'nı, TÜBİTAK'ı, cemaat vakıflarını,
Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü'nü, bunların
örgütlenmelerini ve
politikalarını değiştirdi. 6 ay süreli KHK çıkarma yetkisi hem konusu bakımından hem de içeriği bakımından
Hükümet tarafından haziranın daha ilk günlerinden çıkardığı kararnamelerle sürekli aşıldı.
Hükümeti kamu
yönetimini, kamu politikalarını yetkisiz bir şekilde anayasaya aykırı bir şekilde KHK'lerle
düzenleme çabalarına artık bir son vermeye çağırıyoruz'' ifadelerini kullandı.
-İSRAİL'E YAPILAN YAPTIRIMLAR-
Güler, uluslararası ilişkiler alanında
İsrail ekseninde yaşanan gelişmelerin de ''bir başka sefalet'' konusu olduğunu ileri sürdü.
CHP olarak, Mavi
Marmara saldırısıyla ilgili İsrail'in özür dilemesi ve tazminat ödemesi gerektiğini çok önceden söylediklerini ifade eden Güler, şunları söyledi:
''BM'ye başvurup, BM'den kendisini yalnızca kendisini değil,
Türkiye'yi mahkum eden kararlar alınmasını sağlayan bir Hükümet, Türkiye'yi dış dünyada temsil edemez.
AKP bu raporla
Gazze ablukasına meşruluk süreci kazandırmanın başlıca nedeni oldu. Daha sonra İsrail'le her türlü ticari, askeri ilişkiyi keseceğimizi söyleyen Başbakan bunun üzerinden iki gün geçmeden, 'kastettiğim ilişkiler
savunma sanayi ile ilgili ticari ilişkilerden ibarettir' diye açıklama yapabildi.
Yani dedi ki, 'yanlış anlaşıldım.' Yaptırım gücünü kullanamayacağını bizzat kendisi dile getirdi. Böylece İsrail konusu, iç politika konusu olarak elinde evirip çevirdiğini ilan etti.
Dış politika gerçekten çok ciddidir. Hükümeti yar
gıda, yasamada ve
dış politikada daha büyük bir ciddiyetle davranarak Türkiye'nin onurunu yükseltmeye davet ediyoruz.''
Güler, açıklamasının ardından
gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin, ''Deniz Feneri konusunda nasıl bir yol izleyeceksiniz, belgeler mi açıklanacak, nasıl bir yöntem izlenecek?'' sorusu üzerine Güler, ''Eldeki bütün hukuki ve siyasi araçları kullanacağız. Yalnızca CHP Genel Merkezi'nden yapılan açıklamalarla yetinmeyeceğiz, bütün il başkanlıklarımız da adliyelerin önüne giderek yapılan bu hukuksuzluğu ve yargının üzerine düşürülen lekeyi kendi il halklarına şikayet edecekler. Yani tüm örgüt olarak bir
protesto dalgası içinde yürüyoruz'' dedi.
-FÜZE KALKANI PROJESİ-
Güler, ''NATO tarafından Türkiye'ye yerleştirilmesi düşünülen
füze kalkanına'' ilişkin bir soru üzerine, ''Füze kalkanının olası, mümkün, çok tartışılır ama
evet İran'dan hareket edebilecek füzelere karşı İsrail'i savunmak amacıyla kurulduğunu ve bunun da Türkiye toprakları üzerinde kurulma izninin
iktidar partisine ait olduğunu vurgulamak istiyorum'' ifadesini kullandı.
Güler, başka bir soru üzerine, BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın Kılıçdaroğlu'ndan randevu talebinin kendilerine ulaşmadığını, ulaşması durumunda değerlendireceklerini bildirdi.
Güler,
Ankara İl Yönetimi'nde kongre talebinin bugünkü toplantıda gündeme gelmediğini, yeni atanan Ankara İl Başkanı'nın yönetimini oluşturulması çalışmalarının sürdüğünü bildirdi.
AA