250'den fazla
kanserojen madde yayarak
halk sağlığını tehdit eden kimyasalları yok etmek için faydalı bakteriler kullanılacak.
TÜBİTAK'ın desteğiyle yürütülen proje kapsamında
yurt dışından getirilen bakteriler,
Sakarya Üniversitesi (SAÜ)'ndeki özel laboratuvarda zararlı atıkları parçalamaları için geliştiriliyor.
Bakteriler hazır hale geldiğinde, kirliliğin olduğu bölgelerde
sondaj yoluyla yeraltı sularına bırakılacak.
Toprağa gömülen zehirli varillerden sızan kimyasal atıklar, yeraltı sularını kirletiyor. Yeraltı suyundan bu kimyasalları temizlemek zor ve pahalı.
Amerika Colorado Üniversitesi'nde 10 yıl bilimsel çalışmalar yapan SAÜ Mühendislik Fakültesi
Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet İşleyen'in çalışması tamamlandığında, petrol türevi kimyasallar toprağa gömülmeden
imha edilebilecek. DNAPL adı verilen türdeki zehirli kimyasalları imha edecek faydalı bakteriler yurt dışından satın alındı. Özel bir reaktörde geliştirilen bakteriler, projenin sonunda zehirli bileşikleri yok edecek hale geldikten sonra, sondaj yoluyla kirliliğin olduğu bölgelerde yeraltına pompalanacak.
Farklı sanayi kuruluşlarından kaynaklanan atıkların, bakteriler kullanılarak
doğal yollardan yok edilebileceğini söyleyen Yrd. Doç. Dr. Mehmet İşleyen, atıkların biriktirme aşamasında veya toprağa gömüldüklerinde yeraltı suyuna karışarak ciddi şekilde kirliliğe neden olduğunu belirtti. Türkiye'deki atıkların ne şekilde bertaraf edildiğinin bilinmediğini anlatan İşleyen, "Dünyada ilk
üretim yıllarında bunu nasıl arıtacaklarını bilmedikleri için gözden uzak olsun diye kuyular açıp yerin altına gömdüler. Daha sonra yer altı sularını kirlettiği için bir sürü para harcayarak o alanları temizlemeye çalıştılar. Böyle
kirlilik alanlarının temizlenmesi zor, zaman alıcı ve çok pahalıdır. Akışkan ve yoğunluğu olan bu atıklar, yer altında sürekli hareket ederek çok geniş alanları kirletirler. Yer altı sularına ulaşan bu kirleticiler, suda kısmi oranda çözünerek daha uzun mesafelere taşınırlar. Ancak zararlı bileşenleri parçalaması öğretilen bakteriler, bunu doğal yollardan kolay şekilde arıtabiliyorlar." dedi.
Bakterilere kimyasal maddeyi hızlı şekilde parçalamayı öğreteceklerini anlatan İşleyen, şunları söyledi: "Amacımız, çoğunluğu su ortamına yayılan maddeleri parçalayacak bir bakteri türüne bu kirleticileri parçalamayı öğretmek. Bakteri bunu iki günde yapıyorsa ona iki saat içerisinde yapmasını öğreteceğiz. Bunun için ilk olarak zehirli kimyasalı bulmamız gerekiyordu. Türkiye'de bulabilir miyiz? diye düşündük. Çünkü hiç kimse buna girmek istemiyor. Fakat bulmayı başardık. Şimdi bakterilere, kimyasal maddeleri parçalamayı öğretiyoruz. Biz bu bakteriye diğer kimyasalları da yemeyi öğrettikten sonra aynı yer altını temsil edecek hücreler yapacağız. Bakteriyi oraya verip zararlı kimyasalların o ortamda parçalanmasını inceleyeceğiz. Daha sonra faydalı bakterileri çoğaltacağız."
YÜZEY SULARI DA TEMİZLENEBİLECEK
Yeraltı suyuna bırakılan bakterinin, kimyasalı, yayıldığı kaynağa kadar giderek parçaladığını ifade eden İşleyen, zehirli maddeleri yok eden bakterinin zararsız olduğunu kaydetti. İşleyen, bakterinin kimyasalı parçaladıktan sonra
besin maddesi bittiği için öldüğünü dile getirdi.
Bakterinin, yalnız yeraltı sularının temizlenmesinde değil, petrol türevi kirleticilerle kirlenen su kaynaklarında da kullanılabileceğini anlatan İşleyen, "Yeraltı suları ve yüzey sularında da bakteri kullanılabiliyor. Son olarak
Meksika Körfezi'ni düşünürseniz, problem yaşandı. Fiziksel olarak temizlemeye çalışıldı. Temizlense bile esas problem çözünen kısmı. Çözünen kısmın temizlenmesinde de biz bu bakteriyi kullanacağız." şeklinde konuştu.
(CİHAN)