Akgül, yaptığı yazılı açıklamada, daha önce
uygulama tarihi 22
Ağustos olarak belirlenen Güvenli
İnternet Yönetmeliği'nin bir
takım değişikliklerle 3 aylık bir deneme süresi sonrasında uygulanmaya başlayacağını anımsattı.
Yönetmeliğin,
yurt içi profilin kalkması ve BTK'ye olur veren ''Güvenli İnternet Hizmeti Çalışma Grubu'' dışında bir yenilik getirmediğini belirten Akgül, Çalışma Kurulu'nun ilkeleri belirleyeceğini, listeleri ise BTK'nın oluşturacağını ifade etti.
Çalışma Grubu yönetmeliğinin ilkelerinin belirtilmediğini savunan Akgül, ''Bürokratik ağırlıklıdır, üyelerin nitelikleri yeterli detayda belirtilmemiştir. Sansür uygulamasına eleştirisel bakacak unsurlar dahil edilmemiştir'' görüşünü ifade etti.
Akgül, Çalışma Grubu'nun, saydam bir şekilde çalışması ve kamuoyuna açık ortamlarda bilgi vermesi gerektiğini belirtti.
GÜVENLİ İNTERNET İSTENMEYEN İÇERİĞİ YASAKLAMAKLA SAĞLANAMAZ
İnternetin devrimsel bir değişme, sürekli gelişen, değişen uluslararası bir olgu olduğunu vurgulayan Akgül, ''İnternet güvenliği, karmaşık, ciddiye alınması gereken, ulusal strateji gerektiren bir konudur. Güvenli internet, tüm yurttaşları, tüm firmaları ve kurumları ilgilendiren, sürekli eğitilmesi, kamuoyunun bilgilendirilmesi gereken bir konudur'' dedi.
''
Türkiye'nin internet ve
bilişim eğitimi konusunda tutarlı ve kapsamlı bir planı, politikası olduğunu söylemenin mümkün olmadığını'' belirten Akgül, ilkokullarda verilen bilgisayar eğitiminin azaltıldığını, seçmeli hale getirildiğini söyledi.
Akgül, ''Bizim temel bilişim ve internet kültürünü tüm
topluma vermenin çok ötesinde, her gence bilgisayar biliminin temellerini, değişen seviyelerde tüm öğrencilere vermemiz gerekir. Türkiye iyi bir kullanıcı olmanın çok ötesini, Bilgi Toplumu olmayı hedeflemelidir'' şeklinde görüşünü bildirdi.
GENÇLER, BİLGİSAYAR KONUSUNDA ANA BABALARDAN DAHA YETENEKLİ
Bireylerin istemedikleri nesnelerin görünmesini engellemesinin bir yurttaşlık hakkı olduğuna işaret eden Akgül, ''Devletin ne usulle olursa olsun,
mahkeme kararı olmadan, beyaz ve
kara liste oluşturması yanlıştır. Esas olan yurttaşın kendi listesini kendisinin belirlemesidir. Devlet,
sivil toplum kuruluşları, üniversiteler öneriler oluşturabilir. Yurttaşın özgür iradesiyle kendi filtresini belirlemesi esastır. Demokratik, hukuk devletinde işin doğrusu budur'' dedi.
Akgül, şöyle devam etti:
''Bugün dünya üzerinde 460 milyon web vardır. BTK hangi insan gücüyle, hangi bilimsel yetkinlikle, hangi demokratik yetkiyle bu 460 milyon web arasında beyaz ve kara liste oluşturacaktır. Ortaya çıkacak haksızlıklar nasıl telefi edilecektir?
Çocuk profili, çocukların girebileceği web adresleri listesidir. Ülkedeki, değişik sosyo-kültürel grupları farklı gelişme seviyesindekilere nasıl hitap edecek? Hangi dilleri esas alacak? Çocuk profilinin pedofiller için bir av ortamı olması tehlikesinin sorumluluğunu alacak mı? Gençler, bilgisayar konusunda ana babalardan daha yeteneklidir. Şifreleri kırıp, ana babalarını atlattıklarında, BTK ana babalara ne diyecektir? BTK bu konuda bir şeyler yapacaksa, MEB ile
işbirliği yapıp,
Türkçe içeriğin artmasına katkıda bulunsun, portallar oluşmasına yardımcı olsunlar. Kişisel bilgisayarlarda kullanılabilecek filtre yazılımları açık kaynak olarak üretsin, yarışmalar yapsın, ortaya çıkan iyi seçenekleri ücretsiz dağıtsın, eğitimlerini versin. Ana babaları bu konuda eğitimine katkıda bulunsun.''
FİLTRELEME DÜNYANIN TERK ETTİĞİ BİR UYGULAMADIR
Filtreleme ile istenmeyen içeriği engelleme düzenlemesinin çok eski olduğunu kaydeden Akgül, ''Ama, bugün BTK'nın önerdiği yöntemi uygulayan hiçbir gelişmiş
demokrasi yoktur. Son yayınlanan
AGİT raporu bunu belgeliyor'' dedi.
Akgül, sorunun çözümünün insanı temel alıp,
diyalog, öğrenme ve kendini geliştirmekten geçtiğini vurgulayarak, ''Merakı, bağımsız davranmayı, sorumluluk almayı, sorgulamayı, girişimciliği
teşvik etmeliyiz. Bilgi Toplumunun bireyleri böyle bireyler olacaktır'' görüşünü ifade etti.
AA